Bir gün mesai satimin bitimine
az kala iki arkadaşım ziyaretime geldi.Hoş beş ve sohbetten sonra,
-Abi biz sana
niçin geldik biliyormusun ?
-Nereden bileyim kardeşim,hoş geldiniz sefalar
getirdiniz.Herhalde mutat ziyeretlerinizden biri dedim.
-Yok yok abi öyle değil
-Ya nasıl ?
-Bak şimdi..Biz düşündük taşındık...
-Bakın dostlar siz böyle uzun uzun düşünüp
taşınınca altından bir çapan oğlu çıkıyor
-Abi be sözümü kesmede bir dinle hele...
-Tamam hadi anlatın bakalıım o muhteşem
fikrinizi bir öğrenelim.
-Abi,sen topu ta karşı kalenin önünden
alıyorsun,kıvıra kıvıra orta sahayı geçiyorsun,rakip saha içine giriyorsun,sıra
tam onsekiz içinde altı pastan boş kaleye şut çekmeye gelince ,topu ya hep
dışarıya atıyorsun yada hakem sana kart gösteriyor.
-Yahu siz bana futbol maçınımı anlatıyorsunuz.
-Dinle be abi.Offf be off ki ne offf.Bir dinle
be abi.Biz günlerce kafa patlatalım bu işi nasıl çözeriz diye şu abimin bize
yaptıklarına bir bak.
-Tamam tamam hadi dinleyelim,anlatın bakalım..
Eeeeeee.!
-Hah işte.düşündükki senin kısmetin kapanmış
abi.
-Ay siz bunumu düşündünüz.Bunamı kafa
patlattınız.?
-Ne var abi.Yengem öleli (Allah rahmet
eylesin,nur içinde yatsın) neredeyse 4 yılı aşıyor sen hala.saha içinde
geziniyorsun abi.Yakında hakem sana kırmızı kart gösterip saha dışına atacak
...
-Eeeeee...
-İşte burada bizim kafalarımızı
çalıştırmalarımız vede derin araştırmalarımız sonucu bu işe bir çözüm bulduk.
-Yapmayın yav !...
-İnanki abicim.. Biz bu işe kesin çözümü ürettik
ve de çaresini bulduk..
-Allah,Allah.
-Ne imiş bu çözüm.
-Abi hani şu ilerideki köyde bir hoca efendi
varya.Hani şu kısmeti kapananlara kısmet açan hoca efendi?..
-Eeeeeeeeeeeee !
-İşte abi biz ondan bu akşam için randevu
aldık,seni oraya götürüp kısmetini açtıracağız.
-Yavu siz gerçekten doğrumu söylüyorsunuz?
-Ayıp ettin abi.Bu işin şakası
olurmu.?.Randevuyu bile aldık diyoruz ya.
-La havle velâ kuvvete.töbe,töbe. Ya
sabır...Yavu siz benle dalgamı geçiyorsunuz be?
-Ne dalgası be abi,Senin gibi sevdiğimiz bir abimize,arkadaşımıza
bir kıyağımız olsun istedik.Sende çift olasın istedik be abim.Eee arkadaşlık
böyle günlerde belli olur.değilmi ama abi.
-Ya sabır.Şimdi ben, benim kapalı olduğu
düşünülen kısmetimi açtırmak için o bekar hocaya gideceğim ha. Ulan kelin merhemi
olsa başına sürermiş be.O hoca baştan kendi kısmetini açsın .Kaç senedir
karısız o be. Allah,allah.
-Abicim ,o hoca efendinin kısmeti açık,sen onun
evlenmediğine bakma, o işi o şekilde idare ediyor.
-Tamam kardeşim siz iyice kafayı yemişsiniz.
-Abi bu hocaya büyük şehirlerden hep yüksek
sosyeteye mensup büyük ,zengin insanlar kısmet açtırmak için geliyorlar .
-Deme yav.!
-İnanki böyle. Evinin önü son model arabalardan
geçilmiyor.
-Yapma yav !
-İnanki öyle... Yoksa biz abimizi dandik birine
götürüpte rezil edermiyiz ? Ayıp ediyorsun be abim.
