Acılar Büker Boynumuzu

Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen. 
Serinin yirmi dördüncü babı

kutlu bir titreyişin
derin bir ürperişin
yüce bir haşyetin göğsümüze dokunan rüzgarıdır acı
Hakkın hatırını her şeyin üzerinde tutmanın 
silinmez mührüdür 
ölümsüz hatırasıdır

haksızlık karşısında direnmenin aşılmaz dağıdır 
acılar insanın benlik kabuğunu kıran yağmurlara benzer
tohumlar gibi bizden taze filiz vermemizi umar 
tenimize değen acılar
gönlümüzü taze bir bahara açar 

ortak hüzünler, ortak kederler 
bizi birbirimize kardeş eder
birbirimizden birbirimize kapılar aralar
birbirine sırt dönmeye alışkın
birbirini yaban bilmeye hevesli insanlar
müşterek bir tasanın açtığı yaralar sayesinde birleşir
buluşur, tanışır, kaynaşır

avuç içlerimizde biriken mavi- ıslak- tuzlu dualardan
döşümüzde kuralsız bir acı
iliklerimizde seyir halinde
serserice dolaşır 
tüm heybetiyle süzülür 
çamur sıvalı evlerin arasında
ve her akşam
ateşi dilimizde
uzak yıldızlara söylenmiş bir ağıttır acı

çöl takılı dudaklarımızda canımız çığlık
çığlıklarımız acı olur 
hayattan bir renk 
bir ışık 
bir  ses 
ağlayıp dururuz
her nefesimizde başka acılardan sözler

öyle yanarız ki
şiddeti zehir gibi kırbaçlar yüreğimizi
sularımızı buz tutar
dallarımız kurur 
dökülür yapraklarımız
işte o zaman
bütün ışıkları söner yaşadığımız şehrin
dünlerimiz boğulur kimsesizlik  denizinde
acılarla uyuruz

o derin acı kalıbımızdan kalbimize taşır bizi
böylece acıyabilir olduğumuzu anlarız
kırılgan olduğumuzu fark ederiz
aynı yerimizden çatlayabildiğimizi görüp 
sokuluruz birbirimize

birbirimizi ayrı gayrı görürken 
bir de bakarız ki aynı çaresizliğin eşiğinde, 
aynı yüzün kırışık çizgilerinde bekleşiyoruz
birbirimizi ilgisiz alakasız değilmişiz
meğer aynı kederin kıyısında bükmüşmüşüz boynumuzu

*
islam düşmanı bir kadının 
ümmü anmarın azatlı kölesi 
demirci idi
kılıç yapardı 
peygamber efendimiz ile öteden beri 
görüşür ve konuşurdu

resul-i kibriya efendimiz henüz 
darü'l-erkam'a yerleşmeden önce
gelip müslüman oldu
o günlerde müslüman olmak 
ve hele müslümanlığını ilan etmek 
canından olmayı göze almak demekti

buna rağmen, habbab bin eret
zerre kadar korku eseri göstermeden 
islamla şereflendiğini 
kahramanca ilan etti
kureyşli müşrikler
müslüman olduğunu duyunca 
onu da eziyet ve işkencelere tabi tuttular

ümmü anmar hiddetinden çıldıracak gibiydi
onu bağlattı
ateşte kızdırttığı demirle başını dağlattı
hazret-i habbab en şedit işkenceye uğruyordu 
ama nafileydi 
onun gönlü iman ateşiyle çoktan tutuşmuştu

bir gün çıkıp resulullahın huzuruna geldi
ümmü anmar'dan 
başının ızdırabından 
şikayet etti
peygamber efendimiz
ya Rab
habbab'a yardım et  
diye dua etti

bu duanın hemen sonra
ümmü anmar şiddetli bir baş ağrısına müptela oldu
ağrının ızdırabından inleyip durdu
kendisine, başını ateşle dağlaması tavsiye edildi
hz. habbab da onun başını dağladı

seneler sonraydı... 
hz. ömer, islam'ın halifesiydi 
yanında hz. habbab bulunduğu bir sırada
islam uğruna çektikleri eza ve cefayı kastederek

yeryüzünde şu meclise bundan daha müstahak olan
sadece bir tek adam var diye konuştu
hz. habbab merak edip
ya emire'l-mü'minin
kimdir o

hz. ömer
bilal'dir
hz. habbab
ya emire'l-mü'minin
o benim kadar işkence çekmemişti 

hz. habbab konuşmaya devam etti
bir gün müşrikler beni tuttular
ateş yaktılar 
ateşin içine beni sırt üstü yatırdılar
sonra adamın biri göğsümün üzerine bastı
yer soğuyuncaya kadar da beni bırakmadı
hz. habbab, sırtını açtı
ateş yanıklarından sırtı alaca olmuştu

her türlü eziyet ve işkenceye rağmen 
imanından zerre kadar taviz vermiyor
Allah ve resulüne sonsuz muhabbetini 
izhar etmekten çekinmiyordu
o, bir köle idi
müşriklerle başa çıkacak durumda değildi 

maruz kaldığı eza ve cefalardan dolayı 
resulullaha başvurmaktan başka 
elinden hiçbir şey gelmiyordu
bir gün öyle yaptı
efendimizin huzuruna çıkarak

ya resulallah
çektiğimiz şu işkencelerden kurtulmamız için 
Allah'a dua etmez misin
resul-i kibriya efendimiz
hem ibret hem de müjde dolu 
şu cevabı verdi

sizden önceki ümmetler içinde 
öyle kimseler vardı ki
demir tarakla bütün derileri 
etleri soyulup, kazınırdı da 
bu işkence yine onu dininden döndüremezdi 
testere ile tepesinden ikiye bölünürlerdi de 
yine bu işkenceler onları dinlerinden geri çeviremezdi

Allah, elbette islamiyeti tamamlayacaktır 
ve bütün dinlerden üstün kılacaktır 
öyle ki
hayvanına binip 
san'a'dan hadramut'a kadar 
tek başına giden bir kimse 
Allah'tan başkasından 
korkmayacak
koyunları hakkında da kurt saldırmasından başka 
hiçbir endişe duymayacaktır
fakat siz acele ediyorsunuz

hz. habbab'ın 
azılı müşriklerden as b. vail'den 
mühimce bir alacağı vardı
bir gün gidip alacağını istedi
azılı müşrik

muhammed'i inkar etmedikçe
sana olan borcumu ödemeyeceğim
hz. habbab
ben her şeyimden vazgeçerim
yine de ölünceye kadar 
öldükten sonra dirilinceye kadar 
onu ret ve inkar etmem

bunun üzerine as bin vail
ben, öldükten sonra dirilecek miyim
eğer böyle bir şey olacaksa
sabret…
diriltilip, malıma ve evladıma tekrar kavuştuğum o gün 
sana olan borcumu öderim
diye küstahça konuştu

as bin vail'in bu sözleri üzerine 
Cenab-ı Hak, indirdiği ayet-i kerimelerde 
şöyle buyurdu

şimdi şu ayetlerimizi 
ve elbette bana mal ve evlat verilecektir diyen 
adamı gördün mü 
o, gaibe muttali mi olmuş
yoksa rahmanın huzurunda 
bir söz mü almış
hayır, öyle değil
biz onun dediğini yazacağız 
ve azabını da çoğalttıkça çoğaltacağız
ve o söylediği şeyleri hep elinden alacağız da 
o bize tek başına gelecektir
 
hz. habbab
müslümanlara kur'an-ı kerimi okutmak 
ve öğretmekle de meşgul olurdu

hz. ömer, elinde yalın kılıç
eniştesi ve kızkardeşinin evine 
hışımla girdiği zaman da 
yine bu fedakar sahabi onlara 
yeni inen ayetleri okuyor 
ve öğretiyordu


redfer

( Acılar Büker Boynumuzu başlıklı yazı redfer tarafından 25.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu