🎧 Yazılı Radyo – 6. Yayın: Kalbin Frekansında Aşk
Yazan: İslam Okan
Merhaba sevgili dostum,
Yine ben, Yazılı Radyo’nun bu geceki konuğu.
Belki bir kahve koydun önüne, belki de ışığı kapattın; sadece ekranın loş ışığı var odada.
Bugün biraz aşkı konuşalım.
Ama öyle büyük kelimelerle değil...
Küçük bir suskunluk kadar sade, bir bakış kadar kısa, bir kalp çarpıntısı kadar içten, bir papatya kadar kırılgan.
Aşk kadar temiz duyguların var olduğunu hepimiz biliriz.
Bunu bir şarkıyla pekiştirmek istiyorum.
🎵 Şarkı: Ella Fitzgerald – Ev’ry Time We Say Goodbye
Aşk, bence birini sevmekten çok, onunla sessizliği paylaşabilmek...
Yani konuşmadan da anlaşmak.
Birinin yanındayken kalbinin daha yavaş atması, çünkü güveniyorsun artık.
Birlikte susabiliyorsan, gerçekten sevmişsindir.
Ben bazen düşünüyorum:
Aşk insanı büyütüyor mu, yoksa küçültüyor mu?
Belki ikisi de.
Büyütüyor, çünkü başka bir kalbi taşıyabiliyorsun içinde;
küçültüyor, çünkü artık o kalbin kırılmasından korkuyorsun.
Belki de aşk, iki kalbin karşılıklı fedakârlığıdır:
Birinin sabrı, diğerinin sığınağı olur.
Ve insan bazen sadece “orada” olarak sever.
Dokunmadan, konuşmadan, göstermeden...
Sadece orada, sessizce.
Bence aşk, bir kitabın kıvrılmış yaprakları gibi olmak demek.
Orada olduğunu biliyorsun; yanımdasın, yanımda, yan yanayız...
Turgut Uyar ne güzel anlatmış aşkı, aşka dair her şeyi.
Turgut Uyar demişken, o meşhur şiirini bırakıyorum şuraya:
---
Turgut Uyar – Göğe Bakma Durağı
İkimiz birden sevinebiliriz, göğe bakalım.
Şu kaçamak ışıklardan, şu şeker kamışlarından,
bebe dişlerinden, güneşlerden, yaban otlarından...
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar,
şu aranıp duran korkak ellerimi tut.
Bu evleri atla, bu evleri de, bunları da...
Göğe bakalım.
Falanca durağa şimdi geliriz, göğe bakalım.
İnecek var deriz, otobüs durur, ineriz.
Bu karanlık böyle iyi, aferin Tanrı’ya.
Herkes uyusun, iyi oluyor, hoşlanıyorum.
Hırsızlar, polisler, açlar, toklar uyusun.
Herkes uyusun; bir seni uyutmam, bir de ben uyumam.
Herkes yokken biz oluruz, biz uyumayalım.
Nasıl olsa sarhoşuz, nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda.
Beni bırak, göğe bakalım.
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum, göğe bakalım.
Tuttukça güçleniyorum, kalabalık oluyorum.
Bu senin eski zaman gözlerin, yalnız gibi, ağaçlar gibi...
Sularım ısınsın diye bakıyorum, ısınıyorum.
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim.
Sayısız penceren vardı, bir bir kapattım.
Şimdi otobüs gelir, biner gideriz.
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen; başka türlüsü güç.
Bir ellerin, bir ellerim yeter, belleyelim, yetsin.
Seni aldım, bana ayırdım; durma, kendini hatırlat.
Durma, kendini hatırlat.
Durma, göğe bakalım.
---
Parçalanmak kadar bir olmaktır aşk.
Kuru yaprakların derelerde süzülüşü,
bin yıllık bir yıldızın ölümüdür aşk.
Aşk, ölüme yakınken hissettiğin sıhhattir.
Sıradaki şarkı, paylaşılmışlıklara gelsin.
🎵 Şarkı: Yalın – Ki Sen
Sevgili dostum, aşk gürültülü değildir.
Ne çığlıkla gelir, ne haykırışla biter.
Bazen sadece bir bakışta başlar ve uzun bir sessizlikte kaybolur.
Ama her aşk, insanın içinde bir şey bırakır.
Bir sıcaklık, bir iz, bazen de bir eksiklik.
Aşkın ilginç yanı şu:
Bittiğini sandığın an bile, bir şarkı çalar, bir koku gelir, bir cümle duyarsın...
Ve kalbinin bir köşesi hâlâ “orada” kalmıştır.
🎵 Şarkı: Gipsy Kings – Amor Mio
Ben artık biliyorum, sevgili dostum:
Aşk unutulmaz, sadece sessizleşir.
Kapanışı büyük bir sahneyle değil, bir fısıltıyla yapalım:
🎵 Şarkı: Luciano Pavarotti– Caruso
İyi dinlemeler, sevgili okur.
Bir dahaki yayında, kalbimizin bir başka frekansında buluşmak üzere.