Olası bir renktiniz, azizim olmazın
oluru bir düş misali…
Ve seken yeminleriniz:
Varsın olsun aşk kayıp bir arazi.
Tuşa geldi sevinçlerim
Renklerin hüsranına bandım
Göğün mentolü iken
İçimi yakan
Ruhumu burkan
Ve o debdebeli hüzün iksiri
Aşka arkadaş özlem
Özlemin sınır tanımadığı bazen isyan
Peşi sıra af dilediğim Mevla’mdan
Çürük düşler karnavalı
Her insan bir düş
Her düş özdeş
Önce hayatı yaşanır kılan
O gaipten gelen coşku ve ateş
Hüsranın dalgaları
Kumral saçlarında doğanın ve de
Kırağı çalan bir saltanat
Bir asalet
Nihayetinde erişilesi hidayet
Ölüm uykusu uzak olsun yeter ki
Ve de o devasa kuyu
Hem suskun hem çamurlu
İhya edilesi yürek
Kamberini arayan bir esinti
Ve yelin içini çektiği
O meddücezri kimse yükleyen kalbime
Dokunaklı bir el yazısından
Belki de ruhuna konan o buzdan
sarkıttan
Dahi öte
Sarmalında zemherinin
Tedavülden kalkan son yeminim
Bağışla beni Tanrım
Muteber bir gün ve nice dilek
Çaputlarına asılıyım kalbimin
Kabrime hem uzak hem yakın
Cafcaflı bir ateş
Sözcüklerin külünden doğan
Yeni gün ve işte o mendirek
Asası meleklerin
Afı küfü deviren serzeniş gölgelerin
Yüce Huda’ya yürüdüğüm
Dik yokuşların bitimi
Biteviye örselendiğim
Ve işte şerrine lanet okuduğum
İblisin
Külyutmaz yetilerinden bana ne?
Bana neci zihniyetlerden uzak
Kendi kalbine aşkın kurduğu tuzak
Kaçan kovalanır tabiri
Ve işte kırgın bir gün
Devridaim yapan hüzün
Hazzın değil haizi olduğu ömrün
Kolluk kuvveti ve de
Takriben sona odaklı
Tılsımı ve duası ve rüyası
İnancın devasa köprüsü
Serlerin surlara serili
Surların ve hüznün susadığı
Debdebeli bir makamı
Yeter ki bahşetsin yüce Tanrı
Ölümsüzlüğe nazire eden o sevda ki:
Adı da hüviyeti de
Yaşam sevincinde çizili
Örgün bir ömrün
Yaygın duyguların
Yâdında dünün
Yakardığım sadece ve sadece Ulu
Kudret
Aşkın çeperi
Yandığı kadar İlahi Ateşin her
kıvılcımı
Şükre ve sabra delalet inancımı
Yeter ki kutsasın yüce Tanrı…