Bir c/ezadır dokunulmazlığında aşkın,
nüvesi bakışın ve onlarca kıpırtının da mealidir şiir…
En çok da yazamadıklarım birikir
içimde ve devasa bir kehanettir g/izlenen sinemde.
Acılarım büyüktür, hafız ve gönül
pencerem de:
Varsa vaktin, gel ve kon masalıma.
Hangi masal mı söz ettiğim?
Özümde saklı nesirler ve esaret,
hafız
Aşkın ihya ettiği bir sesleniş
Hatta binlerce serzeniş
İhbar ettiğim kendimsiz bir dünya
özleminden
Vazgeçtiğim hafız…
Yaralarım ne taze ne açık
Kalp gözümse ardına kadar açık
Bense kaçık aklımla
İhtimaller doğuruyorum pervasızca
Öpüyorum elimi
Hani sağ elimle bükemediğim sol elim
Solumda kurşun kadar ağır bir sızı
Lehimlediğim üç beş arzu mu?
Neylerim ya da neden dertlenirim
durduk yere?
Sözcüklerim kadar kanamalı olsaydı
keşke içimdeki
Dehlizde takılı o b/akışlar
Bilemezsin asla bilemeyeceksin de
Son kurşunu saklı tutuyorum kalemimde
Öykündüğüm sadece kendi masalım
Masa başında unutulmuş bir ışıktır
Sözcüklerimdeki t/aşkın mevsimi
Süregelen bir ihanet
İnsanlığa lades diyen zebani
Hala korkarım koyu gözlerden
Kaçıran kimse benden…
Bense kaçamadan teslim olduğum
kederin
En dingin ölüsü
Yaşamakla yazmak arasında bir yerde
unutulduğum
Unuttuklarım ne ki, hafız?
Bilmem mi hani?
Nasıl da uyumsuzum
Gel gör ki;
İçimdeki mazlumun suçudur tüm
sessizliğim
Bir bardak suda boğulmak nedir bilir
misin?
Bazen bir kaşık suda çalınan umudum…
Bekası mı ömrün?
Bakaya kalan yine ben miyim?
Bentler aştım da beceremedim
Kendimi ezip geçmeyi
Sözcüklerim bahar t/adında olmalıydı
oysa
Yine de göremezler içimdeki cenneti
Hem saklanırım hem de saklarım
Kara çalan kimse gülerim gülmesine de
Çatıktır kaşlarım her ölüm öncesi
Ne zamanki bir şiir olup döküleyim
sayfaya
Sökün eden ilhamla
Dolar taşarım da susamam asla.
Vardiyam bu senelik bu kadar
Bir sonraki sene ise senle
buluşacağımız o imgenin
Gölgesinde beklediğim her kimse
Hani olur da düşer sineme
Hani olur da düşer gözümden
Yaftalarını duyduğum iblise şer yüklü
bir mizaçtır
İçimdeki şarlatan
Elbet en çok kendime güldüğüm
Bir mealse yazamadıklarım henüz
Yasımı da taşlasın kelam…
Nazımla niyazımla aşık usandırdığım
En çok da aşkın mizacına bir haykırış
Devasa göğün merhametli Rabbi
En çok buluştuğum gök gözlerinde
annemin
Elbet anne dualarında gelebildiğim bu
yaş ve yas
İnkar edemem girift benliğimi
Taşkın mizacımla en çok kendime
yüklendiğim
Azıcık daha varsa vaktim
Daha neler görür de söylerim
Öykündüğüm bir avuç huzur ve neşe
Azığa aldığım bir şiirden bile öte.
Mağdur leylak
Yediverenler
Kol kanat geren o sarmaşıkta saklı
mizacım
Hala çözemediğim içimdeki sırdaşım
Kolaysa gel de sen söyle, hafız:
Sahi kimim ben?
Lafügüzaf işte.
Ölsem bile ne gam, hafız
En azından tahliye ettim içimdeki
tutukluyu
Hem de senenin meali iken bu şiir
Uçuşan nazireler ve beyitler
Bir kekremsi kıvançta ısrarlıyım işin
sırrı
Yalnızlığın tayfasından düşen payıma
Yeter ki tüm cihanla buluşayım ortak
paydada.