Yaşamak Ve Ölmek

 

 

 


 

Yaşamak, yudumlanan sıcacık bir fincan kahvenin damakta bıraktığı tadın telveye sıçramasıdır.

Martıların çığlıklarında ürpererek, son anda denize atlamaktan vaz geçmektir.

Kirpiklerdeki yağmurlarda tebessümlerin ıslanmasıdır.

Hayat denen bir çınarın yeşil yapraklarına tutunma gayretidir. Ilık bir meltemdir nefes almak gibi.

Her nefes yeniden hayata başlamak, her başlangıç yeniden doğmaktır.

Her şeye rağmen, tebessüm etmektir ısıran hüzünlere aldırmadan.

Bir dilim ekmeğin taze kokusunda yeniden hayata dönmektir. Bulutlarda uyuyabilme arzusudur.

Açken, ekmeğini daha muhtaçla paylaşabilmektir belki de.

 

Elimizde beyaz bir gül, kapı zilini çaldığımızda; yan pencereden; “evde yok bir arkadaşıyla çıktı” cevabının duygularımızı örselemesi, mutluluğumuzun yüreğimizden uçurumlara devrilmesidir ölmek.

O’na veremediğimiz, yerde kırılmış bir gülün ardından, fırtınaların silemediği, kırgın yüreğimizin sulusepken ağlamasıdır.

Bir kanadı kırık serçenin yüreğinde hissederiz bazen ölümün acıtan yanını. Bir çocuğun damlayan acılarında. Ve bir vefalı dostu yitirdiğimizde, ardından dökülen damlalardadır ölmek bazen.

Yaşanan mazinin tortularında gizlidir ölüm, geriye sarılması imkânsız anıların ardından.

Bir nice yanmaktır külsüz dumansız.

Bir sıcacık simidin doyumuna ulaşamayan öksüzün bakışında asılıdır kimi zaman.

Gitmek zorunda kalınan andır. “Geriye bakma” diyen yüreği dinlemeden, gözü ardında kalmaktır belki de.

Bir çocuk masalının sayfalarında; daha kolay, daha zahmetsiz, daha imrendiricidir bazen.

Erdemlerin tükendiği mutsuz ırgalamalarda, koşulsuz sevememenin yüreğimizi bağladığı kelepçelerde, çaresiz bir aşkın vicdanımızı bakışlarıyla oklamasında gizlidir ölmek.

Demlenen, tavşan kanı tek kişilik acıların kıvamında
çökerek, dertlerin dibine vurmaktır.

Yoksa bir vefasızı düşlerken tükenen son nefeste mi gizlidir ölmek?

Bir annenin yıldız düşmüş saçlarındadır ölümün ılık öpücüğü. Örselenmiş umutların kelebek kanadına yüklenmesi, yürekteki ahların soğumamış ateştir ölüm.

Anne kucağında olduğunu sandığında sıcacık, uyandığında rüya olduğu gerçeğiyle, sahipsiz ve yalnız olduğunu anlamaktır ölmek.

Bir titreten karşılamadır yalnızlığın ürpertisi. Alnından öper gerçeklerin acıtan dudakları. Uyanmak istemeyen yıkılmış bir yüreğin hüzünle sıçramasıdır belki de ÖLMEK.

Anlatılamayan biçareliklerde, sözcüklerin çaresizliği ve tükendiği yerdir.

Ölmek belki de bir kolay iş. Esas olan yaşamayı başarabilmektir kim bilir.

Sevgiyle…

                                                                                                        Seyfettin Karamızrak
( Yaşamak Ve Ölmek başlıklı yazı KARAM-41 tarafından 27.07.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu