Dürüstlük
ve etik değerler nedir, nasıl olmalıdır, nasıl ölçülür ve anlaşılır?
Dürüstlük ilkesi;
akıl, mantık, vicdan, empati, sempati, sevgi, adalet, samimiyet ve merhametin
beslediği ve desteklediği en yüce insani süzgeçtir. Olduğu gibi görünmek,
göründüğü gibi olmaktır. Ve olması gerektiği gibi davranabilmektir.
Dürüstlük; karar,
eylem, duygu, düşünce ve tüm karşılıklı ilişkilerde ilk filtredir, mihenk
taşıdır. Buradan geçemeyen bir olgu/olay/hüküm; insani ölçekte geçersizdir,
boşa düşer. Dürüstlük, bir toplumda, tüm meslekleri, aidiyetleri, gruplar ve
kimlikleri ilgilendirir. Hiçbir birey bundan muaf ve imtiyazlı tutulamaz.
Dürüstlüğün de
insan bilincinde ve toplum hafızasında olumlu bir imaj bırakabilmesi ve
fonksiyonel olabilmesi için; devamında akıl, mantık, bilim, somut gerçeklik,
tutarlılık, süreklilik, şeffaflık süreçlerinden de yara almadan geçmesi gerekmektedir.
Bunu ilke
edindiğimizde; düşüncelerimiz, sözlerimiz, kararlarımız ve eylemlerimiz
arasında tutarlılık göstererek, kendimizi ve başkalarını kandırmadan yaşamayı
amaçlarız.
Dürüstlük;
opsiyonel, modifiyel bir aksesuar, imaj materyali, inanç objesi değildir. Hem
insani, hem vicdani, hem de yasal bir zorunluluktur. Dürüstlük ilkesi ve etik değer
barajlardan geçemeyen hiçbir iddia, şüphe, kuşku, itham, isnat, hüküm ve
savunma meşru değildir. Usûl esastan önce geldiğine göre, dürüstlük de usûl
kapsamındadır.
Bir toplumda adalet
ve yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı, yansızlığı, bağlayıcılığı ve üstünlüğü
hüküm süremiyorsa; dürüstlük, etik ve ahlaki değerleri, diğer toplumsal
bileşenlerden beklemek de hayalperestlik olur.
Türk Medeni Kanunu
Madde: 2-3 (*) ve HMK 29.(**) Maddesi ve diğer yasal zorunluluklar;
anayasaya yurttaşlık bağı ile bağlı olan her bireyi, eylem, karar ve çift
taraflı tüm toplumsal ilişkilerde dürüst davranmaya ve iyi niyete davet eder ve
zorlar.
Anayasa'nın 138.
maddesi, hakimlerin bağımsızlığını ve tarafsızlığını güvence altına alır. Bu
madde, yargı etiğinin temel dayanağı olarak kabul edilebilir. Ayrıca,
Anayasa'nın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olduğunu belirtir
ve bu da yargı etiğinin önemini vurgular.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS): AİHS'nin 6. maddesi,
adil yargılanma hakkını güvence altına alır. Bu hak, yargı etiğiyle yakından
ilişkilidir.
Avrupa Konseyi
Yargıçlar İçin Etik Kuralları: Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen bu
kurallar, Avrupa ülkelerindeki hakimler için etik standartlar belirler.
Alman düşünür Immanuel Kant der ki: “Hukuka göre, bir adam
bir başkasının haklarını ihlal ettiğinde suçludur. Etikte ise, sadece bunu
yapmayı düşündüğünde suçludur.”
Hukuk felsefesi,
ceza hukuku ve yargı etiği alanlarında da yoğun okumalar yapmış bir
yazar/şair/düşünür olarak, bu kanaatlere varmam çok zor olmadı. Anayasa,
yasalar ve yargı etiği; kişiye ve kuruma göre etki ve fonksiyonu farklılıklar
göstermeyen evrensel kriterlerdir. Hele hele Yargı etiği; bu mesleği icra eden
herkesi bağlar. Tercih ve takdire bağlı, opsiyonel değildir.
Türk Yargı Etiği
Bildirgesi (14 Mart 2019 Perşembe Resmî
Gazete Sayı : 3071); Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün 14/11/2006
tarih ve B.03.0 Per.0.00.01/ 100289 sayılı genelgesi. Ayrıca bkz. Avrupa
Konseyi. Yargı Etiğine İlişkin Uluslararası Temel Standartlar-Türkiye’de Yargı
Etiğinin Güçlendirilmesi Projesi Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay Başkanlığı.
Yargıtay Yargı Etiği İlkeleri. Türk Yargı Etiği Bildirgesi(2019). HSK. Türk
Yargı Etiği Bildirgesi (R.G. 14/03/2019, Sayı 30714).
Önemli olan “Bağımsız ve tarafsız bir
yargıya ulaşmanın yöntemlerinden biri de yargı etiğinin hâkimler ve savcılar
tarafından içselleştirilmesidir.”
Yargı etiği,
opsiyonel ve ikinci plana atılabilecek bir kavram değildir. Yasal dayanakları:
BM Bangalor Yargı Etiği ilkeleri Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
27.06.2006 tarih ve 315 sayılı kararı ile; savcılar için etik ilkeleri
belirleyen Budapeşte İlkeleri ise yine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
10.10.2006 tarih ve 424 sayılı kararı ile benimsenmiştir. Türk Yargı Etiği
Bildirgesi’ 06.03.2019 tarihinde HSK Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş ve
kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bildirge 14.03.2019 tarihli Resmî Gazete’de
yayımlanmış ve bildirgenin kapsadığı tüm hâkim ve savcılara tebliği
gerçekleştirilmiştir.
Dayandığı ilkeler: Bağımsızlık, Tarafsızlık, Dürüstlük, Eşitlik, Mesleki
yeterlilik, Gizlilik, Saygınlık.
Yargı etiği ve hak ihlalleri; “hukuka aykırılık, özensizlik,
mesleki yetersizlik, maddi hata, yetki ve fonksiyon gaspı, keyfilik vb.
nitelendirme ile kalmamalı, muhakkak caydırıcı bir yasal yaptırımı da
olmalıdır.
Bireysel ahlakı tam
oturmamış bir idareciden, toplumsal etik kurallarına uyması beklenemez.
Yasama, yürütme, yargı erkleri arasındaki ayrılık; çatışma ve çarpışma
anlamında değil; sistemin denge-denetleme ve sürdürülebilirliği için üçlü
sacayağıdır. Anayasada tarif edildiği gibi uygulanması da; toplumsal hukuk
bilincimizin niteliği ve yüceliğine bağlıdır.
Dönüp dolaşıp sözü; ahlak, adalet,
bilim ve bilinç kavramlarına bağlıyoruz. Buna mecburuz.
Toplumlar düştüğü yerden kalkmak zorundadır. Ve Bir kısmının ayağa kalkmayı
önemsememesi, diğerlerinin mücadelesine de ilave yük ve yükümlülük
getirmektedir.
- - - - -
(*) Türk Medeni Kanunu Madde 2: Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken
dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını
hukuk düzeni korumaz.
Madde 3- Kanunun iyiniyete hukukî bir
sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır.
Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen
özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz.
(**) HMK Madde 29: (1)
Taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. (2) Taraflar,
davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir
biçimde yapmakla yükümlüdürler.
Samsun, 20.10.2024
Ali Rıza MALKOÇ
arm.web.tr