Küller Atlasında


Rüzgârın unuttuğu bir kelimeyim ben,
Yarılmış bir aynanın içinden doğan sesim.
Hayat —
kökü karanlıkta, yaprağı ışıktan bir sırdır.

Bir gün, dostluk giyindim üstüme,
Omzumda sabrın dikişleriyle.
Ama öğrendim:
Her tebessüm bir yemin değildir,
Bazı gözler, karanlığı taşır içinde —
adını sevgi sanırsın, oysa zehirdir.

Yine de yürüdüm,
Zemheri yelinde yanan bir gül gibi.
Çünkü yenilmek,
bazen yeniden başlamak kadar kutsaldır.

İhanet, pas tutmuş bir aynadır;
Baktığında kendini değil, gerçeği görürsün.
Ve hayat, hep oradadır:
Bir damla suyun içinde yankılanan
dağın sabrı, taşın duası,
ve insanın sönmeyen arayışıdır.

Ben, hâlâ yürüyorum külleri atlas yapan yolda,
Bir elimde umut, bir elimde yara.
Biliyorum:
Yaşamak —
her şeye rağmen, yeniden inanma cesaretidir.

...

Ga-041125

( Küller Atlasında başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 4.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu