Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 31.03.2025
Güncelleme Tarihi : 31.03.2025
Okunma Sayısı : 253
Yorum Sayısı : 8
Günün Yazısı

Bu Yazı 1.04.2025 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
Çanakkale  Cephesinde Ramazan  Ve Kurban  Bayramları  Nasıl  Kutlandı?-2.bölüm-
ÇANAKKALE  CEPHESİNDE RAMAZAN  VE KURBAN  BAYRAMLARI  NASIL  KUTLANDI?-2.BÖLÜM-

Çanakkale Savaşları  sürerken  19  Ekim 1915'de  Kurban  bayramı  geldi  çattı. 

Ordumuz  tarihten gereken  dersi  almış  olduğu  için bu  sefer  oldukça  dikkatliydi. Bir  kez  daha  bir  Kurban  Bayramı münasebetiyle İngiliz  donanmasının  Çanakkae  Boğazından geçişini  seyretmek  istemiyordu.

Bilmeyenler mutlaka  şaşırmışlardır '' Bir  kez  daha ve  Kurban  Bayramı münasebetiyle''  Dememe.  O  zaman  anlatayım.

Osmanlı  Devleti 1807  Yılında  Rusya  ile  savaş  halindeydi  ve  o  yıl  aynen  1915'de  olduğu  gibi  İngiltere, müttefiki  olan Rusya'ya  yardım  etmek  amacıyla  Çanakkale  Boğazı  önlerine  gelmiş ve ciddi  bir  direniş  görmeden  elini  kolunu  sallaya  sallaya  19  Şubat  1807'de Çanakkale Boğazını  geçip  İstanbul  önlerine  kadar  gelmişti.  ( 19  Şubat  tarihini  unutmayın;  az  sonra  tekrar  geleceğiz  o  tarihe ) 

Peki  İngiliz  donanması nasıl  olmuştu  da  bu  kadar  kolaylıkla  Çanakkale  Boğazını  aşmıştı?

Bu  kadar  kolaylıkla  aşmıştı  çünkü  19 Şubat  1807'de  Kurban  Bayramı  başlıyordu  ve Osmanlı  Genel  Kurmayı askerlerin çoğuna  izin  vermişti  bayramı  aileleriyle  kutlasınlar  diye. Boğazdaki  tabyalar  adeta  boştu.

Çok  şükür  Sultan  III. Selim  İstanbul'da  gerekli  önlemleri  aldığı  için İngiliz  donanması  hırladı  havladı  başka  da  bir  şey  yapamadan  döndü  geriye  ve  geri  dönüşünde  de  Türk  topçusum  ağır  kayıplar  verdirdi  onlara.  Hatta sağ  salim  kurtulan  filo  komutanı  Amiral Duckworth '' Çok  şükür  sağ  salim  çıkabildik  bu  belalı  Boğazdan'' dedi.

İşte  o  olaydan tam  tamına  108  Yıl  sonra  ve  özellikle  yine  bir  19 Şubat'ta  gelmişlerdi Çanakkale  önlerine( Gördüğünüz  gibi  İngilizlerin  attığı  hiç  bir  adım  tesadüf  değildir.)ve Türklerin 108  Yıl  önceki  gibi  bir  hata  yapmalarını  umuyorlardı  ama  Türk  tarafı  aynı  hatayı  bir  kez daha  yapmadı. 

Peki  19 Ekimde  Başlayan  Kurban  Bayramında  cephede  kurban  kesildi  mi?

İşin  doğrusu  ben  bu  konuda  bir  kayda  rastlamadım  ama  eminim  cephede  kesilemese  de   yakın  köylerde  kesilmiş  olan kurbanlardan cephedeki  askerlere de  pay  gönderilmiştir. 

Bayram  Namazı  kılındı  mı?

Efendim, bugünkü  Suriye,  Filistin, Lübnan  topraklarında  yaşayan  Arap  ulema  ve  gazetecileri  Kanal  Cephesi komutanı  Cemal Paşa'dan  Çanakkale  Cephesine  gitmek,  cepheyi  gemek izni  istediler.  Cemal  Paşa  da otuz  kişilik  bu  heyeti  önce  İstanbul'a  gönderdi. 

Heyet  18  Ekim'de  Çanakkale'ye  vasıl  oldu. 19 Ekimde  başlayan  Kurban  Bayramında  da bu  heyetten Trablusşam  ulemasından Şeyh  Abdulkerim  Uveyda bir  ağacın  altında  ve  gölgesinde bayram  namazı  kıldırdı.

Bu  arada  Kurban  bayramında  Başkomutan  Vekili  Enver  Paşa'nın  cepheye  gönderdiği  Kurban  Bayramı  kutlama  mesajı  tüm  birliklere  okunduğu  gibi  komutanlar  da kumandaları  altındaki  birliklere  Kurban  Bayramı  mesajları  gönderdiler.

Mesela  Kazım  Karabekir  şöyle  bir  mesaj göndermişti  bayram  arefesinde:

“Kerevizdere (18 Ekim 1915)

Yarın Kurban Bayramı’dır. Yüzbinlerce muvahhidinin Kâbe-i Muazzama’da dergah-ı ulûhiyete yöneldiği, rahmet-i İlâhi kapılarının âlem-i İslâm’a açıldığı gündür. İngiliz vahşeti, Fransız denaeti, Rus zulüm ve esareti milyonlarca İslâm kardeşimize bu sene Kâbe-i Muazzama ’nın yollarını kapadı. Bu melanet elbette gayretullaha dokunacaktır. Ordu-yu İslâm pek yakında mansur ve muzaffer olacaktır. Gelecek yılın bu günleri, dört yüz milyon ehl-i İslâm hür, müstakil ve müttehit, livaü’l-hamd-i Ahmedî altında, Al-i Osman bayrakları sayesinde, müştak ve müftehiri olduğu Beytullah’a kavuşacak, “Lebbeyk!” diye haykıracaktır. Her evde, her bucakta, tehliller, tekbirlerle kurbanlar kesilirken, biz de Kerevizdere kurbanlarımıza ve şehit kardeşlerimize fatihalar gönderelim. 

Bizler ya Şehitlik ya da gazilik duygusuyla Hakk’a bel bağlayalım. Tâ ki dinimiz kurtulsun, namusumuz masum kalsın. Nâm-ı millet yükselsin. Vatan ebedi şan ve şeref bulsun. 

Bu mübarek gün vesilesiyle zabitan ve efrat arkadaşlarımın gözlerinden öper cümleyi tebrik ederim. 

14’üncü Fırka Kumandanı Kaymakam Kazım.

İngiliz  gavurunun  yoğun  top  saldırıları  altında  er  ve  erbaşlar  bir  bayram  ne  kadar  kutlanabilirse  o  kadar  kutladılar  Kurban  Bayramını. Birbirlerine  sarıldılar,  kucaklaştılar,  tokalaştılar,  fırsat  bulanlar  başka  siperlere  gittiler  bayramlaşmak  için.

Türk  ve  düşman  siperleri  arasındaki  mesafe  sadece  sekiz  metre  iken ne  ve  askerimizin  başına savaş  uçaklarından  çivi,  savaş  gemilerinden  bomba  yağarken ne  kadar  kutlanabilirse  o  kadar  kutlandı  19-20-21-22  Ekim 1915'deki  Kurban  bayramı.

Evet,  bütün  bu olumsuzlukların  yanında  bir  de İngilizlerin  alçakça  propagandaları vardı 1915 Yılında, Çanakkale  Cephesindeki  Kurban  Bayramında.

Türk  askerinin  moralini  bozmak  ve  savaşı  bırakmasını,  hatta  İngilizlerin  tarafına  geçmelerini  sağlamak  için  bildiriler  yayınlayıp  Türk  siperlerine  atıyorlardı.

Aşağıda  okuyacaklarınız  sözde  İngilizlere  esir  düşmüş  olan ama  İngilizler  tarafından adeta  kral  muamelesi  yapılan (!)  bir  Türk  askerinin  kaleminden  çıkan  cümlelerdi.

'' Arkadaşlar! ( İngilizlere  karşı savaşan  Türk  askerleri  kast  ediliyor. )  Sizin halinize çok acıyoruz. Bir defa buraya gelseniz de bizim rahatlığımızı görseniz çok memnun kalacaksınız. Ne kadar çoğuz, bir bilseniz. Buraya  gelseniz bizim sevincimiz o kadar mükemmel olur. Hepimiz bayramlaşırız. Allah’a bugün şükürler olsun ve bir gün evvel bizleri ailelerimize kavuşturması için niyazlar arz ediyoruz. Tekrar diyorum, durmayın bize gelin. Osmanlı esirlerinden biri” 

Hatta  bir  Ermeni'nin  kaleminden  çıktığı  çok  belli  olan  bir  başka propaganda bildirisinde İngilizlerin  tarafına  geçmiş  olan(!) Türk  askerlerinin bayram  günü  rahatlıkla  kurbanlarını  kestiklerinden,  eğer  kendilerine  katılırlarsa katılanların da  rahatça  kurban kesebileceğinden  bahsediliyordu. 

Tabii  ki  İngiliz  şerefsizinin Türkler  Kurban  bayramında  rahat  rahat  kessin  diye  cepheye  kurbanlık  getirdiğine  inanan  olmadı.  Bu  oldukça  acemice bir  propagandaydı  ama İngilizler  böyle  bir  aptallığa  da  baş vurmuşlardı  1915'in  Çanakkale  cephesindeki  Kurban  Bayramı  günlerinde.

Yazı  dizimizi  Sultan  V. Mehmet  Reşat'ın  Çanakkale Savaşları,  şehit  ve  gazilerine  ithafen  yazdığı  ''Çanakkale  Gazeli'' adlı  şiirle  noktalayalım.

ÇANAKKALE  GAZELİ

Savlet etmişdi Çanakkal‘aya bahr ü berden
Ehl-i İslâmın iki hasm-ı kavîsi birden

Lâkin imdâd-ı ilâhî yetişip ordumuza
Oldu her bir neferi kal‘a-i pûlâd-beden

Asker evlâdlarımın pîşgeh-i azminde
Aczini eyledi idrâk nihâyet düşmen

Kadr ü haysiyyeti pâmâl olarak etdi firâr
Kalb-i İslâma nüfûz etmeğe gelmiş-iken

Kapanıp secde-i şükrâna Reşâd eyle duâ
Mülk-i İslâmı Hudâ eyleye dâim me’men

GAZELİN  GÜNÜMÜZ  TÜRKÇESİNE  ÇEVRİLMİŞ  HALİ

Müslümanların güçlü iki düşmanı birleşerek denizden ve karadan Çanakkale’ye saldırmıştı.

Fakat Allah’ın yardımı ordumuza yetişti ve askerlerimiz çelik bedenli birer kale oldu.

En sonunda, asker evlâtlarımın azmi karşısında düşman âcizliğini anladı.

[Düşman askeri] İslâm’ın kalbini (İstanbul’u) ele geçirmeye gelmişken şerefini ayaklar altına alarak kaçtı.

Reşad! Şükür secdesine kapan ve Allah’ın İslâm ülkelerini daima güvenli kılması için dua et.

*****

Bu  mübarek  bayram  gününde  bir  kez  daha  Tüm  Şehitlerimize  Allah'tan  rahmet  diliyorum.  Makamları  cennet  olsun. 

( Çanakkale Cephesinde Ramazan Ve Kurban Bayramları Nasıl Kutlandı?-2.bölüm- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 31.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu