
Kiminiz
‘’ Kim sevmez
ki ??’’ diyeceksiniz kiminiz
de ‘’ Kolestol
yapıyor, ben yemiyorum’’ Diyeceksiniz eminim
ki. Ama yine eminim
ki tereyağda yumurtaya
bu ülkede hiç
kimse hayır demez.
Hele de yumurta
özgür bir şekilde
ve dahi Sivas
gibi, ülkemizin en
nadide şehirlerinden birinin
tavukları tarafından imal
edilmişse hayır diyebilecek
olanın alnını karışlarım.
Evet, rahmetli Mehmet Sarıkaya
da seviyordu yağda
yumurtayı. Sevmesine seviyordu
ya..
Şimdi garanti ‘’
Hocam ! Kendi kendine
ne mırıldanıyorsun? Hiç
bir şey anlamadık.
Mehmet Sarıkaya da
kim?’’ dediniz değil
mi? O halde
hemen açıklayayım
Efendim Mehmet Sarıkaya,
ölmeden önce 30- 35 yaşlarında
olan ve Sivas’ta
yaşayan bir adammış.
Ne zaman
ölmüş derseniz? 9 Şubat
1959’da ölmüş Yani
bu yazıyı yazdığım
günden altmış altı yıl önce.
Neden ölmüş peki?
Yağda yumurta yüzünden
ölmüş.
Daha doğrusu uyurken
ağzına dökülen üç
adet tereyağda yumurta
yüzünden yemek borusu,
soluk borusu yanmış
ve zavallı feci
bir şekilde ölmüş.
Peki üç
adet tere yağda yumurtayı,
Mehmet Sarıkaya’nın boğazından
aşağı döken kim?
Maalesef karısı Durdu
Sarıkaya.
Sebep ne
peki? Yani bir kadın, kocasını,
uyurken, boğazına kızgın
kızgın yağda yumurta
dökerek neden öldürür
ki?
Evet, Durdu Sarıkaya’ya
insan diyebilirsek bu
kadın kendisinden de
aşağılık olan Hüseyin
Sarıkaya ile
yasak ilişki yaşamaktadır
ve bu ilişkideki tek
engel maktül Mehmet
Sarıkayadır.
Pardon, Hüseyin Sarıkaya,
öldürülen Mehmet Sarıkaya’nın
öz be öz kardeşidir.
Hiç bir
suç yapanın yanına
kâr kalmadığı gibi
Durdu Sarıkaya’nın işlediği
bu cinayet de
yanına kar kalmaz
tabii ki. Hüseyin’le birlikte
yargılanırlar ve mahkeme
her ikisinin de
idamına karar verir.
İşin güzel tarafı
Durdu ve Hüseyin,
Mehmet’in katlinden hemen
sonra 10 Şubat 1959’da yakalanmışlar
ve 13 Şubat
1959’da İdam cezasını
alarak hapse konmuşlar.
Karar nihayet 225
Mart 1960’da Yargıtayca
onaylanmış, zamanın
başbakanı Adnan Menderes
kararı onaylamış ve 9 Mayıs
1960’da gereği yapılsın diye
TBMM’ye sunmuş tezkereyi.
Sonra araya 27
Mayıs Darbesi girmiş.
Daha sonra Milli
Birlik Komitesi TBMM’de bekleyen
tezkereleri ele almış
ve onlar da Durdu
Sarıkaya ile Hüseyin
Sarıkaya’nın idam edilmesine
karar vermişler ve sonuçta 24 Aralık
1960’de her ikisi
de idam edilmiş.
Böylece Durdu Sarıkaya
Türkiye Cumhuriyetinde resmi
kayıtlara giren ikinci idam
edilen kadın olmuştur. .
( İlki 1
Haziran 1944’de idam edilen
Vecahet Altın’dır. )
Bitti mi
hikaye?
Durdu Sarıkaya idam edilirken
neler yaşandı, onları
da anlatıp bitireyim.
Durdu Sarıkaya boynuna idam
urganı geçirilmeden önce ‘’ Darağacı
yollarında, Kelepçe kollarında ‘’
Diye bir türkü
söylemiş, sonra sevgilisi Hüseyin’in idam
edilip edilmediğini sormuş
ancak celladı Nuri ‘’ Bilmiyorum ‘’ diye cevap
vermiş.
Cellat Nuri son
arzusunu sorduğunda ‘’Ruhumu
teslim ettiğimde ipimi kesin’’
Demiş ama bu
isteği yerine getirilmemiş
çünkü o zamanın
kanunlarına göre idam
edilen kişinin dört
saat ibret-i alem
için ipte sallandırılması gerekiyormuş.
Hay Allah. Ben bu yazıyı neden yazdım ki? Şimdi millet yumurta filan sokmaz eve bundan sonra )))))))