KÛTÜ’L-KULÛB
EBÛ TÂLİB EL-MEKKÎ
İlk
sufilerin çoğunda olduğu gibi hayıtı hakkında ayrıntılı bilgiye sahip
olmadığımız Ebû Tâlib el-Mekkî (ks) kaynaklarda ez-Zâhid‛, ‚es-Sûfî‛,
‚el-Müzekkir‛, ‚el-Vâiz‛ ve ‚el-Üstâz‛ anılmakta olup eğitimine Mekke’de hadis
öğrenerek başladı. İlim öğrenmek seyahatleri sırasında pek çok alimden hadis ve
ilim öğrendi. (Ebû Bekir el-Âccûrî, Ebû Ali el-Kirmânî, Ali b. Ahmed el-Masîsî,
Ebu Bekir el-Müfîd ve Ebû Bekir b. Cellâ, Ebû Saîd b. el-Arabî el-Basrî, Muzaffer b. Sehl, Ahmed b. Dahhâk ez-Zâhid ve
Muhammed b. İsâ b. Hakan el-Mukrî gibi sûfîler) tasavvuf eğitimini ise Basra’da
Ebu’l-Hasen b. Sâlim Sehl b. Abdullah Tüsterî’den aldı.
26
Haziran 996 Cuma günü Bağdat’ta vefat eden Mekki (ks) aynı zamanda Hadis, Fıkıh
ve Kelâm âlimi olup zühd ehlidir ve genç yaşlarda nefis mücâhedesine başladığı,
çokça riyâzat yaptığı ve bir süre helal bitkilerden başka bir şey yemediği için
cildinin renk değiştirdiği rivâyet edilmiştir.
Ebû
Tâlib el-Mekkî, eseri hangi sebeple yazdığını açık bir şekilde ifâde
etmemektedir. Ancak, dönemin özellikleri göz önünde tutulduğunda bir tahminde
bulunmak mümkündür. Müellifin yaşadığı asır, tasavvuf ehli ile ona karşı
olanların münâkaşa halinde bulundukları bir dönemdir. Dolayısıyla onun bu
eseri, iki taraf arasında bir köprü kurmak ve Tasavvufun Kur’an ve Sünnet çizgisinde
bir ilim olduğunu ortaya koymak amacıyla kaleme aldığını rahatlıkla
söylenebilir.
İtikatta
selefi anlayışa bağlı olduğu için bid’atlere karşı sert üslup kullanan Ebû
Tâlib el-Mekkî (ks) Kûtü’l-kulûb’ta, IV/X. asırda
yaygın bulunan fikirleri ve tasavvufî cereyanları genel hatlarıyla anlatmış ve
tasavvufî meseleleri tamamen âyet ve hadisler ışığında ele almıştır. Kûtü’l-kulûb, tasavvufun ilmî ve amelî
meselelerini konu edinen temel kaynaklarından biridir. Ayrıca, Tasavvufun amelî
örnekleri ve incelikleriyle dolu olan eser, Sünnî tasavvufun ilk kaynaklarından
biri olma özelliğine de sahiptir.
Kûtü’l-kulûb, kendisinden
sonra gelen Gazâlî (ks) ve Abdülkâdir Geylânî (ks) gibi büyük mutasavvıfları etkilemiş olması
yönüyle son derece önemli bir eserdir. Gazâlî (ks) , el-Munkızü mine’d-dalâl adlı eserinde
tasavvufun ilim cihetinin amelden daha kolay geldiğini bu sebeple Kûtü’l-kulûb ve Muhasibi’nin kitaplarını, Cüneyd, Şiblî ve Bayezîd-i Bistâmî gibi büyük
mutasavvıflardan nakledilen sözleri ihtiva eden kitapları mütalaa etmek
suretiyle bu ilmi tahsile başladığını ifade etmektedir. El Mekki (ks) Sühreverdî (ks) ve Şâzilî
tarikatı üzerinde de etkili olmuştur.
Abdurrahman
Câmî ve Kâtib Çelebi Kütül Kulub’u sitayikar ifadelerle övmüşlerdir. Bilal
Saklan eserdeki hadislerin % 45.7 senen merdud olmasının normal olduğunu çünkü
eserin bir hadis mecmuası olmadığını istifade edilen hadislerin, ahkâmdan ziyâde müridin irfân hayatıyla, yani
Fadâil-i A’mâl boyutu ile alâkalı olduğunu kaydetmektedir. Nitekim bütün
sûfîler, hadisleri daha çok zühd, ahlâk ve irfan yönleriyle ele almışlar ve
irşad için kullanmışlardır.
TASAVVUF
KLASİKLERİ Editor
Prof. Dr. Ethem CEBECİOĞLU Ankara, 2010 Ramazan
MUSLU **
Doç. Dr. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi EBU TALİB MEKKİ- KUTÜL KULUB
Kitabında fakirin
elinde malı olmayan değil gönlünde mal sevgisi bulunmayan, geçim endişesi
çekmeyen, gelecek kaygısı taşımayan, kalbi Yüce Allah ile zengin olan ve Allah
sevgisinden başka hiçbir şeref aramayan kimse olduğunu belirterek sünnet hakkında
” Allah Teala’nın bizlere
nimet olarak bahşetmiş olduğu sünnet İslam nimeti gibidir. Çünkü Yüce Allah
aziz kitabının tefsirini Hz. Peygamberin (sav) sünnetine bırakmıştır. Ayrıca
Allah Teala ona (sav) itaat etmeyi kendisine itaat etmekle birlikte zikretmiştir. (Enfal
1, Nur 56-63, Al-i imran 28, Enfal 24, Fetih 10) Yine onu (sav) sevmenin alametlerinden birisi de zahir de ve
batın da ona uymaktır. Farzları yerine getirmek, haramlardan kaçınmak, Hz.
Peygamberin( sav) ahlakıyla ahlaklanmak, şemail ve adabıyla edeblenmek, tuttuğu
yolu izlemek, haberlerini araştırmak, dünyadan gönlü çekmek ve dünyalığı
çoğaltmayı terk etmek, dünyalık ile öğünmeyi terk etmek, ahiret amellerine
yönelmek, gaflet ve heva ehlinden uzaklaşmak, ahiret ehline yaklaşmak,
fakirleri sevmek ve onlarla çok oturmak, fakirlerin dünyaya çok düşkün
zenginlerden daha faziletli olduklarına inanmak, Hz. Peygamberin (sav) zahirine
uymanın gereklerinden olduğunu beyan eder.
TASAVVUF
KLASİKLERİ Editor
Prof. Dr. Ethem CEBECİOĞLU Ankara, 2010 Ramazan
MUSLU **
Doç. Dr. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi EBU TALİB MEKKİ- KUTÜL KULUB