Yağmur, kasabanın üstüne sessizce düşüyordu. Eski evin mutfağında, yıllardır aynı yerinde asılı duran duvar saati tıkır tıkır ilerliyor, annesinin yemek kokularına karışıyordu.
Murat, uzun zaman sonra ilk kez bu evin eşiğinden içeri adım attığında kalbi bir tuhaf çarpmıştı.
Beş yıl olmuştu gelmeyeli. Ne bir bayramda uğramıştı, ne de bir telefona cevap vermişti. Babasıyla ettikleri o son tartışma, ikisinin de içini yakmış, araya kalın bir duvar örmüştü.

Masada üç tabak vardı.
Annesi, birini yavaşça silerken fark ettirmeden gözyaşını sildi.
— “Senin sevdiğin gibi yaptım, patlıcan musakka… baban geç kalmaz herhalde,” dedi gülümsemeye çalışarak.
Murat başını salladı. Gözlerini pencereye çevirdi. Yağmur, dışarıda karanlığa karışıyordu.

Az sonra kapı gıcırdayarak açıldı.
İçeri, bastonuna dayanarak yaşlanmış bir adam girdi.
Birkaç saniye sessizlik oldu. Göz göze geldiler.
Yılların biriktirdiği kırgınlık, iki çift göz arasında asılı kaldı.
Ne bir “hoş geldin” diyebildi baba, ne de “nasılsın” oğul.
Yalnızca anne, o sessizliği dağıtmak ister gibi,
— “Sofra hazır,” dedi.
Üçü de oturdu.

Kaşık sesleri, yağmurla yarışıyordu.
Baba, başını kaldırmadan yemeğine devam etti.
Murat, çocukken babasının anlattığı hikâyeleri hatırladı; tarladaki buğdayın nasıl büyüdüğünü, sabrın ne demek olduğunu…
Ama o sabır, şimdi babasının ellerindeki titremede, saçlarındaki beyazlıkta başka bir anlama bürünmüştü.

Bir ara baba konuştu:
— “Araba hâlâ senin kullandığın gibi duruyor, motoru bile açmadım.”
Sesinde kırık bir özlem vardı.
Murat boğazını temizledi:
— “Ben… ben onu satarsın sanmıştım.”
— “Bazı şeyler satılmaz oğlum,” dedi adam, gözlerini tabağından ayırmadan. “Bazı şeyler bekler.”

Sessizlik yeniden çöktü.
Ama bu defa içinde bir sıcaklık vardı.
Annenin elleri ikisinin arasına uzandı, avuçlarına değdi.
— “Hadi,” dedi, “çay koyayım.”

O an Murat fark etti:
Bazı kırgınlıklar sözle değil, sessiz bir sofrada, aynı kaşığın tencereye değdiği anda onarılırdı.
Yağmur dışarıda dinmişti.
Ev, uzun zaman sonra ilk kez bu kadar huzurluydu.

Kamil Erbil


( Son Akşam Yemeği başlıklı yazı kamil-erbil tarafından 15.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu