Deneme / Hayata Dair Denemeler
Eklenme Tarihi : 27.07.2025
Yaşamak, yudumlanan sıcacık bir fincan kahvenin damakta bıraktığı tadın telveye
sıçramasıdır.
Martıların
çığlıklarında ürpererek, son anda denize atlamaktan vaz geçmektir.
Kirpiklerdeki
yağmurlarda tebessümlerin ıslanmasıdır.
Hayat
denen bir çınarın yeşil yapraklarına tutunma gayretidir. Ilık bir meltemdir
nefes almak gibi.
Her
nefes yeniden hayata başlamak, her başlangıç yeniden doğmaktır.
Her
şeye rağmen, tebessüm etmektir ısıran hüzünlere aldırmadan.
Bir
dilim ekmeğin taze kokusunda yeniden hayata dönmektir. Bulutlarda uyuyabilme
arzusudur.
Açken,
ekmeğini daha muhtaçla paylaşabilmektir belki de.
Elimizde
beyaz bir gül, kapı zilini çaldığımızda; yan pencereden; “evde yok bir
arkadaşıyla çıktı” cevabının duygularımızı örselemesi, mutluluğumuzun
yüreğimizden uçurumlara devrilmesidir ölmek.
O’na
veremediğimiz, yerde kırılmış bir gülün ardından, fırtınaların silemediği,
kırgın yüreğimizin sulusepken ağlamasıdır.
Bir
kanadı kırık serçenin yüreğinde hissederiz bazen ölümün acıtan yanını. Bir
çocuğun damlayan acılarında. Ve bir vefalı dostu yitirdiğimizde, ardından
dökülen damlalardadır ölmek bazen.
Yaşanan
mazinin tortularında gizlidir ölüm, geriye sarılması imkânsız anıların
ardından.
Bir
nice yanmaktır külsüz dumansız.
Bir
sıcacık simidin doyumuna ulaşamayan öksüzün bakışında asılıdır kimi zaman.
Gitmek
zorunda kalınan andır. “Geriye bakma” diyen yüreği dinlemeden, gözü ardında
kalmaktır belki de.
Bir
çocuk masalının sayfalarında; daha kolay, daha zahmetsiz, daha imrendiricidir
bazen.
Erdemlerin
tükendiği mutsuz ırgalamalarda, koşulsuz sevememenin yüreğimizi bağladığı
kelepçelerde, çaresiz bir aşkın vicdanımızı bakışlarıyla oklamasında gizlidir
ölmek.
Demlenen,
tavşan kanı tek kişilik acıların kıvamında
çökerek, dertlerin dibine vurmaktır.
Yoksa
bir vefasızı düşlerken tükenen son nefeste mi gizlidir ölmek?
Bir
annenin yıldız düşmüş saçlarındadır ölümün ılık öpücüğü. Örselenmiş umutların
kelebek kanadına yüklenmesi, yürekteki ahların soğumamış ateştir ölüm.
Anne
kucağında olduğunu sandığında sıcacık, uyandığında rüya olduğu gerçeğiyle,
sahipsiz ve yalnız olduğunu anlamaktır ölmek.
Bir
titreten karşılamadır yalnızlığın ürpertisi. Alnından öper gerçeklerin acıtan
dudakları. Uyanmak istemeyen yıkılmış bir yüreğin hüzünle sıçramasıdır belki de
ÖLMEK.
Anlatılamayan
biçareliklerde, sözcüklerin çaresizliği ve tükendiği yerdir.
Ölmek
belki de bir kolay iş. Esas olan yaşamayı başarabilmektir kim bilir.
Sevgiyle…