KENDİR GİR
,PAS VERME...
Hizmetli ,akşam
mesai bitiminden sonra müdür beyin erkek arkadaşların kalmasını söylememi
istedi dedi. Mesai bitiminden sonra müdür bey toplanan arkadaşlara:
“Kuruluşumuzun tüm il ve merkez teşkilatları için kurumlar arası arkadaşlıkların
kurulması, tanışmak ve iyi ilişkiler kurmak amacıyla futbol müsabakası
tertiplemiş. Bizde içimizden kuracağımız takımla bu turnuvaya katılmak
zorundayız.” ”Müdür bey bu halı saha futbolumu?” ”Yok canım, bildiğimiz futbol
olacak. Yani on bir kişilik takımlar la maçlar yapılacak. Antramanlara yarın
mesai sonunda başlanacak. Arkadaşlar maçlar bitinceye kadar sizden ricam sucağiz
(içki) yapmayalım.”
Millette bir sevinç bir sevinç
sormayın... Kimi sanki topa kafa çıkıyormuş gibi sözde yukarı fırlamaya
çalışarak hayali topa kafa atıyor, kimi sanki topa tekme atıyormuş gibi
yapıyor...
Mudur bey bir takim forma temin etmişti. Futbolla zamanında uğraşmış
arkadaşlarımızın ayakkabıları vardı. Olmayanlara da bez ayakkabılar aldılar.
Neyse ertesi günü ilçenin sahasında toplandık. Formaları giydik. Her kafadan
bir ses çıkıyor: ”Biz kimiz be adama beş çekeriz !..” ”Ne beşi be sahadan
sileriz biz adamı be !..” Sahanın ortasında toplandık ve müdür bey takımdaki
kaptan ve antrenörü seçti. Gençliğinde amatör kümede uzun müddet futbol oynamış
bir arkadaşımızı (ki bu arkadaşımız feleğin çenberinden geçmiş biri) takım
kaptanı, yine uzun zaman amatör kümede oynamış bir arkadaşmızıda antrenör
oyuncu olarak seçti. ”Bakin arkadaşlar, sizden ricam beni mahcup etmeyin” dedi
Bize antronürluk yapacak olan arkadaşımız ”Sıra halinde sahanın etrafında yavaş
yavaş iki tur atalımda ısınalım” dedi Başladık koşmaya. Daha ilk tur bitmeden
nefessiz kalanmı,iki büklüm dizlerinin üstüne kapaklananmı,oflayan puflayanmı
ararsın... Antrenörlük yapan arkadaş: ”Ne oldu be… Sizin gibi büyük futbolcular
(!) böyle dökülürmü?” ”Daha yeniyiz hocam.Sen sonraya bak !..” ”Hocam bu saha
kaç kilometre uzunluğunda?” ”Bende pek hesaplamadım ama 2-3 kilometre olmalı.
Yuh be.. boylamasına 90 metre kadar be... Bu sizin gibi profesyonellere hiç
gelir. Hadi hanımlar pergelleri açalım.” Kalabalık olarak başladığımız sahanın
etrafını turlamayı sonunda 5 kişi tamamladı. Gerisi sahanın çeşitli yerlerinde
ya öksürüyor yada sırt üstü yatmış soluyan beygirler gibi soluyor. Hele bir
şişmanca arkadaşımız sırt üstü
yatmış:”Ulan, madem yüzme bilmezsin ne ararsın kavak tepesinde?” diye kendi
kendine söyleniyor. ”Haydi arkadaşlar toplanalım da biraz kültürfizik yapalım”
”Hocam be,kültürü şimdi yapsak da fiziği okullulara baraksak?” ”Hadi hanımlar
toplanın toplanın... Ayakları ve kolları hafifce açalım ve gösterdiğim
hareketleri birlikte yapalım.” ”Hocam, biz şut çalışması yapsak?” ”Onuda
yapacağız.” Bende gençliğimde amatör kümede lisanslı olarak kalecilik
yapağımdan beni de kaleci olarak seçtiler. Bir müddet sonra kaleye geçmem
istendi. Arkadaşlar on sekiz dışından kaleye şut çalışması yapmaya başladılar.
O çok atıp tutan arkadaşların attıkları şutlar kaleye bile gelmiyor.
Hocamız:”Vay anam vay... Bu takım bırak sonuncu olmayı. Töbe,töbe...” Ertesi
sabah bende dahil herkes sünnetli çocuklar gibi gelmeye basladı. Hepimizin
baldırları et kesiği olmuştu.
Her akşam mesai bitiminden sonra antramana gidiyorduk. Zamanla yavaş yavaş
yan çizmeler başladı. ”Hocam, akşam evde hanım,”madem sporcu olacaktın neden
memur oldun? oflamayı puflamayı bırak” diye firçaladı ”Hocam benim hatunda,
benmi dedim sana git top oyna diye, sen ne zaman top oynadın ki şimdi
oynayacaksın dedi ve fırçaladı.” ”Beyler, önümüzdeki hafta maçlar başlıyor. Hakemler
bölgeden görevlendirilecek ona göre. Biraz sıkalım tıpaları. Müdür beyin dediği
gibi sucagiz yapmayı bırakalım hatta çimlenmeyi de ( çimlenme, iş yasak yani..)
bir müddet erteleyelim.” ”Hoca ,hadi sucağızı bırakmak neyse de şu çimlenmemek
de ne oluyor?” ”Muhteremler, sahada sallanıyorsunuz birde çimlenme olunca
işimiz tamam olur..” ”Merak etme hoca acı patlıcanı kırağı çalmaz.” ”Göreceğiz
bakalım iki takım halinde antraman maçları yapmaya başlayınca bazı arkadaşları.”
”Hocam, bu sahayı küçültmenin bir yolu yokmu?” ”Ne oldu ki?” ”Ne olacak bir
taraftan diğer tarafa gidip gelinceye kadar pil bitiyor da !” ”Hani çok
atıyordunuz?” ”Hocam, daha ısınmadık sen bizi maçlar başlayınca gör!..” Bu
arada da maçlara çıkarılacak takımı yapma çalışmaları başladı. Öyle yapıyorlar
böyle yapıyorlar 25 kişiden on bir çıkmıyor. Neyse maç tarihi yaklaştıkça bizim
futbolcularda bi heyecan bir heyecan sormayın. Müdür bey bizi yine topladı :
”Arkadaşlar öbür gün maçlar başlıyor. Takim yapıldı mı kaptan?” ”Biz işin
içinden çıkamadık siz takım yapmaya yardımcı olurmusunuz?” ”Ne yani 30 a yakın
kişiden bi on bir çıkmıyormu?” ”Çıkıyor.. çıkıyor da.?...” ”Eeeeee
!.." " Peki beraber yapalım: Kale belli, müdafaadaki dörtlü
de..! Uzun bir sessizlik oldu. ”Hadi müdür bey bak ne güzel başladın !” ”Bana
bırakmayın.Hem antrenör hemde kaptan bu işlerin ustası, siz yapın.” dedi.
gitti. Aldimi beni bir gülmek. çıkın bakalım işin içinden...
İlk maçımız kendi sahamızdaydı.
Bayanlarda seyre geleceklerdi. O muhteşem gün geldi çattı. Soyunma odasında
takım açıklandı.Ben kalede önümdeki dörtlü ise topu karpuz sanacak kişiler.
Hoca onlar şu talimatı verdi: ”Bakın, kalecinin önünde oynayacak 4 lü ne yapıp
yapıp adamı bırakmayacak.Baktınız olmadı çaktırmadan sarılın beline birlikte,
düşün yere. Ama adam geçirmeyin.Beyler, bu düşürme işini sakin on sekiz içinde
yapmayın penaltı yaparsınız.Sonrada...” Ortada oynayacak 3 lü ise arkalarındaki
üçlüye sakın adam geçirmiyecek. Takın çelmeyi,sarılın beline... Ne yapın yapın geriye
adam geçmesin. Gelen topları beklemeden ilerideki üçlüye uzun şutlarla
aktaracak.Bizde ileride kaptan,ben ve diğer arkadaşımla birlikte gol atmaya
çalışacağız. Hadi arkadaslar gazamız mubarek olsun.”
Takıma bir baktım,benim önümde oynaycak olan arkadaşlar... Hadi boş ver...
Sahaya çıktık trübünler neredeyse dolu. Bizimkiler sahaya çıkarken sağ yana sol
yana eğilip çimenleri yokluyorlar,elleriyle ayaklarının topuklarını elliyorlar.
Mubarekler sanki Arjantin milli takımı... Hakemler çıkış kapısında göründüler
takımlarda oraya. Hakem tüm oyunculara,”sertlikten uzak iyi bir oyun olsun
arkadaşlar hadi başarılar” dedi ve sıralanıp hakemlerin arkasında sahaya
çıktık. Seremoniden sonra kale seçimi yapıldı ve takımlar kalelerinde şut
çalışmaları yapmaya başladılar. Bazı arkadaşlarda ısınma hareketleri yapıyordu.
Trübünlerden bize bir tezhürat ki sormayın. “Hadi aslanlarımız , sizlere
güveniyoruz...” Hakemin işaretiyle sahaya yayıldık. Kaleyi misafir takım
seçtiğinden başlama vuruşu bizdeydi. Ve hakemin düdüğü ile maç başladı.
(başlamaz olsaydı) İlk heyecanla ileri atıldık. Derken o akın sırasında nasıl
olduysa top onlara geçti. Adam şöyle bir çalım attıktan sonra bizim onsekiz
içine doğru öylebir şutladıki ... Bizim müdafaamız da yer alan bir arkadaşımız
buna kafa vurmak gafletinde bulununca arkadaşmız sırt üstü yere çakıldı. Top
bana geldi. Baktım topa kafa çıkan arkadaş yerde kıpırtısız yatıyor,topu taça
atıp yanına koştum. Hakem maçı durdurdu. Herkes arkadaşımızın başına toplandı.
Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın kendin getiremedik. Tık yok mubarekte. Vah
zavallı ilk dakikada topa kafa attı mefta oldu deyenmi ararsınız, kim dedi sana
topa kafa at diyenmi arsınız,zavallım topu karpuz sandı herhalde deyenmi
ararsınız.. Hakem saha dışın da tedavi edilsin diye yırtınsın dinleyen yok.
Meğer bizim arkadaşlar sağlıkçıların sahaya girmelerini önlüyorlarmış. Neden
sonra bizim arkadaş başını tutarak oturdu. İlk sözü “kim ulan o topu atan it..?”.
“Benim abi!.”.” ulan angut topa öyle vurulurmu lan... töbee...töbe...” hakemde
dahil gülmekten kimde can kalır... Hakem, “üç numara kim sana topa kafa vur
dedi”. “Ben! “dedi.. “Futbol bu üç numara, futbol. Adı üstünde ayakla
oynanır..” “ hoca be zaten kafam dönüyor birde sen üstüne limon sıkma hakem
makem demem valla dalarım...” Orta sahanın en sağında onayan arkadaşımız sadece
iki metrekarelik bir alan içinde ayağına top gelirse bir zahmet birkaç metre
tepikliyo. Ona yanından geçen topa çıksana diye bağıran kaptan a “kaptan pil
bitti.” “ Yuuuhhhh!.. sende hiç pil yoktu ki bitsin.” Hani benim önümde
müdafaada oynayanlar var ya.. Top onlara gelirken bizimkiler bağırmaya başlıyor
“ geçirme!. Geçirme!.” bunu duyan arkadaş onsekiz dışında bir şey yapamazsa
adamın beline öyle bir sarılyor ki... Adamın kurtulması mümkün değil. Bir
seferinde adamın belinden yakalayacağım diye adamın şortuna elini sokunca adam
kurtulacağım diye çırpınırken bizimki de bırakmaycam deyince adamın şortu param
parça... Hakem,”tutacakbir yer bulamadın mı?” deyince” ben bir şey yapmadım
adam fıkırdamasaydı hoca..” adam formasının üstünü asıldı aşağıyı kapadı.dışarı
çıkıp yeni şort giydi geldi.
Bir maçta belkide en çok frikik atılan maç bizimkidir. Adam geçiyor mu on
sekiz dışında sarıl adama yık... Buraya kadar frikikleri hep kaptan karşıladı.
Bizim kaptanı geçmeye çalışan adama bir çift dalması var ki... adam havada bir
buçuk burguya ilaveten havada bir perende atıp.... sırt üstü iki seksen
yerde... İkinci yarının sekseninci dakikasında bizimkiler adamı yıkamadılar ve
ben adamın ayaklarına kapanarak topu on sekiz çizgisinin hemen içinde
yakaladım. Ayaklarım onsekiz dışında... topla
ayağa kalkınca ben on sekiz dışına çıkmışım mı ?.. hakem..”.fırrrrrt frikik !..”
On sekizin sol çaprazından atılacak. Bizim kaptan üçlü baraj yaptı. Kale
direklerin iki yanına da birer adam dikti. Bende barajdaki adamlara şöyle durun
böyle durun diye ayarlıyorum. Topun çekildiği taraftaki kale direğinin dibine
topa kafa vurunca iki seksen uzanan arkadaş var. Her şey hazır ve hakemin
düdüğü ile adam top öyle bir vurdu ki,barajdaki arkadaşlar topu
karşılayacaklarına adam daha topa vurmadan üçü birden çömeldiler. Top bizim
kale direğindeki arkadaşa geliyordu. Ben bu işi artık halleder diye düşünürken
tam top adama değecek arkadaş barajdakiler gibi çömeldi... Topta fileller de.
“Neye vurmadın..?.”” delimiyim .. ulan tekrar iki seksen mi uzanaydım...” “
Ulan madem topu karşılamayacaktın neden orda durdun? ..” “ Serde erkeklik var yapamam
mı diyeydim?..Sen niye aldığın topla on sekiz dışına çıktın.?” Hakem bu arada
yanıma geldi ve gülerek. “çok mu aradınız bunları?” dedi. “Yok be hocam
aramadık hepsi vardı... hepsi mevcuttu...” Hakemle amatör futbol oynadığımız
yıllardan tanışıyorduk. İster inanın ister inanmayın bu maçı bir sıfır
kaybettik. Çok şükür maç bitti. Maçlar devam etti ama galibiyeti hiç görmedik.
Bir maçta durum berabere. Berabere derken 1-1. Niyetimiz maçı böyle
bitirmek. Ama rakip takım bizim yarı sahamızda bastırıyor. Bir ara kaptan
yanıma geldi “Bak şimdi onsekiz içinde topa atla ama topa değ veya değme
kendini yere at feryat et gerisini bize bırak”” Ne bileyim başıma ne gelecek.
Derken altı pasa yakın yapılan ortaya topa çıktım topa elim değdi değmedi
kendimi yere atıp başladım tepinmeye. Hadi bakalım bizim kaptan ve antrenör
oyuncu geldiler:” Gitti bizim kaleci “ diye habire beni kalenin önündeki
kumlarda sürtmeye başladılar. Sağlam düştük,beni bizimkiler sakatlayacak. Bir
ara “ Kaptan ne yapıyorsun bende bir şey yok siz sakatlayacaksınız” dediysem de
ben yerde sürtünmeye devam ettim. Yandan da sağlıkçı arkadaş içeri girmeye
çalışıyor bizimkiler “ Çık girme! “ diye adamı engelliyorlar. Kalktım ama
dediğim gibi sağlam düştüm her tarafım yüzülmüş vaziyet de kalktım. Hakemde ben
kalkınca oyunu bitirdi. Yine bir maçta bizim kaptan rakip takımdan birini çift
dalarak düşürüyor. Adam yüzükoyun sürtünüyor. Yerde başlıyor kıvranmaya. Hakem
sağlıkçıya davet ediyor. Bir baktım bizim sağlıkçılıktan anlamayan bir
arkadaşımız kapmış ilk yardım çantasını geliyor. Adamın yanına çökmesiyle düşen
adamın fırlayıp kaçması bir oldu. Kimse anlamadı. Meğer o arkadaş, sağlıkçı
diye sahaya giren arkadaşı bir maçta biçmiş onun için ona kini varmış. Hakem
sağlıkçı gel deyince bizim arkadaş daha yere çömelir çömelmez avucuna bir avuç
tentürdüyotu döküyor ve adamın gerisine boca ediyor. Meğer o adam onun acısına
fırlamış yerden. Hakeme yapılan şikayette savunma hazır “ Doğru durmadı ki
ilgili yere süreyim ..!” Eeeee… böyle maça böyle sağlıkçı..
Yine bir maçta rakip sahada oynuyoruz. Tribünler bayan dolu. Durum bir
bir... on sekiz dışından rakip santrafor kaleye şut attı. Bırakın gelsin dedim.
Bizimkiler bıraktılar. Top öyle yavaş geliyor ki... Bende tribündeki bayanlara
hava atayım diye top tam kaleye girerken şöyle havada bir parande vari bir
uçuşla topa planjon yaptım... yaptımda... top altımdan filelere... tribünlerden
bir alkış ki sormayın... en çok ağrıma gidense bizim tam takım alkışlıyor..
kaptan.”bir fiyakamız kusurdu oda oldu...hadi.... hadiii...”
Her maça çıkacağımızın bir evvelki gün müdür bey tüm takımı toplayıp,”yarın
maçımız var. Hadi hiç olmazsa bir galibiyet verinde şu dişimi kırayım. Bakın bu
akşam kimse çimlenmeyecek ve kimsede sucağız yapmayacak anladınız mı. Maçta
herkes canlı cenaze gibi..”.Herkes “tamam müdürüm!” diyor ama o kadar. Herkes
yine eski hamam eski tas..sucazada çimlenmeyede devam. Bir maçta hakem lehimize
üç penaltı verdi atamadık.Ben de atamadım. En sonunda hakem,”olur olmaz penaltı
yapıyorum sonuç... maşallahları var.. adam kör olsa yedi kusur metrelik
açıklığı bulur be.. yuhh ki ne yuhh!..” Hakemler durumumuzu bildiğinden bizi
kollamaya çalışıyorlardı ama bizde kabiliyet yok..
Rakip sahada maçımız vardı. Ama yan hakemlerden biri noksan. Orta hakem
hepimizi topladı,”bir yan hakemimiz yok. İsterseniz maçı iptal edeyim
isterseniz bir noksan hakemle maça başlayalım” dedi.”tamam noksan hakemle
oynayalım” dedik. Noksan olan yan hakemin yerine oradan bu işten anlayanlardan
yan hakem yaptılar. Maç başladı. Birinci yarının sonuna doğru hakem aleyhimize
faul verdi. Vay sen misin bize düdük çalan... Bizim arkadaşlardan biri hakemin
yanına gitti ve hakeme bir yumruk vurdu ki düdük bir yana hakem bir yana...
koştuk ama olan olmuştu..Hakem toparlandıktan sonra maçı tatil etti. Hani
sucağaz yapılmayacaktı ya...
Birkaç gün sonra olaylı maç için karar geldi... Bizim takımın yarısına ömür
boyu men....
Hay allah razı olsun bu kararı verenlerden...
Daha önceleri neredeydiniz mübarekler.
Böylece de bizim futbol
maceramız son buldu...
Kamil ERBİL