Kendine Sarılan Kadın
Kalabalığın içinde sesi en çok çıkan oydu. Gülüyordu, gülmeleri kahkaha sınırında duruyordu. Şakaları ardı ardına sıralıyor, masadakileri kendine çekiyordu. Onu dinleyenler başlarını sallıyor, bazıları gerçekten eğleniyor, bazıları sadece ayıp olmasın diye gülümsüyordu.
Ama sonra bir an...
Gülüşü yavaşladı.
Vücudunu saran o görünmez zırhı elleriyle perçinledi. İki kolunu göğsünde kavuşturdu, sanki soğukmuş gibi, sanki birinin kendine sarılmasını bekliyormuş da kimse gelmemiş gibi. Omzunun hemen altından başlayarak kolunu kaşıdı. Durmaksızın. O sırada kimse ona bakmıyordu, ya da o öyle sandı.
Onunla göz göze gelen biri, neşesinin arkasındaki tedirginliği fark etti.
Yaptığı her espri, her taşlamalı söz, sanki üstünü örttüğü kırgın bir gerçeğin perdesiydi.
Gülerek anlattığı anılar, belki de hiç kimseye anlatılamamış yalnızlıklardı.
Sesi tekrar yükseldi:
“Benim esprilerim bazen fazla dokunaklı olabilir, ne yapayım, huy bu.”
Göz kırptı.
Ama dudak kenarları o göz kırpmayı desteklemiyordu. Dudaklar susmak istiyor gibiydi, gözler ise konuşmaya mecburdu.
Yanında oturan adam ise çözmeye çalışıyordu onu.
"Bu kadının dikkat çekme çabası mı bu?"
"Yoksa yakınlık kurmaktan korkan biri mi?"
Belki de ikisi birden.
Ama bir şey kesindi:
Bu kadın, en çok kendi kucağına sarılmıştı bu hayatta.
H. Çiğdem Deniz
(
Kendine Sarılan Kadın başlıklı yazı
çitlembik tarafından
7/13/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.