Düşlerimin fani ve tekil tekiri aşka
müspet bir yenilgi.
Zemheride açan çiçeklerden ben mi
sorumluydum sanki?
Safi hüzün
Sek iken heceler…
Melun yüzün ve şarlatan imgeler…
Bense göğün kayıp Şimal Yıldızı
Kimine göre bir Gül bakaya kalan
yüreğe
Sapladığım dikitler sarkıtlar
Günyüzü görmeye muktedir olabilseydim
keşke…
Demenin de tekelinde saklı
Kırık tekeri yüreğin
Meftun yalnızlığıma ekli
Şiirlerin buruk tebessümü
Gün ağardı ya, gece?
Sözcükler aklandı paklandı ya,
imgeler?
Reşit olmaya gün kala
Ölüme yakın bir safta saklı safiyet
dolu manidar
Renkler
Ve küpeştesi ömrün
Ziyadesiyle tefe koyan hain zümreler
Aşka layık bir ölüm dilerken
Dikerken de yüreğin söküklerinden
Dökülen acıları
Bir renk sayıp da kara bahtımı
Karanlığa gömülü olsaydı keşke
İblis ve zalim içtimada
Melekler ön cephede
Rabbime dönük yüzüm
Ölümlü güdüm
Ölümüne şerh düştüğüm kadar
Hayata ve tüm sevdiklerime
Melankoli ekip de gelmedim ben bu
günlere:
Öncemde hayli şen ve neşeli
İdam fermanımı da yazdım yazalı
Metruk hecelerden çalmadım hem ben bu
saf aşkı
Ne de melun bir ömrü bahşetti kader
Kederin imlası
Kaderin yansıması
Kudretin gücü Rabbime koştuğum
Anbean
Günbegün
Teselli babında
Tecelli etti edecek o malum sonu
İstiflemeden de ruhun kırık dallarını
Ve işte şahikanın kanat sesi
Şehrazat’ın bilinmezi
Öykündüğümse yazdığım öyküleri
Sefertasına koyup da armağan ettiğim
Sevgimin ve merhametimin
Nasıl ki damgası
Safran sarısı bir hüznü
Bahşetti mademki güzün yaslı sesi
yaslı yakası
Kuşağımda şan
Kulvarımda öncü
Kalbimde tanzim ettiğim vicdan ve
sevgi
Renklerin duayeni
Nasıl ki beyazın tini ve titri
Ve işte dalkavuk martıların
Ve işte gürültücü kumruların
Ve işte güne uyanan
Güneşin
Annemin
Tüm ağıtların
Umudun
Emsalsiz iman gücümde büyüttüğüm
Fidanlarım misali
Gözümde büyüttüğüm insanların
Nasıl ki hâsıl olmuş bir kere simsarı
Bense simyacı bir kuş
Ben ki ölümü irdeleyen her dik yokuş
Ben ki düşler gebe
Arnavut kaldırımlarında seken
binlerce hece
Mağdur mazlum ruhumun
Kim bilir kaçıncı dalyası umudun
Bilinmeze şerh düşüp de şirk koşanları
Havale ve ihbar ettiğim kadar kadere
Uzamında ufkun
Temsil ettiğim kadar saf ve masum
ruhların
En çok da beti benzi atan nursuz
yalanların
Şaibeli gölgesine ektiğim bir avuç
tohum
Misali
Yurdumun ve gönlümün ve iman gücümün
fermanı
Adeta
Bir yürekte saklı tutulası
Nice niyaz nice dua
Atarı olmasaydı keşke zalimin
Ederi elbet belli eder kendini
kaderin
Ve olmazın oluru
Tensiye ettiğim kadar mutlu nurlu
nidaları
Aşkın küskün sesinde saklı
Azadesi ömrün özlemin de yankısı
Ve işte
Gaipten gelen bir coşku bir şarkı
Andıkça dünü
Ar bildiğim kadar
Yaşadığım ömrü
Yansıtılası bir hüzün ki
Gönlün devasa dalgasında
Sürüklendiğim yalnızlığın son dansı
Ayağına bastığım kadar
Kollarında kaybolduğum rüyalar
Bir niyet bir selam bir de kelam
Öncü sevgilerin
Zorlu sevdaların
Kavuşamayanların
Kaderindeki o imla hatası
Kederin yüzölçümü
Ölgün günün nezdinde
Tutuklu dilimin şiarı iken
Kalemin nutuk attığı
Beylik olmadığı kadar duyguların
Nüksettiği varsa yoksa iman gücü
Ölümün bile hayırlısı
Ben ki
Defalarca öldüğüm doğduğum
Ayazında evrenin
Aykırı ruhların evrene vedası
Nasıl ki bilinmeze namzet
Bu dinmeyen tutku ve koşu
Kulvarında öncü
Aşka sonuncu
Sözcüklerin de dökülürken bir bir
yaprakları