Birazda olacakların merakından,akşam ezanından
sonra arabaya atlayıp kısmet açan o hoca efendinin evine gittik.
-Hani bakın evin önünde kimse yok..
-Abi bu hoca efendi çok derin bir hoca.Gece
katiyyen bu işlere bakmaz. Gece sadece kafasını dinler.
-Bizi nasıl kabul etti öyleyse.
-Abiciğim sen bize bakma.Bize hayır diyebilecek
bir kul varmı şu dünyada?
-Ah be oğlum. benim gibi bir adam sizin aklınıza
uyup kısmet açtırmak için buralara geldikten sonra. herşeye inanırım.
-Abi sen rahat ol, az sonra bu iş bitecek...
Eve girdik. Bizi bir bey karşıladı.
-Hoca efendi sizi bekliyor, sen mi baktıracaksın
dedi.
-Evet bir sakıncasımı var ? diye sordum.
Adam şöyle beni karanlıkta tepeden tırnağa
inceleyip, gülerek.
-Aman abi ne sakıncası olsun ki.Sen istedikten
sonra.Buyur abi hoca seni bekliyor. Hooop,hoooop ! siz nereye.İçeriye sadece
bakımı yapılacak abimiz girecek.Sizi şöyle alalım abiler. hadi buyurun
bakalım.Gir abim sen içeri...
Kapıyı açtım,
-Gel evladım, hoş geldin gel de şöyle karşıma
otur.
-Selamünaleyküm hocam.
-Ve aleykümselam evladım. Arkadaşların seni
kısmetinin kapalı olduğunu söylüyorlar.
-Onların düşüncesi o hocam.
-Sen aynı şeyi düşünmüyormusun?.
-Hocam istersen şu kısmet açma işine
başlayalımda soru sorma işini bırakalım. Ha ne dersin sayın hocam.
Hoca sakalını sıvazlayarak ters ters baktı ve,
-Tamam evladım tamam dedi.
Tasın içindeki düğme,bakla e daha bir çok şeyi
kilimin üstüne attı ve sanki çok önemli bir buluş yapıyormuş gibi,uzun uzun
düşünüp ,sakalınıda uzun uzun sıvazladıktan sonra,
-Evladım senin kısmetin kapalı be...
-Hocam kısmetim açık olsaydı burada ne işim
vardı dimi.?
-Tabiii evladım tabiii. Ben bunu için buradayım
dimi ?.
-Hay Allah razı olsun senden hocam,açıver şu
kısmetimi de bu iş bitsin.
-Heeeç ama heeeeeç merak etme evladım bu işi
olmuş bil.Şıpbadanak açarım kısmetini
-Artık eline düştük hocam,gayri sen bilin...
Eline kocaman bir asma kilit aldı.Kilidin
anahtarını yuvasına soktu ve başımın üstünde bir kaç defa kilidi açıp
kapadı,açıp kapadı ve,
-Bu kilidi nasıl açıyorsam bu efendininde
kısmeti tez günde açılsın dedi.. Galiba biraz da dua mırıldandı ve bana
dönerek.
-Tamam evladım
-Kısmetim açıldımı hocam..
-Evelallah hiç merak etme,bir kaç gün içinde
görürsün bak dedi.
-Borcumuz hocam.
-Evladım aslında ben gece bakmam ama
-Biliyorum hocam,bizim kısmet açma işi galiba
biraz acil di de.
-Evet evladım.Başkasına bu para bakmam ama.
-Ne kadar hocam.
Sakalını iyice sıvazladıktan sonra.
-Evladım..senden hatır için 350 milyon alalım...
- Yuuuuuuuuuhh...! Kusura kalma hocam bir an
boşta bulundum da.
-Buda hatır için ha,sakın başkasına söyleme.
-Hocam daha aşağı olmaz mı ?
-Evladım, kısmet açma işi bu başka şeye
benzemez.
-Buyur hocam.
Dışarı çıktık.Hocanın adamı,
-Abimin kısmeti açıldımı dedi.
-Açıldı,açıldı.Hem kısmetim hemde cebim açıldi.
-Olacak o kadar abim.Paça ıslanmayınca balık
tutulmaz değelmi benim kısmeti açılan abim.
Sinirden hiç bir şey demeden arabaya bindik ve
yola çıktık.
-Bakın sivri zekalı arkadaşlar,bu işten kimsenin
haberi olmasın emi..Yoksa rezil oluruz haaa.
-Aman abi sen merak etme kimin haberi olacakki.
Sabahleyin işe geldim,çaycımız çayımı masama
koyarken,
-Abi bir kıpırtı varmı dedi.
-Ne kıpırtısı ?
-Hani kıpırtı işte abi...
-İyi de nasıl bir kıpırtı oğlum,adamı deli etmede
söyle.
-Hani abi, Akşam hoca efendiye
gittinizde.Akşamdan beri bir değişiklik,bir kıpırtı varmı diye merak ettimde ?
-Ulan söyle bakalım sana bunu kim
söyledi,nereden duydun..
-Valla abi konuşuyorlardı.-Nerede konuşuyorlardı
-Şey abi.
-Oğlum şunu açık açık anlat yoksa kovacağım seni
hadi anlat.
-Akşam parkta 8-10 arkadaş oturuyorduk,bir
yerden konu açıldı.Biri senin bu akşam hocaya kısmet açtırmak için gideceğini,o
hocanın da nefesini çok kuvvetli olduğunu söyledi.
-8-10 kişi konuşuyorlardı ha.
-Evet abi.
-Başka kmse yoktu ha.
-Evet abi.
-Ulan daha kim olsunki be.memlekete rezil olduk
.
-Açıldımı abi.
-Bırak çayını da defol git. Hadi. Benim canımı
sıkma.
-Peki abi bunda kızacak ne var benim güzel abim.
-Ulan çık dışarı,bu gün bir daha gözüme gözükme
hadi.
Beni hocaya götüren arkadaşları arıyorum,yer
yarılmış da yerin dibine geçmişler sanki,yoklar.
Öğleden sonra çarşıda işim vardı.
-Abi,abi.
Baktım..Bizim arkadaşlardan biri. Tüm ulusal
gazetelere bir ilan vereceğine bu arkadaşa bir şey söyle, işte öyle biri.
-Hayrola.
-Abi nasıl gitti.
-Ne nasıl gitti.
-Hadi anlamamazlığa gelme abi.
-Neyi be oğlum,bu gün zaten her şey ters gidiyor
-Bırak be abi,akşam hocaya gitmişin ya.Açıldımı.
Aldınmı başına belayı.
-Sana ne be oğlum.
-Öyle deme abi sana iyi gelirde kısmetin
açılırsa dedemi de o hocaya götüreceğim,ondan sordum abiciğim.
-Yavu senin deden,90 yaşında,yatalak ve altını
bağlamıyorlarmı ?
-Bak abi ayıp ettin.dedem bir kere 90 yaşında
değil tamı tamamına 88 yaşında..
-Lâ havle.
-Abi dedeme bir hatun bulursak dedem öyle bir
ayaklanırki,ne altına yapar ve yatalaklığı kalır.
-Yuh anasını be .
-Tabi abi.Dedem hanımsızlıktan bu dünyaya küstü
be.ahhh.zavallı dedem.
-Ulan senin derdin dedeni iyileştirmek değil
,bir an evvel dedeni öteki dünyaya nasıl göndereceğini düşünmek..
-Abi ona bir hanım bulsam da hani mutlu şekilde
terki dünya etse daha iyi olmazmı?
-Tabiki olur.olurda.
-Abi birkaç gün daha geçsin bakalım durum nasıl
olacak,eğer kısmetin açılırsa bu hocanın nefesinin kuvvetli olduğunu
gösterir,bende o zaman dedemi o hocaya götüreceğim de.
Uyarsan delilere, başına gelecek budur işte.
Boşuna dememişler,kılavuzu garga olanın burnu pislikten kurtulmazmış diye.
Uzun zamandır o arkadaşlar hala
görünmüyorlar...Galiba şehri bir zaman için terk ettiler.
Benim işide maşallah kimse duymamış. Kadın olsun
erkek olsun beni gören bir tuhaf bakıp kıs kıs gülüyor.
Kamil ERBİL