
Saklı tut düşlerini, hafız ve sil
hafızanda saklı tuttuklarını.
İki kefeyiz biz birbirine denk düşen.
İki de kefen giydik mi benzer miyiz
Sahi birilerine ezelden?
Rengim düş grisi
Aşkım adam boyu
Yalnızlığımsa tuz ruhu
Haşmetlidir benim acılarım
Ah, harcadığım yıllarım
Harcatmadım kendimi bu arada
Beyazdır alnım
Issız kalbim
Meşru müdafaa kıyama durduğum
Kıydığımsa gençliğim ve hayallerim
Ah, neyin uğruna söndü içimdeki ışık?
Coşkuma kapıldım da tek tek
Vurdum kapıları
Ta ki her biri kapanana dek.
Ve son rüzgâr serildiğim
İmbatsa içimdeki yalnızlığın mefkûresi
Haşmetli bir isyanda başa oynadığım
Geçitlerde saklı mizacım
Rengi yok ki mevsimin ve şiirin
Ela pırıltılarında gözlerimin
Çakan her şimşek
Her savruk meziyet…
Cefası bunca uğraşının
Sefasını elbet yazmanın
Sedası dünün
Seması ömrün
Sekantı dünün
Saniye sekmediğim bir hazan ki
Hüznüme muadil bir karaçalı
İçimdeki keklik
Ruhumdaki yama ve delik.
Yüreğimde saklı mahzun bakış
Rabbime âşık ve sevgiye yandaş
Y/andığım kadar da beyazım, hafız
Yakardığım sadece yüce Rabbime
Tevazu yüklü her iklimde
Beyan ettiğimse ömrü olmamalı yalan
Olmazsa olmazım doğrularım
Kilit vurduğum yüreğimde saklı
cennetim
Cinnet öncesi yazamadığım şiirin
Yaşattığı cendere
Ne zamanki kalem küsse sefil
benliğime
Ve kürediğim her mısra
Tünediğim her imge…
Aşkın nakkaşı ah, içimdeki bitimsiz
hüzünle
Ah, yana yakıla el açtığım evrende
Tek kusurlu benmişçesine
Kul hakkı da yemediğimin ertesi
Kölesiyim sevginin ve umudun
İlahi Aşkın her zerresine âşık ve
talip ve sadık.
Haiz olduğum o tek zerremle kanat
Açtığım sevdalı ufuk…