KONYA YÖNETİCİLERİ ( VALİLER, MÜTESELLİM, AYANLAR)

 

 

               Osmanlı devleti Ayanlar çağı olarak isimlendirilen 18. Yüz yılda genel anlamda Konya idarecilerine özelde de ayanlara yüklediği sorumluluklar vardı. Buna göre devlet, aldıkları görevler karşılığında anılan kişilerden bazı sorumlulukları yerine getirmesini istemiştir. Örneğin bir Karaman valisinden; sefere katılmasını, Konya’da bulunmasını, Anadolu’nun Sağ Kolu üzerindeki Bolvadin’den Adana'ya kadar olan yolun ve çevresindeki alanın güvenliğini sağlayarak buradan geçecek olan hacılar ve diğer yolcuları emniyete almasını, eşkıyayı temizlemesini, fakirleri korumasını ve memleketi imar etmesini istenmiştir. Bu  doğrultu da yapılan mütesellim atamalarında da benzer şartlar aranmıştır.

1716 tarihli bir mütesellim İstanbul’dan gelen emri yerine getirmediği için azledilmişti.  Buna göre yeni atanan mütesellimin (Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’tan önce vali ve mutasarrıflar adına vergi toplamakla görevli memur.) görev tanımı şu şekilde belirtilmiştir: Valiye ayrılan gelirleri toplamak başta olmak üzere, memleketi, reayayı korumak,  şeriata, kanunlara uymak ve geçmişteki iyi uygulamaları devam ettirmek. 1766 tarihli başka bir kayıtta da atanan valinin yukarıdakine benzer şekilde görev tanımı yapıldıktan sonra, o gelinceye dek bir mütesellimin görevlendirilmesi gerektiği belirtilerek bu göreve gelecek kişinin yapması gerekenler ifade edilmiştir: Eyaleti kontrol altına almak, eşkıyanın memlekete ve reayaya vereceği zararları önlemek ve ahali ve fakirlere gereken özeni göstermek. Devlet, bir mütesellimin bütün bunları yerine getirdiği takdirde, kendisine kimsenin karışamayacağına dair taahhütte bulunmuştur.

Mültezim: “özel bir şahsın devlete ait herhangi bir vergi gelirini toplamayı belirli bir yıllık bedel karşılığında üzerine alması” Mukataa: “hazineye ait bir kısım vergilerden oluşturulmuş birer malî birim” muhtevasını kazanmıştır. Malikane: Mâlikâne sisteminde ise bu yıllık vergi miktarı hazine tarafından belirlenmişti ve rekabetle arttırılması veya azaltılması söz konusu değildi. Burada müzayede, yıllık vergi miktarı sabitlenmiş bulunan mukātaanın bir tahvil için değil, kaydıhayat şartıyla vergilendirme hakkını elde etmenin bedeli olarak ödenmesi gereken ve “muaccele” adı verilen peşin meblağ üzerinde yapılırdı. Müzayedede en yüksek muacceleyi ödeyen mâlikâne sahibi olarak berat alırdı.

Buna göre 1639-1839 yılları arasında Konya’ya vakıf yoluyla hizmette bulunan Karaman valileri şunlardır. Vezir Çatalbaş Mustafa Paşa 1659’da Şeyh Sadreddin Mahallesi'ndeki kendine ait içinde binası, ağaçları ve bağ çubukları olan arsayı, Şeyh Sadreddin                           Zaviyesi’ne vakfetmiştir.

Vezir Kürt İbrahim Paşa, 1726’da mütevelli tayin ettiği Ali Efendi ile mahkemeye gelerek kendi mülkü olan emlâkinden Devle Mahallesi'ndeki üst katta dört oda, alt katta üç oda, bir sofa ve altında bir oda, bir ahır ve havluyu kapsayan evini, Şerefeddin Camii  Vakfı’nın bazı görevlilerinin ücretine ve Berat Kandili’nde yakılan mumların giderlerine sarf edilmek üzere vakfetmiştir.

Vezir Çelik el-Hac Mehmet Paşa, 1764’te Türbe-i Celaliye mahallelerinden Zincirli Kuyu Mahallesi'nde bir adet medrese ve cami inşa ettirmiştir. Yine Mehmet Paşa, Hacı İsa bin Hacı Mustafa ile birlikte Konya'daki çeşitli mahallelerde bulunan dört adet çeşme ile kendisi dâhil bazı önemli kişilerin evlerine akıttırılan suyun künklerinin her sene gerekli olan tamirlerinin yapılabilmesi için 500 esedi kuruş ve vakfetmiştir. 1817-1818 yılları arasında valilikte bulunan Vezir el-Hac Mustafa Paşa, Hazret-i Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin türbeleri ile Semahane ve mescidin yanındaki Sultan Selim Camii'ni tamir ettirmiştir. Karaman valisi Çelik el-Hac Mehmet Paşa, kendi memleketi Burdur’da da bir medrese,

Vezir Darendeli el-Hac Abdurrahman Paşa, 1759’da Pirlevganda kazasına bağlı                                  Hadim’e bir hamam inşa ettirmiştir. Kadı Abdurrahman Paşa ise doğum yeri olan Alanya’da 1808’de bir mescit ve zaviye inşa ettirmişti.

Son olarak 1795’te Vezir es-Seyyid Ali Paşa da hâsıl olan rıbh ve neması Beyşehir sancağına bağlı Bozkır kazası köylerinden Karacahisar’daki Seyyid İbrahim Efendi'nin inşa ettirdiği medrese ve caminin; müderris, mütevelli, imam, hatip, kayyım ve müezzinlerin ücretleri ile caminin aydınlatma giderlerine sarf olunmak üzere 1.000 kuruş nakit para vakfetmiştir.

1819-1820 yılları arasında görev yapan Vezir es-Seyyid Hüseyin Paşa Saray içinde bir cami yaptırmıştır.

İşte tıpkı anılan valiler gibi Konya’da görev yapmasa da memleketine hizmet amaçlı olarak çoğunun ne zaman yapıldığı tam olarak bilinemeyen birçok eser bulunmaktadır.

Buna göre, Musahip Mustafa Paşa, Konya Kalesi Atpazarı Kapısı dışında bulunan ve halk arasında Kanlı Göl diye bilinen miri arsayı temlik yoluyla alıp 17.800  kuruş harcayarak üzerine Şeyh Ahmet Efendi Çifte Hamamı ve Debbağlar Hamamı, Şeyh Ahmet Efendi Fevkâni Camii, Bezirganlar Hanı, Kervansaray Hanı, kahve tahmisi, kahvehane, 21 dükkan ve dört mahzen yaptırmıştır. Bu arsanın haricinde, Şekerfuruş Mahalle Mescidi’ni yeniden yaptırtıp yanına muallimhane ve yazlık namazgâh ilave ettirmiştir. Ayrıca, Taşkapı Darülhadis Medresesi, şadırvanı ve avlusunu, Konya içerisinde ve çevresinde 12 adet çeşmeyi              yaptırarak mütevelliliğine Şeyh Ahmet Efendi’yi atayarak bütün bu vakıfların tevliyetini onun                  soyuna bırakmıştır.

İsmi Ali Paşa olan birçok kişi Konya’nın muhtelif yerlerinde farklı eserler yaptırmıştır. Bu kişiler tarafından Topraklık Mahallesi'nde bir mescit, bir cami, Arzırum Kapısı sur içinde bir hamam, Fakih Dede ve Topraklık mahallelerinde altı çeşme, bir medrese inşa edilmiştir. Ayrıca Silahdar Mustafa Paşa bir cami, Mehmet Paşa Dokuz’un Hanı önünde su kuyusu, Süleyman Paşa bir cami, Yakup Paşa İplikçi Medresesi’nde şadırvan, Sarıca Paşa Bedesten yakınında bir musluk yaptırmış ve Osman Paşa da Bağvi Mescidi Vakfı’na ait bir muallimhaneyi tamir ettirmiştir.

Konya mütesellimleri ve voyvodalarının imar faaliyetlerine gelince:

Nakipzadelerden Seyyid Şeyh Hasan (Hüseyin) Efendi, 1721’de Kerim Dede Mahallesi’nde bir cami ve çeşme,

es-Seyyid el-Hac İbrahim Efendi ise Hoca Ahmet Fakih Mahallesi’nde 1756’da mescide minber yaptırarak camiye dönüştürmüş, yanına da bir medrese yaptırmıştır.

Karamanlı Çavuşzadelerden Zeynelabidin Ağa, Karaman’da 1767’de Koçak Dede Mahallesi Dahhak Sokak’ta, Ağa Camii olarak da bilinen Zeynel Ağa Camii’ni ve bitişiğindeki dokuz hücreli medrese ve kütüphaneyi inşa ettirmiştir. Ayrıca Çavuşzade kerimesi Fatma Hanım’ın satın alıp vakfettiği arsa üzerine, müderris Ebubekir tarafından, 1801’de yedi hücreli Nakşibendi Tekkesi bina edilmiştir.

Abdülgaffarzadelerden Hacı İbrahim Ağa Ereğli’de XVIII. yüzyılın başlarında, bir cami, İsmail Ağa ise bir medrese ve mescit yaptırmıştır.

Arapağazadelerden Konya mütesellimi es-Seyyid Süleyman Ağa, 1790’lı yıllarda Konya’nın Eskiil kazasına bağlı Bağluca, Eğin ve Gene köylerinde birer cami,

Muhammed Memiş Paşa, 1826’da Sarı Yakup Mahallesi’nde Havutoğlu Mescidi’nin yerine bir cami, ayrıca Meram’da da Ayanbey diye anılan yine bir cami,

Süleyman Bey ise 1842’de Şems-i Tebrizi Mahallesi’nde Süleymaniye adında 20 odalı mederese ve yanına da bir çeşme yaptırmıştır.

Konya mütesellimi kapıcıbaşı Bayburdi Hasan Ağa tarafından 1810’da Ereğli’de Abdülgaffarzade Hacı İbrahim Ağa Camii harap olması üzerine, boş kalan arsaya yeniden cami inşa edilmiştir.

Diğer taraftan yerel anlamda idari işlere pek karıştırılmayan, Hz. Mevlana soyundan Hidayetzadeler ve Mesnevihanzadelerin idarecisi oldukları kurumlar hakkında inceleme yapmak yerinde olacaktır. Buna göre, özellikle Hidayetzadeler, Osmanlı tarihinin en köklü vakıflardan biri olan Hz. Mevlana Vakfı’nın ve buna bağlı olarak faaliyet gösteren onlarca kurumun, mütevellilik başta olmak üzere birçok görevini üstlenmişlerdir. Hz. Mevlana soyundan gelenlerin mütevelliliğini yaptığı kurumlar şunlardır: Konya’da At Pazarı Kapısı yakınındaki Hüseyin Efendi Camii ve Muallimhanesi, Kayayüğ Karyesi Camii, Türbe yakınında Hızırlık diye bilinen yerdeki Hüseyin Efendi Muallimhanesi, Hazret-i Mevlana Mahallesi'ndeki avarız vakfı, Şems-i Tebrizi Türbesi'nin Kandil Yağı Vakfı, Mehmet Çelebi Hanı’nda Şeyh Hüseyin Efendi Mescidi, İçkale yakınındaki el-Hac İshak Camii, Şeyh Ahmet Mahallesi’ndeki Şeyh Ahmet Efendi Camii, Celaleddin Türbesi Mahallesi'ndeki Ahmet Ağa Mescidi, Dört Vakıyye Mahallesi’ndeki Abacı Mescidi, Hoca Fakih Ahmet Vakfı Medresesi, Sultan Selim Han Camii, Türbe yakınlarında Köşkkavağı Mahallesi’nde  Şahbazoğlu Şeyh Ahmed Efendi Mescidi, Ferhuniye diye bilinen Pir Esed Sultan Mahallesi Mescidi, Türbe-i Celaliye Mahallesi'ndeki Durak Fakih Mescidi, Dolabucu Mahallesi'ndeki Hacı İbrahim Camii, Mevlana şeyhlerinden Şeyh Hacı Bostan Efendi’nin inşa ettirdiği çeşmeler, Şeyh Alaman Mahallesi'ndeki Hüseyin Efendi Camii ve Muallimhanesi, Konya’ya bağlı Hatunsaray nahiyesindeki Kavak ve Sultan Alauddin Selçuki Camii, yine Hatunsaray’a bağlı Digorna karyesindeki Şeyh Halil Zaviyesi, yine Hatunsaray’a bağlı Botsa Karyesi Camii, Sahra nahiyesinde Gücün? karyesindeki Hidayetzade Hüseyin bin Osman Camii, Saidili nahiyesindeki Ladik karyesi yakınlarında Kafir Değirmeni diye bilinen bir mevkideki Şeyh Sadreddin Konevi Zaviyesi, Sudirhemi nahiyesinde Kiçimuhsine Karyesi Camii.

Hz. Mevlana soyundan gelenler, sadece mütevellilik yapmakla kalmamış, başta mesnevihanlık olmak üzere, Hz, Mevlana Vakfı’nın bünyesinde ve harici olarak faaliyet gösteren birçok kurumda imamlık, hatiplik, vaizlik, müezzinlik, muallimlik, mektep halifeliği, müderrislik, dersiamlık, zaviyedarlık, nazırlık, kâtiplik, cabilik, duaguyluk, cüzhanlık, devirhanlık, fetihhanlık, bevvaplık ve saraçlık da yapmışlardır. Ayrıca bu vakıfların bünyesinde faaliyet gösterdiği anlaşılan esnaf teşkilatlarından çiftçiler ve külahçılar şeyhliklerini bizzat kendileri, bağlıları da berberler, kuyumcular, ciltçiler ve aşçılar kethüdalıklarının idareciliğini yapmışlardır. Görüldüğü üzere devlet, vilayet işlerine karışmasını istemediği Hz. Mevlana soyundan gelen elitlerin, gelir getirici faaliyetler yapmasına pek engel olmamıştır. Hatta dervişlerin ve misafirlerin yemek ihtiyacına sarfedilmek üzere, Hz. Mevlana Vakfı’na doğrudan                   ve devamlı yardımda bulunmuştur. (06/05/1674 tarihli kayda göre, IV. Murat Han, Mevlana Vakfı’na dervişlerin ve oradan gelen geçen misafirlerin yiyecek masraflarına sarf edilmek üzere, Suğla Hassı malında 150.000 akçe tahsis etmiştir. 03/08/1704 tarihli kayda göre, Suğla mukataasından Mevlana Vakfı’na transfer edilen meblağ 1.250 kuruş olmuştur.

Bununla birlikte mukataa işletmeciliği, mütesellimlik ve voyvodalık dışında Konya’da nakibüleşraf kaymakamlığı yapan Saraçzadeler ve Yeğenzadeler de kendi adlarını taşıyan vakıflar kurmuşlardır. Örneğin Saraçzadeler iki ve Yeğenzadeler de bir medrese yine Saraçzadeler bir han inşa ettirmiştir. İlaveten hiçbir şekilde askeri ve nakibüleşreflık                    gibi idari görevi olmayan, ancak hali vakti yerinde genelde ilmiye kökenli birçok zade lakaplı                       aile de geriye bir vakıf eseri veya hayır bırakmıştır.

Örneğin Dursunzadeler, İplikliçizadeler, Emeklizadeler, Yağmurzadeler, Kadızadeler, İspirzadeler ve Esenlerlizadeler medrese,  Çakıcızadeler derslik; Hatipzadeler ve Kürkçüzadeler darülhuffaz; Nasrullahzadeler ve Ezelizadeler muallimhane, Hatipzadeler, Arapzadeler, Nasrizadeler (Kadızadeler-Nasrullahzadeler-Mısrizadeler), Farigazadeler (Kargazadeler-Gazizadeler)?, Seyyidaliağazadeler ve Fedazadeler cami, Dursunzadeler, Helvacızadeler, Katırcızadeler, Gaybizadeler, Ezelizadeler, Bezircizadeler, Kenanzadeler, Abacızadeler, Şehzadeler, Kayyımzadeler, Şucazadeler (Şahapzadeler), Emirzadeler, Ulvizadeler, Cebeynizadeler (Cebnizadeler)? ve Yolcuzadeler mescit, Ezelizadeler zaviye; Hatipzadeler ecza-yı şerif, Çamlızadeler han; Hatipzadeler hamam; Bezircizadeler, Mehmetbeyzadeler ve              Handıkçızadeler (Sandıkçızadeler) çeşme; Uşşakizadeler, Katırcızadeler ve Sebzecizadeler para; Hatiplizadeler, Yetimzadeler, Meydanizadeler, Şirzadeler, Muallimzadeler, İshakzadeler ve Katipzadeler de genel amaçlı vakıflar kurmuşlardır.

Ayanlar döneminde devlet herhangi bir ehl-i örfüne nasıl bakıyorsa mütesellim ve voyvodaya da o gözle bakmıştır. Çünkü ayanlar da diğer devlet adamları gibi, zenginliklerini ve nüfuzlarını miriden yani mukataa sahipliği veya işletmeciliğinden elde etttiğinden, devlet, kendini bu malların asıl sahibi olarak saymıştır. XVIII. yüzyılda özellikle Konya’da vefat eden Karaman valileri ile mütesellimlik, voyvodalık yapmış hemen hemen bütün ayanların malları müsadere edilmiştir. Devlet, ilmiye kökenlilerin mallarını pek müsadere etmese de Hz. Mevlana soyundan Hidayetzelerden Ahmet Efendi ve oğlunu bundan istisna tutmuştur. Bunun nedeni de muhtemelen gelirlerini miriden elde ettikleri için olmalıdır.

Bazı istisnai dönemler dışında, vakıflara ait mal ve paralara dokunulmamıştır.  61 avarız vakfının, 40’ı yalnızca mahallenin, 17’si hem mahalle hem de mescidin, 2’si hem mahalle hem mescit hem de caminin, 1’i hem mahalle hem mescit hem de medresenin ve kalan 1’i de hem mahalle hem mescit hem de çesmenin giderlerini karşılamak için kurulmuştur.  

Kadınlar başlangıçta mescit, zaviye, darülhuffaz, türbe gibi bina vakıflarına, bilhassa darülhuffazlara yönelirken sonraki dönemlerde mevcut vakıflara akar tahsis etme yoluna gitmeleri, statü ve zenginliklerinin düşmeye başladığına işaret etmektedir.



KAYNAKÇA

 

KIRŞEHİR AHi EVRAN ÜNİVERSİTESİ Yayın No: 002 IV. ULUSLARARASI AHILIK SEMPOZYUMU XIII-XVI. Yüzyıllarda Ahilik" 27-29 Eylül/ September 2018 KIRŞEHİR

AHi ZAVİYELERİNİN GELİR KAYNAKLARINA DAİR BİR ÇALIŞMA Burcu AKBULUT Ordu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı, Doktora Öğrencisi

https://www.sadibayram.com/?page=makaleler&mid=356&id=2

Miyase Koyuncu Kaya Vakıflar dergisinin Aralık 2014 tarihli 4.sayısında Vakıf Kurucusu Olarak Osmanlı Esnafı (18.Yüzyıl İstanbul Örneği)

OSMANLI’DA VAKIF-ESNAF ÎLÎŞKÎSİ ÜZERİNE Seyfettin ERŞAHİN https:/ /dergi. diyanet.gov.tr

Osman Nuri Ergin Mecelle-i Umur-i Belediye)

Lonca Sisteminin İşşizlik sigortasıyla ilgisi üzerine bazı düşünceler Doç. Dr. Nesimi YAZICI

Fütüvvetnamelerde Örnek İnsan Modeli GÜLDANE GÜNDÜZÖZ Kırıkkale Üniversitesi, İslâmî İlimler Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı

Muhammed Hamidullah-DİA

SBAD Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi (Yaz 2018) 13/1:99-122 / (Summer 2018) OSMANLI BURSA’SINDA TÜCCAR LONCASI VAKFI VE KREDİ FAALİYETLERİ [1693-1823]*Samettin BAŞOL* Bu çalışma, 19-22 Mayıs 2017 tarihlerinde Karadağ‟ın Podgorica şehrinde düzenlenen Mediterranean International Conference on Social Sciences by UDG adlı sempozyumda sözlü bildiri olarak sunulmuş, sonrasında ek bilgi ve değerlendirmelerle genişletilerek yeniden düzenlenmiştir. Dr. Öğr. Üyesi, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü,  İlgili çalışmadan özetlenmiştir,

Halil İnalcık, Fatih Yahya Ayaz, Osman Gazi Özgüdenli ((DİA)

HAKKI DURSUN YILDIZ

BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI İSLAM TARİHİ BİLİM DALI OSMANLI KLASİK DÖNEMİNDE ÇANDARLI AİLESİ DOKTORA TEZİ VELİ VEHBİ BARDAKÇI BURSA 2019

16. Yüzyılda Halep’te Bir Osmanlı Vakfı: Hüsreviye Külliyesi Vakıflar Dergisi 41 - Haziran 2014 Enver Çakar)

Lala Mustafa Paşa’nın Kıbrıs Vakıfları: Kıbrıs’ta Vakıf, İmar ve İskân Doç. Dr. Mustafa ALKAN Gazi Üniversitesi / Ankara İstanbul 2017 Journal of International Eastern European Studies/Uluslararası Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, Vol./Yıl. 4, No/Sayı. 2 Sokollu Ferhad Paşa Evkâfı Musa Sezer Dr. Öğr. Üyesi, Erzurum Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü  27/10/2022

Journal of International Eastern European Studies/Uluslararası Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, Vol./Yıl. 4, No/Sayı. 2 Sokollu Ferhad Paşa Evkâfı Musa Sezer Dr. Öğr. Üyesi, Erzurum Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü  27/10/2022

Osmanlılar Döneminde Kıbrıs   

Mediterranean Journal of Humanities mjh.akdeniz.edu.tr XI (2021) 321-354 Osmanlı Kroniklerinde Sokollu Mehmed Paşa ve

Sokoloviç Ailesi Abdullah ZARARSIZ Arş. Gör., Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Antalya, Bu çalışma, 14-15 Ekim 2016’da Saraybosna/Bosna-Hersek’te düzenlenen “Mehmed-paša Sokolović (Sokollu Mehmed Pasha) and the Sokolović Family Throughout History” Uluslararası Sempozyumunda “Osmanlı Kroniklerinde Sokollu Mehmed Paşa ve Ailesi” başlığı ile sunulan sözlü bildirinin genişletilmiş şeklidir.

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI İSLAM TARİHİ VE SANATLARI PROGRAMI OSMANLI ARŞİV BELGELERİNE VE VAKFİYELERİNE  GÖRE KÖPRÜLÜ AİLESİ VAKIFLARI Yusuf SAĞIR DOKTORA TEZİ İZMİR - 2012
ABDÜLKERİM ÖZAYDIN

BİLGE VEZİR NİZÂMÜLMÜLK Konya Büyükşehir Belediyesi         Kültür Yayınları: 402 Türkiye Yazarlar Birliği Yayınları: Konya  2019 Mehmed Doğan Refik Turan Bagher Taleei Soltan Ahmadi Abdülkerim Özaydın

Enes Pelidija - Feridun Emecen DİA

Gazi Evrenos Bey’in vakıflarıyla ilgili bilgiler Ayşegül Çalı’nın doktora tezinden alınmıştır)

SULTAN MURADIN EVRENOS BEY'E MEKTUBU' Dr. Mehmet İNBAŞI  A.Ü.Türkiyat.Araştırmaları Ens. Dergisi.sayı 17 Erzurum 2001

Ayşe Değerli

Vedat TURGUT Yeni Türkiye 66/2015

S. Eyice

Levent Kayapınar Al e v i l i k - Bektaşilik Araştırmaları Dergisi,  Sayı 1 106

Yahya Paşa’nın Üsküp’teki Vakıfları, Mehmet İnbaşı Vakıflar Dergisi 53 Haziran 2020

Yılmaz Öztuna,Türkiye Tarihi

Emre ATAŞ XVI. YÜZYIL’DA ESKİ ZAĞRA

BALKANLARDA OSMANLI VAKIFLARI VE ESERLERİ ULUSLARARASI SEMPOZYUMU İSTANBUL-EDİRNE 9-10-11 2012 MAYIS

Vakflar Genel Müdürlüğü Yayınları 107 Dr. Ayşegül KILIÇ* Dr, Harran Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü.

Fahamettin Başar DİA

Enes Pelidija - Feridun Emecen DİA

Uluslararası Karadeniz İncelemeleri  Dergisi  113 Abdullah BAY

www.manisadenge.comhttps://www.manisadenge.com/manisada-ayanlik-ve-karaosmanogullari--makale,1621.htmlYUZO NAGATA

ERDEM İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi TARİH YÜKSEK KURUMU ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ BAŞKANLIĞI Sayı 82 • Haziran 2022  Cihanzâde Ailesi Vakıfları İlker GÜMÜŞ Doktora Öğrencİsİ, Marmara Ünİversİtesİ, Türkİyat Araştırmaları Enstİtüsü, Türk Sanatı Anabİlİm Dalı.

Bu makale Van Yüzüncü Yıl Ünİversİtesİ, Sosyal Bİlİmler Enstİtüsü Sanat Tarİhİ Anabİlİm Dalı’nda Prof. Dr. Abdülhamİt Tüfekçİoğlu danışmanlığında hazırlanan “Cİhanoğlu Aİlesİne Ait Mimari Eserler” tezİnden üretİlmİştir.

Dr. Nazif Öztürk Vakıflar Dergisi Sayı XXVI Ankara 1997

Özcan Mert YUNUS KOÇ

Faruk Sümer

Ali Karaca

Mehmet Salih Arı

Seyit Bahçıvan

Cengiz Tomar

Ahmet Kavas

Kasım Kırbıyık

Ahmet Taşağıl

Sait Kofoğlu

Lütfi Şeyban

1


SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI KURULUŞUNUN 7000 YIL DÖNÜMÜNDE BÜTÜN YÖNLERİYLE OSMANLI DEVLETİ KONGRESi 7-9 NİSAN 1999 KONYA/ TÜRKİYE- 2000 AZMZADE (KEMİKOĞLU) MEHMED PAŞA 1731- 1783

0

 

Ali KARACA

OSMANLI ARAŞTIRMALARI XI.I İstanbul 1992 VAKIF-MÜSADERE İLİŞKİSİ (Şam Valisi Vezir Süleyman Paşa Olayı) Hasan YÜKSEL


( Konya Yöneticileri Valiler Mütesellim Ayanlar başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 9.09.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu