Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 21.11.2024
Okunma Sayısı : 347
Yorum Sayısı : 15
Biberoğulları-ı.bölüm-


Aşağıda  okuyacaklarınız  kurgu  değildir.  Büyüklerimden  ne  duyduysam,  araştırmalarımdan  ne  elde  ettiysem  onu  yazıyorum.

*****

Evet,  bugün  sizlere  doğrudan  soyadımın  nereden  geldiğinden  bahsedeceğim. 

Bahsetmesine  bahsedeceğim  de  nereden  başlayayım: 

1978'de  ayrıldığım  İstanbul'a,  otuz  sene  sonra  döndüğümde Ümraniye  İlçesinde  ikamet  etmeye  başladım.  İşte  o  ilçede  bir  komşum  vardı : Hasan  Amca.

Hasan  Amca,  ben  gibi  topal  bacağını  sürüye  sürüye  yokuşu  tırmanarak  her  gün,  her  vakit  namazını  camide  kılardı. Bense  Cumadan  Cumaya,  bir  de  öğle  ve  ikindi  namazlarında  giderdim  camiye. 

Hasan  Amca  bizim  memleketin (  Kars ) şivesiyle  konuşan,  geveze  ama  lafı  sözü  denlenen  bir  adamdı.

Bir  gün  cami  çıkışında  sordum:

-Hasan  Amca,  senin  memleket  nere?
-Kars
- Vallah  mı?  Neresinden?
-Kağızman
-Yahu  Hasan  Amca !  benim  memleket  de  Kars/ Kağızman.
-Kimlerdensin?
-Ben  Eli  Eyüp'ün  torunuyum.
-Ömer'in  mi,  Mehmet'in  mi  Kamil'in  mi  oğlusun? (  Ömer  ve  Mehmet  amcalarım, Kamil  babam )
-Kamil'in oğluyum ama  sen  nereden  tanıyorsun  bizim  aileyi?
-Ben  Aslıhan'ın  kayınbiraderiyim ( Aslıhan,  halam... Babamın  anne  bir  kardeşi. ) 

Hasan  Amca  ile  daha  sonra daha  sıkı  fıkı olduk.  Ne  de  olsa arada  akrabalık  bağı  vardı.

Bir  gün  bana '' Siz Celalisiniz ''  dedi. 

Celali  deyince  benim  kafa  tabii  ki  Celali  İsyanlarına  gitti  ve  itiraz ettim.

-Ne  alaka  Hasan  Amca.  Celaliler Yoxgat  ve  çevresinde  yaşamışlar.  Biz  İse  Kağızmanlıyız.

Hasan  Amca  gülümsedi ve  ''  Madem  Tarih  Öğretemenisin  araştır''  dedi.

Aldırış  etmedim.  Celali  nereee  biz  nere?  ''Yaşlı  adam,  bir  yerden  duymuş Celali  kelimesini  sallıyor.''  dedim  içimden. 

O  sıralarda  bir  edebiyat  sitesine  ''  Şu  Ermeni  Meselesine  bir  de  biz  bakalım''  Başlıklı  bir  yazı  hazırlıyordum.  İşte  o  yazıyı  hazırlarken elime  geçen  bir  kaynakta  Ermeni  Patriği Nerses Varjabedyan'ın  1878  Berlin  Antlaşması  öncesinde Rus  temsilcilerine  yana  yakıla  aynen  şöyle  dediğini  okudum: ''  Çerkesler  ve  Celaliler  bizi  hiç  sevmezler.  O  sebepten,  bizi  Çerkeslere  ve  Celalilere  karşı  korumak  için  bir  şeyler  yapmalısınız.''

''Allah  Allah''  dedim.  Demek  ki  Kağızman  ve  çevresindeki  Celaliler,  farklı  Celalilermiş. 

Az  daha  araştırdım.  Evet,  Doğu  Anadolu'da  oldukça  geniş  bir  sahaya  yayılmış bayağı  etkili  bir  aşiretmiş  Celaliler. (  Muş'tan  Mardin'e  kadar  olan  sahada  etkililermiş. )  Devletle  de kah  dargın  kah  barışık  bir  hayat  sürmüşler  ama  mesela  II. Abdülhamit'in  Hamidiye  Alaylarını  genelde  bu  Celailer  teşkil  ediyormuş.

Evet,  anlayacağınız  babamın  üvey  kız  kardeşinin  kayınbiraderi  Hasan  Amca'ya  göre  bizim  soyumuz  bir  Kürt  aşireti  olan Celalilere  dayanıyor.

Ancak...

Ancak  bu  hikayede  bize  uymayan  bir  taraf  var. 

Hasan  Amca  olsun,  onun  ağabeyi ve  Aslıhan  Halamın  kocası  olan  Ebubekir  eniştem  olsun, Hatta  Aslıhan  halam  bile kendi  aralarında  Kürtçe  konuşur,  Kürtçe  kasetler  filan  dinlerken babam  olsun,  amcam  olsun,  amca  çocuklarım  olsun  hiç  Kürtçe  konuşmazlardı.  Hatta Türkçeyi  bile  Kars  şivesi  ile  değil İstanbul  şivesine  çok  yakın  bir  şiveyle  konuşurlardı.  Ben  babamın  ağzından  tek  kelime  Kürtçe  laf  duymadım. 

Yani?

Yani  Celali  aşiretinden  gelen  bizim  sülale  değildi  bana  göre.  Hasan  Amca,  Ebubekir  Eniştem,  Aslıhan  Halam  ve  babası  Şuayip Dede Celali  olabilirlerdi  ama  bize  pek  uymuyordu  Celali  olmak.  Bizim  hikayemiz  daha  başkaydı.  Zira  biz,  başka  yaşlıların  anlatımına  göre  Kağızman'a, Hasankale'den (  Pasinler )  gelmiştik. Hem  Pasinlerli  hem  de  Celali  olamaz  mıydık? Olurduk  ama  dediğim  gibi  Kürtçe konuşmuyor,  hatta  bilmiyorduk  bile. 

Peki  neden?  Neden  bizim  sülale  Hasankale'den  Kağızman'a  göç  etmişti? 

Anlatılanlara  göre  kan  davası  sebebiyle...

****

E  o  zaman  sizlere büyük  büyükannem  Elif  ve  büyük  büyük dedem İsmail'den  ve  bu  kan  davasının  nasıl  başladığından  bahsedeyim.

*****

Gelecek  bölümde  bahsedeyim  eğer  isterseniz
( Biberoğulları-ı.bölüm- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 21.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu