‘’Şiir, aramızdaki zaman gibi
geçmeli.
Bak bu şiirden bir çocuk geçiyor…
Şu şiirde geçen aşkı başka hiçbir
yerde
Görmedim ben, şiire düşmüş diyorlar…
Ve şiir:
Bir insan gibi geçmeli aramızdaki
hayattan…’’(Alıntı)
Uykusuzluğun dibine vurdum, muallim
Nasiplendiğim geceden sabaha uzanan
yol
Elbet şiirden geçer, muallim.
Sen de geçersin içimden
Ya, senin içinden kim geçer?
Sözcüklerimi uyutuyorum gün boyu
Elimde bez kalemin nemini alıyorum
Evde isyan var evde aşk evde huzur
Neyse kilit vurduğum
Bir dünyanın öncülüğünü yapıyorum,
muallim
Ve ben bir şiire düşüyorum
Aslında ben aşkın ta kendisiyim
Şiir olmadan önce yol olan nice şey
Ket vurulan bir ömürse, muallim
Kimse benim olduğum kadar içinden
geldiği gibi
Sevmez ve ağlamaz
Sonra da tutunduğum bir dal
Aslında arkamda devasa bir çınar
Ve işte gülümsememe vesile olan
Yüzlerce hikâye ve türkü
Ama ben en çok aşkı seviyorum,
muallim
Aşkla ütülediğim şiirlerin kat izi
Aşkla ovaladığım gözlerim
Aşkı uyutup dizlerimde
Yalnızlığımla sergiledim asil bir
duruş
Vakur ve yitimi neyse ömrün
Bağdaş kurduğum inceden yağan yağmur
misali
Sağanağın da haddi hesabı yok
sonrasında hani.
Dumanı vapurun
Ben dünden aşkı yakıştıran
İçimdeki çocuğa vurduğum her tokat
Kendime olan saygımı da korumak
zorundayım zahir.
Hicvi ömrün ve işte şiire düştü
yolum.
Karartma gecelerinde idare lambası
Şafağı da attı mı şafağın
İçimde olan neyse örtüşen
Bir ziyafet ki bahşedilen
Elbet başına oturduğum o zengin
sofra, muallim.
Açlık ne ki ya da susuzluk?
Hem ben çok iyi bir terbiyeciyim
Sadece kendine zulmeden ve haksızlık
Yaşadığım kadar da sakit olsun hani
bunca didiş kakış
Bir de meylettim mi şiire
İşte ruhumun doyduğu vakit.
Bir zümre kimine göre
İçinde salındığım o ufacık hücre:
Ne gam, muallim üstelik
Kimse erişemez içimdeki hayal gücüne
Tüm yorgunluğum dindi işte
Rahmeti bol bir gün
Aşkın şühedası hangi kelimeyse
Dikmeliyim şimdi ağzını şiirin
En sevdiğim o üç nokta
Mademki üç harfli hüzünlerden geçtim
bir ömür
Yâd ettiğim her gün ve şiir ve aşk
Yoksa böylesine dolu olur muydum için
için
Şakıyan o bülbül dikenlerimle
kovduğum sair hece
Elbet sevdiğim bir evren ve yazdığım
Nasıl da inançla, umutla hem
Göğsümü gere gere…