Jeopolitik Belirsizlik ve Krizler, Hazır Olan İçin Fırsattır…
By Dursun Kackar on Haz 21, 2025 in Ekonomi, Jeopolitik, Savaş, Strateji
Dünyada belirsizlik artıyor: Ukrayna savaşı, Tayvan gerilimi, Körfez krizleri, enerji darboğazları, tedarik zinciri kırılmaları… Tüm bunlar genellikle tehdit olarak algılanır. Ama Türkiye için bu tablo eşzamanlı bir fırsat penceresi de sunuyor. Özellikle enerji, savunma, lojistik ve diplomasi gibi alanlarda Türkiye’nin önemi benzersiz biçimde yükselmiş durumda.
Bu yazıda, krizlerin Türkiye’ye nasıl stratejik kazançlar sağlayabileceğini detaylı biçimde ele alıyoruz.
1. Avrupa Savunma Mimarisinde Türkiye’siz Bir Gelecek Yok
Ukrayna savaşı sonrası Avrupa Birliği, savunmaya 150 milyar avro ayırdı. Ama bu bütçeyi hayata geçirecek endüstriyel kapasite eksik. Fransa, Almanya, İsveç gibi savunma devleri yüksek teknolojiye sahip ama:
- Enerji arzında sıkıntılılar,
- İş gücü maliyetleri çok yüksek,
- Seri üretim altyapıları zayıf.
Türkiye bu boşluğu doldurabilecek tek NATO ülkesi:
- Baykar, Roketsan, Aselsan gibi firmalar NATO standardında üretim yapabiliyor.
- Drone, elektronik harp ve kara sistemlerinde Avrupa’nın ilerisinde.
- Hızlı üretim, düşük maliyet ve adaptasyon gücüne sahip.
2. Enerji Lojistiğinde Anahtar Oyuncu: Türkiye
Rusya ile köprüleri atan Avrupa, yeni enerji hatları arıyor. Seçenekler net: Azerbaycan, Türkmenistan, Katar. Hepsi Türkiye’den geçmek zorunda.
- TANAP & TAP: Azerbaycan gazı çoktan Avrupa’ya Türkiye üzerinden ulaşıyor.
- Türkmenistan için tek gerçekçi güzergâh: Hazar geçişi + Türkiye.
- Suriye normalleşirse, Katar gazı da Türkiye üzerinden aktarılabilir.
Ayrıca Türkiye, bu kaynakların iç tüketimini garanti edecek büyüklükte bir pazar. Yani sadece geçiş ülkesi değil, talep üreten aktör.
3. Avrupa Kara Kuvvetlerinin Yerine Geçebilecek Tek Ordu
Avrupa ordularının savaş tecrübesi yok, sayıca da zayıflar. Türkiye ise:
- Kara ordusu bakımından Avrupa kara güçlerinin toplamından büyük,
- Irak, Suriye, Libya, Karabağ gibi alanlarda aktif savaş deneyimi var,
- Drone destekli hibrit savaşta dünyada lider,
- Karadeniz ve Akdeniz’de Rusya’yı dengeleme kapasitesine sahip tek güç.
NATO içinde ABD harici tek bağımsız stratejik kara gücü Türkiye.
4. Boğazlar: Karadeniz’i Kilitleyen Tek Ülke Türkiye
Ukrayna Savaşı’nda Montrö Sözleşmesi sayesinde:
- Türkiye, boğazlardan savaş gemisi geçişini engelledi,
- Rusya’nın Karadeniz’deki ikmal gücünü sınırladı,
- NATO ve Avrupa için fiili bir güvenlik şemsiyesi sağladı.
Karadeniz’in kontrolü ve Rusya’nın deniz gücünün sınırlanması yalnızca Türkiye sayesinde mümkün oldu.
5. Yeni Nesil Savaş Teknolojilerinde Türkiye Lider
Artık savaşlar tank-top değil, akıllı sistemlerle kazanılıyor.
- Karabağ, Ukrayna, Libya, Somali gibi sahalarda Türkiye’nin SİHA doktrini oyun değiştirdi.
- TB2, TB3, Kızılelma, Anka-3 gibi platformlar NATO ülkelerinin çoğunda olmayan teknolojilere sahip.
- Avrupa, bu teknolojilere erişmek için Türkiye ile çalışmak zorunda.
Türkiye, bu alanda “uzaktan birinci” konumda: Teknoloji ve üretim kapasitesinin değeri yanı sıra savaşta ispatlanmış silahlar üretiyor.
6. Lojistik Koridorlarının Merkezi: Türkiye
Tüm yeni ticaret ve enerji rotaları Türkiye’den geçiyor:
- Orta Koridor: Çin–Avrupa hattında Türkiye merkezi rol oynuyor.
- Hazar Geçişli rotalar: Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan → Türkiye → Avrupa.
- Suriye ve Irak’la kara ticareti: Alternatifsiz geçiş Türkiye.
Yani Türkiye, sadece jeopolitik değil, jeoekonomik olarak da merkezi aktör.
Yeni ufuklar: Güney Doğu Asya Pazarı
Güneydoğu Asya’da yükselen jeopolitik belirsizlikler, özellikle Çin’in Tayvan üzerindeki iddiaları ve ABD-Çin gerilimi, bölge ülkelerinin savunma politikalarını yeniden şekillendiriyor. Malezya, Endonezya ve Filipinler gibi ülkeler, geleneksel olarak Çin ya da Batı menşeli sistemlere yönelmişken, artık daha dengeleyici ve bağımsız alternatifler arayışına girdiler. İşte bu noktada Türkiye’nin savaş tecrübesiyle yoğrulmuş, sahada kanıtlanmış ve uygun maliyetli savunma teknolojileri öne çıkıyor.
Bu ülkeler için ABD ile derin işbirliği riskli, çünkü Washington çoğu zaman savunma işbirliğini politik baskı unsuru olarak kullanıyor. Çin ise bölgesel tehdit olarak algılandığı için, Pekin’den doğrudan silah alımı artık stratejik bir zaaf anlamına geliyor. Türkiye ise bu denklemin dışında kalarak tarafsız, güvenilir ve esnek bir tedarikçi rolüyle öne çıkıyor. Hem silah satışı yapıyor hem de bu ülkelerin taleplerine göre teknoloji transferi ve ortak üretim sunabiliyor.
Özellikle Malezya ve Endonezya ile imzalanan niyet beyanları, İHA ve deniz platformları konusunda somut adımlara dönüşmeye başladı. Bu durum, Türkiye’nin sadece kendi yakın çevresinde değil, uzak bölgelerdeki jeopolitik sarsıntılardan da fırsat çıkarabildiğini gösteriyor. Dolayısıyla jeopolitik belirsizlik, Türkiye için yalnızca bir savunma refleksi değil; aynı zamanda stratejik ekonomik ve diplomatik bir açılım aracı haline gelmiş durumda.
Sonuç: Kriz, Hazır Olan İçin Fırsattır
Jeopolitik belirsizlik, güçlü aktörlerin yeniden konumlandığı dönemlerdir. Türkiye; askeri gücü, enerji altyapısı, teknoloji kapasitesi ve coğrafi konumu sayesinde bu yeni dönemin yükselen bölgesel gücü olabilir.
Bu yüzden krizleri yalnızca tehdit değil, stratejik sıçrama tahtası olarak görmek gerekir.
Türkiye bu pencereyi açtı. Şimdi onu değerlendirme zamanı.
https://www.derindusunce.org/2025/06/21/jeopolitik-belirsizlik-ve-krizler-hazir-olan-icin-firsattir/#more-45492



