KÛTÜ’L-KULÛB EBÛ TÂLİB EL-MEKKÎ

      Bir tasavvuf klâsiği olan Kûtü’l-kulûb’un müellifi Ebû Tâlib el-Mekkî (ks) Abbâsî hilafetinin dağılmaya yüz tuttuğu, yönetimin dağılmasından sonra siyasî otorite açısından parçalanmanın yaşandığı, Müslüman gruplar (ehl-i sünnet/şîa) arasında yer yer çatışmaların çıktığı, insanların hayatını kaybettiği, üst seviye yöneticilerin lüks halkın ise sefil ve perişan bir vaziyette hayatını sürdürmeye çalıştığı IV. Asırda yaşamış selefi akideye bağlı, sunni bir mutasavvıftır.

İlk sufilerin çoğunda olduğu gibi hayıtı hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olmadığımız Ebû Tâlib el-Mekkî (ks) kaynaklarda ez-Zâhid‛, ‚es-Sûfî‛, ‚el-Müzekkir‛, ‚el-Vâiz‛ ve ‚el-Üstâz‛ anılmakta olup eğitimine Mekke’de hadis öğrenerek başladı. İlim öğrenmek seyahatleri sırasında pek çok alimden hadis ve ilim öğrendi. (Ebû Bekir el-Âccûrî, Ebû Ali el-Kirmânî, Ali b. Ahmed el-Masîsî, Ebu Bekir el-Müfîd ve Ebû Bekir b. Cellâ, Ebû Saîd b. el-Arabî el-Basrî,  Muzaffer b. Sehl, Ahmed b. Dahhâk ez-Zâhid ve Muhammed b. İsâ b. Hakan el-Mukrî gibi sûfîler) tasavvuf eğitimini ise Basra’da Ebu’l-Hasen b. Sâlim Sehl b. Abdullah Tüsterî’den aldı. 

26 Haziran 996 Cuma günü Bağdat’ta vefat eden Mekki (ks) aynı zamanda Hadis, Fıkıh ve Kelâm âlimi olup zühd ehlidir ve genç yaşlarda nefis mücâhedesine başladığı, çokça riyâzat yaptığı ve bir süre helal bitkilerden başka bir şey yemediği için cildinin renk değiştirdiği rivâyet edilmiştir.

Ebû Tâlib el-Mekkî, eseri hangi sebeple yazdığını açık bir şekilde ifâde etmemektedir. Ancak, dönemin özellikleri göz önünde tutulduğunda bir tahminde bulunmak mümkündür. Müellifin yaşadığı asır, tasavvuf ehli ile ona karşı olanların münâkaşa halinde bulundukları bir dönemdir. Dolayısıyla onun bu eseri, iki taraf arasında bir köprü kurmak ve Tasavvufun Kur’an ve Sünnet çizgisinde bir ilim olduğunu ortaya koymak amacıyla kaleme aldığını rahatlıkla söylenebilir.

İtikatta selefi anlayışa bağlı olduğu için bid’atlere karşı sert üslup kullanan Ebû Tâlib el-Mekkî (ks) Kûtü’l-kulûb’ta, IV/X. asırda yaygın bulunan fikirleri ve tasavvufî cereyanları genel hatlarıyla anlatmış ve tasavvufî meseleleri tamamen âyet ve hadisler ışığında ele almıştır. Kûtü’l-kulûb, tasavvufun ilmî ve amelî meselelerini konu edinen temel kaynaklarından biridir. Ayrıca, Tasavvufun amelî örnekleri ve incelikleriyle dolu olan eser, Sünnî tasavvufun ilk kaynaklarından biri olma özelliğine de sahiptir.

Kûtü’l-kulûb, kendisinden sonra gelen Gazâlî (ks) ve Abdülkâdir Geylânî (ks)  gibi büyük mutasavvıfları etkilemiş olması yönüyle son derece önemli bir eserdir. Gazâlî (ks) , el-Munkızü mine’d-dalâl adlı eserinde tasavvufun ilim cihetinin amelden daha kolay geldiğini bu sebeple Kûtü’l-kulûb ve Muhasibi’nin kitaplarını,  Cüneyd, Şiblî ve Bayezîd-i Bistâmî gibi büyük mutasavvıflardan nakledilen sözleri ihtiva eden kitapları mütalaa etmek suretiyle bu ilmi tahsile başladığını ifade etmektedir.  El Mekki (ks) Sühreverdî (ks) ve Şâzilî tarikatı üzerinde de etkili olmuştur.

Abdurrahman Câmî ve Kâtib Çelebi Kütül Kulub’u sitayikar ifadelerle övmüşlerdir. Bilal Saklan eserdeki hadislerin % 45.7 senen merdud olmasının normal olduğunu çünkü eserin bir hadis mecmuası olmadığını istifade edilen hadislerin,  ahkâmdan ziyâde müridin irfân hayatıyla, yani Fadâil-i A’mâl boyutu ile alâkalı olduğunu kaydetmektedir. Nitekim bütün sûfîler, hadisleri daha çok zühd, ahlâk ve irfan yönleriyle ele almışlar ve irşad için kullanmışlardır.

TASAVVUF KLASİKLERİ Editor Prof. Dr. Ethem CEBECİOĞLU Ankara, 2010 Ramazan MUSLU ** Doç. Dr. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi EBU TALİB MEKKİ- KUTÜL KULUB

Kitabında fakirin elinde malı olmayan değil gönlünde mal sevgisi bulunmayan, geçim endişesi çekmeyen, gelecek kaygısı taşımayan, kalbi Yüce Allah ile zengin olan ve Allah sevgisinden başka hiçbir şeref aramayan kimse olduğunu belirterek sünnet hakkında ” Allah Teala’nın bizlere nimet olarak bahşetmiş olduğu sünnet İslam nimeti gibidir. Çünkü Yüce Allah aziz kitabının tefsirini Hz. Peygamberin (sav) sünnetine bırakmıştır. Ayrıca Allah Teala ona (sav) itaat etmeyi kendisine itaat etmekle birlikte zikretmiştir. (Enfal 1, Nur 56-63, Al-i imran 28, Enfal 24, Fetih 10) Yine onu (sav) sevmenin alametlerinden birisi de zahir de ve batın da ona uymaktır. Farzları yerine getirmek, haramlardan kaçınmak, Hz. Peygamberin( sav) ahlakıyla ahlaklanmak, şemail ve adabıyla edeblenmek, tuttuğu yolu izlemek, haberlerini araştırmak, dünyadan gönlü çekmek ve dünyalığı çoğaltmayı terk etmek, dünyalık ile öğünmeyi terk etmek, ahiret amellerine yönelmek, gaflet ve heva ehlinden uzaklaşmak, ahiret ehline yaklaşmak, fakirleri sevmek ve onlarla çok oturmak, fakirlerin dünyaya çok düşkün zenginlerden daha faziletli olduklarına inanmak, Hz. Peygamberin (sav) zahirine uymanın gereklerinden olduğunu beyan eder. 

 BİLAL SAKLAN DİA

TASAVVUF KLASİKLERİ Editor Prof. Dr. Ethem CEBECİOĞLU Ankara, 2010 Ramazan MUSLU ** Doç. Dr. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi EBU TALİB MEKKİ- KUTÜL KULUB

( Kûtü’l-kulûb Ebû Tâlib El-mekkî başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 17.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu