Balıkesirde Bir Kadın 48
BALIKESİR’DE BİR KADIN 48
Günce – 20 Mayıs 2025

Babıali rüyası kısa sürdü. Bu rüya üzerine şimdilik kelime dökmek istemiyorum. Günce diye açıp kapıyorum gözlerimi. Kimse farkında değil içten içe çürümüşlüğümün. Ansızın düşüncelere dalıyorum. Kurtlanan zihnimin bir köşesinde, yalnız, yapayalnızım belki de.

İnsan bazen çürür, çünkü büyüyemez. İçinde tuttuğu kelimeler, dökülemeyen gözyaşları, bastırılmış haykırışlar… birikir, birikir ve sonunda içten içe çürütür.

Sen ne dersin sevgili günlüğüm… Duygu geçişlerim kadar, bugüne dair yaşananları da taşımalı mıyım bu satırlara?

Çiçek Lokantası’ndan çokça bahsetmiş olabilirim. Bugün yine oradaydık. İki atom siparişi verdik. Engin, self servis bölümünden küçük bir tabak turşu aldı, bir başka tabağa da tırnaklı pide koydu, sonra bunları oturduğumuz masaya özenle yerleştirdi. Çalışanlarla ahbap olduk, bizi evimizde gibi hissettiriyorlar.

Adı üzerinde: İçinde renk renk çiçekler açtıran bir lokanta. Oradan çıktıktan sonra Engin, arabanın istikametini kayınbabamın daimi istirahatini sürdürdüğü kabristana çevirdi. Ziyarete giderken zihnimde dönüp duran düşünceler yine çürüme üzerindeydi. İnsan, umudunu kaybettiğinde de çürür. Beklediği karşılık gelmediğinde… Emeklerinin görünmediğini fark ettiğinde… Sevilmek yerine sadece kullanıldığını hissettiğinde…

Şu çiçeklerle, çınar ağaçlarıyla dolu kabristanda derin uykusuna dalmış onca insan da, bir zamanlar aynı çürümüşlüğün içinde çırpınmadı mı nefes alıp verirken?

İnsan bazen kendi içinde sıkışıp kalır, ne ileri ne geri gidebilir. Hareketsizlik de bir tür çürümeye benzer. Duygularını, hayallerini, kendini yıllarca aynı yerde bekletmek: rutubet gibi işler insanın içine.

Çürüme imgesi, geçtiğimiz günlerde Leydi Em’in sanatını anlatırken zihnime kazınmıştı. O, ağaç baskısı üzerine çalışıyor. Yaşamın izlerini taşıyan gövde halkaları, kabuk çizgileri… Her bir dokunun altında zamanın izleri var. Leydi Em, çürümüş bir ağaç dalının dokusunu bastığında bile, oradan bir estetik üretmeyi başarıyor. Belki de sanat dediğimiz şey, çürümenin içinden anlam devşirme çabasıdır. Şimdi düşünüyorum da… ben de böyle bir döngünün içinde miyim?

Ama diyorum ki, şunu da unutma: Çürümek, toprağın doğasına ait bir şeydir. Çürüyen her şeyden yeni bir şey doğabilir. Yeter ki bir kıpırtı, bir ışık girsin o karanlık köşeye.

H. Çiğdem Deniz
( Balıkesirde Bir Kadın 48 başlıklı yazı çitlembik tarafından 20.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu