Gökyüzünün mavisi nazarı sildi bugün,
İçimde saklı kalan özgürlüğüm hür bugün.
Zincirlere vurulmuş, sesler sustu derinden,
Kalbimle konuştum ben, kelimesiz dilimden.
Gözlerimin gördüğü, göklerin tebessümü,
Rüzgarlarla çözdüğüm, kalbimin bir düğümü.
Kara bulut yok artık, gökteki mavi güğüm,
Boşalıyor içime, umutsuzluk kördüğüm.
Mercandan incileri taksam senin boynuna,
Ödül versem huyuna, nazarsızlık koynuna.
Ne olur kötü bakma! Kem görünen soyuna,
Sis bulunda üfleyin, gelsin artık oyuna.
Mar dili fısıldama! Güneşle ses derilsin,
Ateşten böceklerin geceye kör serilsin,
Gözdeki kara bulut esen yelle savrulsun,
Değmesin aman nazar, kapı tutun durulsun.
Ne yapsak, ne bulalım; kale içi barınak,
Çelikten yeleklerle kem gözlüden arınak.
Dünya malı geçici, senin de olur konak,
Ölüm bari gelmesin; nazardandır o durak...
bireysel özgürlüğe, içsel arınmaya ve korunma ihtiyacına dair lirik bir anlatıdır.