Renklerin doğasında saklı zaman
Selamet ise dualarda…
Göğün münferit heceleri bulutlara
Uyarladığım hayallerin neticesi
Ne zamanki gerçek kılacak Huda
Ve işte aşkın bakiyesi
Reddi güç kabulü güç olsa bile
mutluluk
Daim kılan gerçek kılan sadece Mevla
Düşlerle örülü bir resim bir anı bir
mizansen
Ve işte anda saklı iken mutluluğun
tarihçesi
Çetrefilli bir yolculuk müdavimi
olduğum
Öncelikle göğün sözcüklerin
Harareti ile kendime bir yol çizdiğim
Elbet sevginin buklesinde saklı iken
umut
Ve umudun külliyesinde mevcut
Ansızın sızan bir düş
Ar bildiğim neyse indinde mevsimin
Şarlayan olsa bile zalim
Umarsız bir hece ve işte en
afilisinden
Hem de münferit iken
Aşk iken evrenin alfabesi
Hicaz ve hicran ve diyezi sözcüklerin
Bir kanıt
Bir tanık
Bir resim
Ölümü es geçtiğim
Önsezim ve ön sözüm
Henüz yok iken
Henüz var olmadığım
Hiçliğin müptelası bir kördüğüm
Kordan acıların naralar attığı
Ve de dokunulmazlığında yaşamın
Attığım her zar allı pullu
Ve de yek
Ve de sek
En çok düş/eş gelen yenilgilerin tak
ettiği
Yoncaların solduğu
Açmazında hayatın
Ay çiçeği misali yüzüm nasıl ki dönük
güneşe
Karanlığı dahi delebilen
Tüm renklerin saf tuttuğu
Ve işte s/afiyet yüklü ruhumu
Ütülerken kalemin de buharında
soluduğum umudu
Yerle yeksan edemediği kadar çoğu
insan
Sözcüklerin peşrevi
İmgeleri peşkeş çektiğim şiirlerin
güncesi
Gönlün baharı
Ruhun kanadı
Delicesine esen rüzgâra sevdalı
Kâh fısıltı
Kâh figanı
Kaybolmakla eş değer henüz yazmadığım
o romanı
Kıvrak bir gün
Kıyasıya sevebilen gönüllüsü olduğum
hüzün
Ve maviden gözleri annemin
Sevdasına yenik düştüğüm
Bazen karanlık olsa bile gün
Bir düğün misali
Bir de örgün iken her hayali
Yaygın kılmanın da mintanı
Ve işte ruhumu sürgün ettiğim o kayıp
minvali
Bulabildiğim kadar da kendimi
Göğsümü gere gere sevdiğim yaşadığım
nasıl ki
Bir kehanet değil mademki
Matemin örtülü
Mabedimin akan çatısı
Mahreminse yangını
Ölüm öncesi
Tek sevdamı
Gerçek kılsın yeter ki yüce Tanrı
Aşkın şivesi
Sözcüklerin şifresi
Gün batımında doğacak ayın güncesi
Hayatı da yaşanır kılmaya dair…