Tiyatro- Açılmayan Kavanoz Kapağı


Tiyatro -AÇILMAYAN KAVANOZ KAPAĞI


Sahne: Mutfak masası. Üzerinde kavanoz ve mutfak eşyaları. Ahmet ve Elif evli bir çift.

Karakterler:

Ahmet: Sabırsız, gururlu, biraz mahcup

Elif: Sakin, mantıklı, destekleyici

Kavanoz (ses): Kapak sesi

Sabahın erken saatleriydi. Mutfak, yeni doğan günün hafif serinliğinde sessizce uyanıyordu. Ağır ağır kahve kokuları yükselirken, Ahmet tezgâhın başında bir kavanozu çevirmeye çalışıyordu. Ancak kapağın dişlileri adeta birbirine kilitlenmiş gibiydi. Her çevirişinde parmak uçları acımaya başlıyor, ama kapak bir milim bile dönmüyordu. O sabah, mutfağın sakin sessizliği sadece bir kavanoz kapağı ile bozuldu. Ahmet, kahvaltılık turşuyu açmak istiyordu ama kapak sanki kendi iradesiyle taşlaşmıştı. Gücünü denedi, çevirmeye çalıştı ama kapak hiç hareket etmiyordu.. Sabah ışıkları mutfağa nazikçe doluşurken, Ahmet kavanozu elinde tutuyordu. Kapağı açmak için harcadığı çaba, nefreti, kararsızlığı ve küçücük bir umut kıvılcımını içinde barındırıyordu. Gürültü uyandırmadan açmayı denemeye çalıştı ancak kaç kez denese de kapak dönmüyordu. Hayal kırıklığı yüzünde taşıyan Ahmet, bunun sadece bir kavanoz kapağı olmadığını biliyordu aslında: Gururu, erkekliği ve kontrol hissiyle sınanıyordu. Yan taraftan sessizce izleyen eşi Elif'in gözlerinde hem anlayış hem de hafif bir tebessüm vardı. Ona yardım etmek istedi ama müdahale etmek istemedi. Çünkü Ahmet’in başarılı olmak için kendi yolunu bulması gerektiğini hissediyordu.

 

(Ahmet kavanozu elinde tutar, kapağı açmaya çalışıyor ama başarılı olamıyor. Elif mutfakta karşıdan Ahmet’i izliyor.)

Ahmet: (Dişlerini sıkarak) Olmuyor bir türlü, neden açılmıyor bu lanet kavanoz!

Elif: (Gülümseyerek) Kendini fazla zorlama, belki kapağı biraz ısıtırsan daha kolay açılır.

Ahmet: (Ufak bir kahkaha atar, ama sesi hafif mahcup) Açılmıyor işte! Hem senin önünde böyle beceriksiz durmak... Neyse, deneyelim bakalım.

Kavanoz: (Kendisinden emin, hafif cızırtılı sesle) Gücün buraya kadar, dene bakalım!

Ahmet: (Kapağı çevirmeye devam eder, bir yandan kendi kendine mırıldanır) Bu kapak benden güçlü galiba... Elif, böyle basit bir şeyi senin yanında açamamak, biraz zoruma gidiyor.

Elif: (Yanına gelir, elini Ahmet’in omzuna koyar) Herkesin açamadığı kavanozlar olur, önemli olan pes etmemek.

Ahmet: (Başını hafifçe sallar, mahcup) Evet, ama evde eşimin önünde çaresiz kalmak da zor tabii.

Elif: (Gülümseyerek) Nerden çıkardın çaresiz olduğunu? Sonuçta hünkâr (gülümser) değilsin. Biraz sabır göster.

Kavanoz: (Gıcırdama sesi) Göreceksiniz, kolay kolay açılmam!

Ahmet: (İyice uğraşır, ama kapağın hareket etmediğini görünce derin bir nefes alır.) Tamam. Sıcak suya daldıralım.

Elif: (Kavanozu alır, lavaboda sıcak su tutar) Bak, kavanoz biraz ısınınca metal genleşir, kapağın açılması kolaylaşır.

Ahmet: (Sabırsız, elleri cebinde dolaşır) Yine de biraz utanıyorum.

Kavanoz: Eyvah yanıyorum, galiba yanlış yaptım!

Elif: (Gözleriyle gülümser) Üzülme, ben asla küçümsemem. Zaten böyle şeylerde yardım almak da erkeklikten sayılır.

Kavanoz: (Hafif çatırdadıktan sonra) Aha, biraz gevşemeye başladım!

Ahmet: (Kavanozu sıcak sudan çıkarır, bir bezle tutar) Şimdi! Sağdan çeviriyorum, elimi kesmemek için bezle.

Kavanoz: (Birden pat diye açılır) Tamam tamam, pes!

Ahmet: (Sevinçle kavanozu kaldırır ama sonra Elif’e bakar, mahcup bir gülümseme belirir yüzünde.) Gördün mü? Sonunda.

Elif: (Gözleri parlak, sevgiyle) Bak, hiç korkma. Yanındayım her zaman, küçük zaferlerinde bile.

Ahmet: (Utangaç ama rahatlamış) Evet... Galiba bazen yardım istemek en güçlüsüymüş.

Kavanoz: (Son bir şakacı sesle) Beni açmak için önce sabrı açmalısınız!

Ahmet ve Elif birlikte kahkahalar atarlar.

 Sahne 2

Ahmet: (Kavanozu elinde tutarak hafif gururla) İşte, sonunda başardım! Bazen sabırlı olmak lazımmış.

Elif: (Gülümseyerek) Baktın mı içine biraz? Ne vardı ki bu kadar uğraştıran kapakta?

Ahmet: (Kavanoza bakar, içinde eski yaprak şeklinde turşu kalıntıları vardır) Ah evet, biraz unutmuşuz onu zaten.

Elif: (Şakayla) Demek demode bir turşuymuş, senin gibi eski kafalı kapakla uyumsuz!

Ahmet: (Gülerek) Ha ha! Tamam, sen haklısın. Belki biraz fazla gururlandım, bari kapak açmada.

(Birden Ahmet Halayı oynar, ciddi bir ifadeyle.)

Ahmet: Ama şunu anladım, bazen en basit şeyler bile vazgeçtiğin anda seni zorluyor.

Elif: (Motivasyon dolu) Aynen, hayat da öyle değil mi? Küçük engelleri aşmadan büyük atlamalara ulaşamıyoruz.

Kavanoz: (Teşvik edici bir sesle) Doğru söylüyorsunuz! Sabır, azim ve birlikte olmak her zorluğun üstesinden gelir.

Ahmet: (Düşünceli) Biliyorum, bazen ben hemen vazgeçiyorum, kabul.

Elif: (Tatlı bir sitemle) Ben de bazen biraz fazla müdahale ediyorum, biliyorum. Ama seninle birlikte her şeyi çözeriz.

Ahmet: (Cesaretlenir) Peki şimdi, başka bir şey deneyelim mi? Mesela yeni reçelimizi yapalım beraber, bu sefer kavanoz kapağı yüzünden kavga etmeyelim.

Elif: (Sevinçle) Harika fikir! Hem yan yana olunca her şey kolay.

Ahmet: (Espriyle) Ama bu sefer açmayı senden öğreneceğim, tamam mı?

Elif: (Gülerek) Anlaştık, kapak ustası ben!

(Birlikte mutfağın tezgâhına yönelirler, el ele, kahkahalar içinde.)

Kavanoz: (Son bir tatlı sesle) İşte bu, birlikten kuvvet doğar!

Mehmet Aluç

Not: Hotmaisli kardeşim Ne zormuş kavanoz kapağı açmak yazıma yorum yazarken, biriside çıkar bir tiyatro yazar derken ben yazdım.Şablonu internetten bularak yazmaya başladım umarım beğenirsiniz,selamlarımla.

 


( Tiyatro- Açılmayan Kavanoz Kapağı başlıklı yazı kul mehmet tarafından 4.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu