KOSOVA VAKIFLARI

            Muhammed Ahmetaj’ın Kosova’daki Vakıf eserleri başlıklı çalışmasında belirttiğine göre Kosova’da 359 vakıf eseri inşa edilmiştir. Bunlardan 215’i cami, 15’i medrese, 26’sı mektep, 42’si han, 9’u hamam,11’i köprü, 9’u türbe, 2’si imaret,1’i kale,1’i çeşme ve 4’ü saat kulesidir. Elbette ki bu sayılar kesin değildir. Vakıf eserlerin içinde yok olanlar olduğu gibi kaydedilmeyenler de vardır. Örneğin 1999 yılı Mart-Haziran aylarında Sırpların yıktığı cami sayısı 218’tir.

  Kosova (tarihsel adı Dardania, resmi adıyla Kosova Cumhuriyeti), Güneydoğu Avrupa’da bağımsız bir devlettir. Kosova’nın adı ile ilgili pek çok görüş ortaya atılmıştır, ancak biz sadece Arnavut ve yabancı tarihçiler tarafından en çok kullanılan iki tanesine odaklanacağız. Birinci görüş, Kosova adı tarih öncesi dönemlere aittir ve İlirya kökenlidir: kas” veya “kos” ifadesi tepe, dağ anlamına gelir, “va” eki ise bir coğrafya terimi olarak plato anlamını taşır. İkinci görüş ise kelimenin Slav dilinde “karatavuk” manasındaki kos’tan geldiği şeklindedir.

Kosova, coğrafi olarak Balkan Yarımadası’nın merkezinde yer alır ve komşu ülkelerle toplam 702 kilometre sınır hattı vardır: Osmanlı döneminde Kosova’nın yüzölçümü 32.000 km2 idi.

Balkanların anahtar ülkesi olarak adlandırılan bu ülke, yüzyıllar boyunca hep saldırılara maruz kalmıştır. Osmanlılar Balkanlara gelene kadar Sırpların hâkimiyeti altında kalmıştır. Kosova bölgesi sık sık bir muharebe meydanı olmuştur.

Kosova tarihi süreçte iki bakımdan çok önemlidir. I. Kosova savaşı (1389) burada yapılmış ve bu savaşla Osmanlı’nın Balkan hakimiyeti tescillenmiştir. Yine Osmanlı ordusunun galibiyetiyle sonuçlanan II. Kosova savaşıyla (1448) Macarların Balkanlardaki nüfuzu kesin olarak sona ermiştir. 

Balkanlardaki diğer Osmanlı topraklarında olduğu gibi, İslam dini vakıflar sayesinde  Kosova’da da yerleşmiş ve ayrıca toplumun başta dinî olmak üzere, birçok ihtiyacı vakıflar bünyesinde karşılanmıştır. Osmanlı vakıf eserlerinin sayısına göre Kosova, Balkan ülkelerinin en zenginlerinden biridir. İslam dininin ve kültürünün Kosova’da yayılmaya başlamasıyla vakıfların kurulmaya başlandığı ve bunların toplumdaki etkisinin asırlarca devam ederek günümüze kadar ulaştığı bir gerçektir. Osmanlı döneminde, Kosova bölgesinin hemen hemen tüm yerleşim yerlerinde cami, tekke, mektep, medrese, kütüphane, hamam, kale, şadırvan, çeşme vb. eserler inşa edilmiştir.

Suriye’den gelen tüccarların Kosova’ya gelen ilk Müslümanlar olduğu iddia ediliyor. Bu tüccarlar, Dragaş şehrinin Mlika köyüne yerleşerek Kosova’nın en eski camisini inşa etmişler. Bu caminin Birinci Kosova Savaşı’ndan yüz yıl önce yapıldığı biliniyordu. Caminin duvarındaki kitabeye göre 1289 yılında inşa edilmiş ve 1822 yılında onarılmıştır.

Kosova da tıpkı diğer Balkan coğrafyası gibi çok fazla savaş ve yıkımla karşı karşıya kaldı. Balkan coğrafyasında Osmanlı’ya karşı yapılan isyanlarda ve savaşlarda bir husus dikkat çekicidir. Yüz yıllar boyunca imar ve ihya edilen şehirler işgalciler tarafından tam bir katliam ve yıkıma maruz kalmış, özellikle Müslüman halk asker sivil ayrımı yapılmadan katledilirken vakıf eserler tahrip edilmiş, arşivler yakılmıştır. Yunanistan, Bulgaristan başta olmak üzere Osmanlının hükmettiği tüm Balkan coğrafyasında bu durum değişmemiştir. Osmanlı devletinin yüz yıllarca hükmettiği bu coğrafya da maalesef çok az vakıf eseri kalmıştır.

Aslen Kosovalı olan Fahri Avdija 2021 yılında hazırlamış olduğu Kosova vakıflarını incelediği doktora tezinde Kosova vakıfları hakkında bizlere ayrıntılı bilgiler vermektedir. Çalışmamızın bu bölümünde Fahri Avdija’nın doktora tezinden faydalandık.

Kosova topraklarının İslamlaştırılmasında ve Osmanlı kültürünün yayılmasında vakıfların büyük bir rol oynadığı bilinmektedir. İslam’ın Arnavutlar tarafından kabul edilmesinden sonra ya da bir başka deyişle İslam’ı kabul etme süreci ile birlikte vakıfların sayısı da artmıştır.  

Mehmet İbrahimgil ve Neval Konuk tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bugün Kosova’da toplam 224 Osmanlı mimari (vakıf) eseri bulunmaktadır. Yapılan başka bir çalışmaya göre ise bu sayı 290 olarak belirtilmektedir.

Kosova’da yok olan Osmanlı eserleri ile ilgili birkaç çalışma yapılmıştır. Genel olarak en çok yok edilen vakıfların tekkeler olduğu öne sürülmektedir. Osmanlı’nın ilk iki yüz yıllık hâkimiyeti süresince halkın çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak üzere Kosova’nın Priştine şehri başta olmak üzere, diğer birçok şehrinde sadece küçük vakıflar değil, külliyeler bile inşa edilmiştir.

Bu sürecin en başında Murad Camii Kosova’da Osmanlıların kurduğu ilk vakıf olmuştur. Günümüzde fonksiyonu hâlâ devam etmekte olan bu vakıf, Yıldırım Bayezid tarafından 1389 yılında inşaatına başlanıp Sultan II. Murad döneminde devam ettirilmiş ve Fatih döneminde tamamlanmıştır. Bu cami, Sultan Murad Camii, Küçük Fatih Camii adlarıyla da bilinmektedir. Caminin vakfiyesi bulunmamaktadır, ancak caminin dış mihrap duvarında iki kitabesi bulunmaktadır. Birinci kitabesinde bu caminin temellerinin Sultan I. Murad tarafından atıldığı ifade edilmekte ise 1389 yılında Murad Hüdavendigar şehit olmuştu. İkinci kitabede ise, caminin 1902 yılında II. Abdülhamid tarafından onarımının yaptırıldığı yazılmaktadır.

1451’de Prizren şehrinin fethinden sonra, Sultan II. Mehmed Fatih, Levişe Kilisesi’ni camiye çevirip ona büyük bir vakıf bağışlamıştır.

1460 yılında ise Priştine şehrinde Kosova’nın en büyük camisi olan Büyük Cami ya da başka bir adıyla İmparatorun Camisi inşa edilmiştir. Bu caminin vakfiyesi bulunmamaktadır ancak banisinin Sultan II. Mehmed olduğu bilinmektedir. Cami fonksiyonunu günümüzde hâlâ sürdürmektedir.

Ünlü akıncı beylerinden Mihaloğlu Gazi Ali Bey’in katipliğini yapmış ve onun adına bir gazavatname yazmış olan Prizrenli Suzi Çelebi, 1513’te kendi vakfını kurmuş ve daha sonra bu vakfa bir medrese de ekleyip medresede bizzat kendisi müderris olarak çalışmıştır. 1538 yılında Mehmet Bey bin Hayreddin Bey Prizren şehrinde o döneme ait en büyük vakfı kurmuştur. Kosova bölgesinde kurulan vakıflara ait en eski vakfiye Mehmed Bey’in vakfiyesidir. Mehmed Bey bir mescit ve iki cami yaptırıp onların giderlerini sağlamak amacıyla birkaç dükkân, kervansaray, kiler, çardaklar, değirmenler de bırakmıştır.

Osmanlı’nın son döneminde Kosova’da daha çok para vakıfları ve dükkânlar gibi akar vakıflar kurulmuştur. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nden aldığımız belgelere dayanarak, Tanzimat’tan sonra kurulmuş vakıfların çoğunun para vakıfları olduğunu söyleyebiliriz. Bu vakıflar, erken dönemde yapılmış hayratların tamiri, imamların ve müderrislerin maaşları gibi giderler için kurulduğu görülmektedir.

Kosova’nın ilk vakıflarının sultanlar tarafından son dönemde ise daha çok yerli ayanlar ve reaya tarafından kurulduğu görülmektedir.

Osmanlı döneminde Kosova’da en son vakıf 24 Ağustos 1911 yılında kurulmuştur. Vakfiyeye göre Kaçanik ya da diğer ismiyle Orhaniye kazasına bağlı Bulugraca karyesinde daha önce Eyyub bin Yaşar ibni Şeyh Âdem’in vakfettiği arsada ahali tarafından yeniden inşa edilmiş olan camii şerif için, Kaçanıklı Murad bin İbrahim ve Şaban bin Nezir Ağa biner kuruş mallarından ifraz edip vakfetmişlerdir.

Kosova’daki vakıflar Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeden ayrılmasından sonra da kurulmaya devam etmiştir. Bunun en bariz örneği Bekir Dede Zade Hasan Efendi bin Abdullah Sipahi’nin Prizren’in İlyas Kuka Mahallesi’ndeki vakfıdır. Vakfiyesine göre 1918 yılında, hayırsever Prizrenli Bekir Dede Zade, daha önce kapatılmış olan İlyas Kuka mektebini yeniden açtırmak amacıyla, kendi evini vakfetmiştir.

Sultanlar ve yüksek rütbeli devlet memurlarının Kosova’da kurdukları vakıfların sayısı az olmakla birlikte ekonomik ve sosyal açıdan çok büyük bir rol oynadılar. Priştine sancağı başta olmak üzere, Kosova’nın bütün şehirlerinde büyük vakıflar kurulmuştur. Kosova’da inşa edilen ilk vakfın 1389 yılına dayandığını yukarıda belirtmiştik.  

1800-1912 yılları arasında Kosova bölgesinde kurulan ilk vakıf,  Yakova şehir merkezinde 1805 yılında inşa edilen Kusar Camii’dir.

Prizren Mutasarrıfı Mehmed Said Paşa 1806 yılında bir kütüphane ve bir kütüphaneci odası inşa ve vakfetmiş, kütüphanenin giderlerini karşılamak amacıyla da iki dükkânı da vakfına akar yazdırmıştı. Mehmed Said Paşa’nın kardeşleri Mahmud Paşa ve Mehmed Emin Paşa da Prizren’de birkaç vakıf eseri bırakmışlardır.

1809-1836 yılları arasında Prizren sancağının mutasarrıfı olan Mahmud Paşa bin Tahir Paşa, Prizren şehrinde cami, mektep, dershane ve sekiz odalı bir medreseden müteşekkil bir külliye kurmuştu. Külliyenin akaratı (gelir getiren mülkleri) beş değirmen, bir fırın, bir kasap, iki nalbant ve bir çilingir olmak üzere dükkân ve işletmeler ile ve 15.000 kuruş nakit paradır. 

Aynı sene, kardeşi Mehmed Emin Paşa da vakıf eserleri bırakmıştır. Ekrem Hakkı Ayverdi, Mehmed Emin Paşa’nın külliyesinin cami, medrese, mektep, şadırvan ve 10.000 kuruştan oluştuğunu söylemektedir, ancak vakfiyesinde sadece cami ile şadırvan ve bunların giderlerini sağlamak amacıyla 10.000 kuruşun vakfedildiği görülmektedir. Bu durumda Emin Paşa’nın başka bir vakfiyesi dana olmalıdır. Bu hayrata, Mehmed Emin Paşa’nın kardeşi, ikinci Tahir Paşa’nın da akar ve nakit para bıraktığı bilinmektedir.

Prizren Mutasarrıfı Mahmud Paşa’nın Prizren vakıflarının tarihi bilinirken Yakova’daki camisinin inşa tarihi bilinmiyor. Mahmud Paşa Prizren şehrinde kurduğu külliyesinin giderlerinin karşılanması amacıyla 5 değirmen, 5 dükkân ve 15.000 tutarında nakit para bırakmışken, Prizrenli Tahir Paşa’nın kızı Şehzade Hanım da Gilan kasabasında yaptırdığı caminin giderlerini karşılamak amacıyla 4.000 kuruş vakfetmişti.

Kosova’da tespit edildiği kadarıyla 1800 yılından 1. Tanzimata kadar 41, Tanzimat döneminde 10, II. Abdülhamid döneminde 55, 1909 1912 yılları arasında13, yine aynı dönemlerde ama vakfiyesi olmayan 6 olmak üzere 125 vakıf kurulmuştur.

II. Abdülhamid döneminde en çok para vakıfları, yani küçük vakıflar kurulmuştur. Bu dönemde vakıf kuranların arasında daha çok yerli ayanlar öne çıkmaktadır. Kurulan vakıfların arasında büyük vakıflar, yani külliyeler de yer almaktadır. Bunlar içinde Prizren Mutasarrıfı Mahmud Paşa ve kardeşi Emin Paşa’nın külliyeleri de bulunmaktadır. Emin Paşa’nın Camisi ve medresesi günümüzde ayaktadır ancak Mahmud Paşa’nın, saat kuleleri hariç, bütün vakıfları yıkılmıştır.

Savaş sebebiyle Kosova’ya gelen göçmenlerden yeni mahalleler ve vakıflar kurulmuştur. Mitroviçe şehrine gelen muhacirler için kurulan 120 hanelik mahalleye cami, mektep ve bir hastane inşa edilmiş, mahalle ve vakıfların adı halk tarafından Hamidiye olarak anılmıştı. Aynı şekilde Priştine şehrinde kurulan Muhacirler mahallesine Şehzade Abdülkadir hatırına Kadiriye ismi verilmişti.

Fahri Avdija’nın tespitlerine göre 1800-1912 yılları arasında Prizren ve Priştine şehirleri başta olmak üzere Kosova’nın bütün şehirlerinde kurulan toplam 125 vakfın 80 tanesi şehirlerde kurulurken 45 tanesi köylerde kurulmuştur. Bu vakıflardan bazılarının vakfiyesi bulunurken bazı vakfiyeler bulunamamıştır. 

 Son zamanlarda da halk tarafından inşa edilen vakıfların, özel olarak yeni inşa edilmiş camilerin veya önceden yapıldığı hâlde ancak geliri olmayan bir caminin giderlerini karşılamak amacıyla çokça para vakfı kurulmuştur.

Yukarıda anlatılanlardan sonra tasnif etmemiz gerekirse: 1800-1912 yılları arasında şehir merkezlerinde: 20 cami, 5 medrese, 6 mektep, 1 rüştiye, 1 dershane, 1 kütüphane, 1 kütüphaneci odası, 1 hastane, 2 arsa, 3 çeşme, 1 saat kulesi, 1 şadırvan, 11 para vakfı, 16 dükkân, 5 değirmen, 1 hükümet konağı, 1 dergâh, 2 han, 1 menzil vakıf hayratı ve akar olarak inşa edilmiştir.

Osmanlı son döneminde Kosova köylerinde 19 u vakfiyesi olmak üzere 45 vakıf kurulduğunu arşivlerden öğreniyoruz. Bunlar; 11 cami, 3 mektep; 1 mutfak, 1 arsa, 4 çeşme, 1 saat kulesi, 1 selamlık binası, 15 para vakfı olup akar olarak 5 dükkân, 1 değirmen, konaklama: 1 menzil vakfedilmiştir.

Yukarıdaki bilgilerden bir icmal yapmak gerekirse 1800-1902 yılları arasında Kosova’da toplam 31 cami, 5 medrese, 9 mektep, 1 rüştiye, 1 dershane, 1 kütüphane, 1 kütüphaneci odası, 1hastane, 1 mutfak, 3 arsa, 7 çeşme, 2 saat kulesi, 1 selamlık binası, 1 şadırvan, 26 para vakfı, 21 dükkân, 6 değirmen, 1 hükümet konağı, 1 dergâh, 2 han ve 2 menzil vakıf olarak bırakılmıştır.

Hayri vakıf, vakıf gelirleri tamamen hayır kurumlarına ve hayırseverliğe tahsis edilmiş vakıflardır. Bu vakıflar genellikle cami, okul gibi kurumları desteklemek için kurulmuştur. Ancak yararlananlar arasında yoksullar ve muhtaçlar da bulunmaktadır. Aile vakfı, vakfın tevliyeti ve bütün gelirleri vakıf kurucusunun ailesine ve nesline tahsis edilmiştir. Yarı ailevi vakıf’ta ise vakfın gelirleri vakfeden kişinin ailesi ile hayır müesseseleri arasında paylaştırılmaktadır.

Belgelere göre, Osmanlı’nın son döneminde Kosova’da ayanlar ve yöneticiler tarafından 31 hayri vakıf, reaya tarafından 10 yarı zürri (aile) vakfı kurulurken bir aile vakfı kurulmuştur.(Hasan Efendi ibni Ali bin Salih-bu aile I. Murad türbesinde türbedarlık yapmakta olup vakfın tüm geliri türbedarlara bırakılmıştı.)

Vakfiyelerden ve diğer belgelerden edilen bilgilere göre, 1800-1912 yılları arasında Kosova’da en çok vakıf reaya sınıfından kişilerce kurulmuştur. Yukarıda belirtilen tarihler arasında askerî sınıf tarafından Kosova bölgesinde sadece 4 vakıf kurulmuştur. Bunlar Sultan Abdülaziz Çeşmesi, Hamidiye Hastanesi, selamlık binası ve Reşad Çeşmesi’dir. Diğer vakıfların ise reaya tarafından kurulmuştur.

Fahri Avdija’nın tespitine göre 1800-1912 yılları arasında Kosova’da birisi mutasarrıf kızı olmak üzere dört kadın tarafından kurulan 8 vakıf kurulmuştur. 

Osmanlı dönemine ait Kosova’daki ilk vakfın bir sultan tarafından kurulmuş olduğunu belirtmiştik. Sonraki dönemlerde padişahlar tarafından Kosova’nın her yerinde vakıflar kurulmuştur. 1800-1912 döneminde arşiv kayıtlarına göre Kosova’da sadece dört sultan vakfı kurulmuştur. Bunlar, Sultan Abdülaziz tarafından Priştine’de Çeşme, Sultan II. Abdülhamid tarafından Mitroviçe’de hastane ve aynı yerde bir selamlık binası ve Priştine ziyareti sırasında Sultan Reşad tarafından yaptırılan çeşmedir.

   Yine Fahri Avdija’nın tespitlerine göre bu önemde Kosova’da II. Abdülhamid han tarafından iki vakıf kurdurulmuş olmasına rağmen Hamidiye isimli 12 bulunmaktadır. Yazar bunu Arnavutların Sultan Abdülhamid sevgi ve saygısına bağlamaktadır. Anlaşılacağı üzere Kosova’da ikisi Abdülhamid tarafından kurulmuş Hamidiye isimle 14 vakıf bulunmaktadır. Bunlardan 1’i hastane, 9’u cami ve 4’ü mekteptir. Bu vakıfların dışında Hamidiye ismini taşıyan bir mahalle ve bir köy vardır. Günümüzde Mitroviçe şehrinde Bajr (Bayr) ismiyle tanınan mahalleye, II. Abdülhamid döneminde Hamidiye ismi verilmişti. (Bu köyler ya II. Abdülhamid’in doğrudan maddi desteği ile kurulmuş veya dolaylı olarak destek alınmış olmalıdır.) 

Sultan II. Abdülhamid Kosova’da iki vakıf yaptırmıştır. İlk vakfını Mitroviçe şehrinde yaptırıldığı bilinmektedir. Bu, 1879 yılında yapılan 400 yataklı bir hastanedir. B u  n u n  dışında II. Abdülhamid’in Kosova-Perepalas köyünde 5 Ekim 1893 yılında açılan ve Hamidiye ismi verilen bir cami yaptırmıştı.  

Sultan II. Abdülhamid Arnavutlar tarafından sevilen bir hükümdardı. Belgelere göre Kosova’da, Hamidiye ismiyle yerleşim yerleri ve vakıf eserleri mevcuttu. (1884 yılında Firzovik kasabasında inşa edilen bir cami,

1894’te Mitroviçe şehrinde yeniden kurulan ve muhacirlerden teşkil olunan ve 200 haneden oluşan bir mahalle ve bu mahallede yeniden inşa edilen bir cami ve caminin bitişiğindeki mektep,

Prizren kazasının Podrime cihetinde İsveti Petre namıyla bilinen ve 78 haneyi içeren bir köy ve köyde yeniden inşa edilen cami ve mektep,

İpek sancağının Ohça nahiyesinde 1900 yılında Gaş Kabilesi için yaptırılmış olan bir cami ve mektep,

Yakova’nın Malisiya Boğazı’nda bulunan Yanoşefçe Köyü Camii ve Mektebi,

Priştine’ye bağlı Tertofça köyünde 1906 yılında yeniden inşa edilen bir cami ve yine Priştine sancağına bağlı olan Gilan kasabasında 1911 yılında yapılan bir cami Hamidiye ismini taşıyordu.)

Fahri Avdaj çalışmasında Belirtilen tarihler arasında Kosova bölgesinde kurulmuş ve vakfiyelerde geçen toplam 50 si şehir merkezlerinde olmak üzere 76 vakfiye bulunduğunu, hayrat ve akar olarak toplam 5 cami, 3 medrese, 2 mektep, 1 dershane, 1 kütüphane, 1 kütüphaneci odası, 2 arsa, 1 şadırvan, 25 para vakfı, 24 dükkân, 6 değirmen, 2 han ve 1 hükümet konağının vakfedildiğini belirtmektedir. Bu 76 vakıftan yalnızca 5 tanesinin vasiyet üzerine kurulmuş oyduğu belgelerden tespit edilmiştir.  

Mehmed Said Paşa bin Tahir Paşa Vakfı

      1807 tarihli vakfiyeye göre Prizren Terzi Mahallesi sakinlerinden, Prizren Sancağı Mutasarrıfı Mehmed Said Paşa, adı geçen şehirde Mehmet Paşa Camii yakınında kendi inşa ettirdiği medresenin yanında, bir adet kütüphane ve bir hâfızı kütüp                       odası yaptırarak vakfetmişti.  Vakıf inşa ettirdiği kütüphane ve kütüphaneci odasının masraflarının karşılanması amacıyla kendi malından bir fırın ve bir berber dükkânını vakfına akar yazdırmıştı.

Mahmud Paşa bin Tahir Paşa Vakfı

Prizren sancağının mutasarrıfı, merhum Mehmed Tahir Paşa’nın oğlu Mahmud Paşa, konağının yanında cami, mektep ve 8 odalı bir medreseden oluşan hayratı için beş değirmen, bir fırın, bir kasap dükkânı, iki nalbant dükkânı, bir çilingir dükkânı ve 15.000 kuruş nakit para vakfetmişti. Mahmud Paşa medresedeki öğrencilere geçim ve hatim karşılığında 100’er kuruş tahsisat yapmıştı. (Medrese odalarında barınan öğrenciler her sene Ramazan ayında birer hatim okuyacaklardır. Dolayısıyla sekiz odada sekiz hatim okuması şart koşulmuştur. Okunacak hatimler şu şekilde hibe edilecektir: İlk hatim Peygamber’imizin ruhuna, bir hatim diğer peygamberlerin ruhlarına, bir hatim evliyaların ruhlarına, bir hatim vakfeden kişinin dedelerine ve akrabalarına, bir hatim vakfeden kişinin ebeveyninin ruhlarına, bir hatim hayatta olduğu müddetçe vakfeden kişinin kız kardeşi Şehzade Hanım’ın sağlığı için ve vefatından sonra ruhuna, vakfeden kişiye de hayatta olduğu müddetçe sağlığı için ve onun                     vefatından sonra da ruhuna.)

Bunun dışında Mahmud Paşa’nın yaptırdığı ancak vakfiyeleri bulunmayan birkaç vakfa daha bulunmaktadır. Bunlar Yakova şehrindeki Mahmud Paşa Cami, Prizren ve Mamuşa Saat Kuleleri.

Mehmed Emin Paşa bin Tahir Paşa Vakfı

Mehmed Emin Paşa, Prizren Mutasarrıfı Mehmed Said Paşa ve Mahmud Paşa’nın kardeşidir. Mahmud Paşa, seferden dönene kadar 1829 Osmanlı-Rus savaşına giderken, Prizren Sancağının liderliğini küçük kardeşi Emin Paşa’ya emanet etmişti, ancak Mahmud Paşa 1836 yılında öldürülünce Emin Paşa’ya Prizren Mutasarrıfı görevi verilmişti.

Prizrenli Mehmed Emin Paşa, kardeşleri gibi Prizren şehrinde birkaç eser bırakmıştır. Hatta Prizren şehrinde bir külliye bile inşa ettirmiştir. Külliye cami ve şadırvandan müteşekkildir. 1831 tarihli vakfiyesine göre Prizren şehri hayırseverlerinden Mehmed Emin Paşa adı geçen şehirde kendi namına yaptırdığı camii ve şadırvanın masraflarının karşılanması amacıyla kendi malından 10.000 kuruş ifraz edip tayin ettiği mütevelli Mahmud Efendi bin Lütfullah’a teslim ederek vakfetmiştir. Vakfiyesinde sadece cami ve şadırvan geçmektedir, ancak Mehmet İbrahimgil ve Neval Konuk’un yaptığı araştırmaların sonucu olarak Mehmed Emin Paşa’nın bir medresesinin de var olduğu ortaya çıkmıştır. Bu medrese bizim bulduğumuz vakfiyede yer almadığına göre sonradan inşa edilip başka bir vakfiye düzenlenmiş olmalıdır.

Mehmed Emin Paşa’nın yaptırmış cami ve medrese (bugün Sultan Murad Kız Kuran Kursu) ayakta ve fonksiyonunu sürdürmektedir. Cami avlusunda bulunan kabirler arasında Mehmed Emin Paşa’nın     kabri de yer almaktadır.

Şehzade Hanım binti Tahir Paşa Vakfı

1835 tarihini taşıyan vakfiyeye göre Novobırdo kazasına bağlı olan Gilan kasabası sakinlerinden Şehzade Hanım binti Tahir Paşa, adı geçen kasabada yeni inşa edilmiş caminin masraflarını karşılamak amacıyla 4000 kuruşu malından ifraz ederek tayin ettiği mütevelli İbrahim Veliyüddin’e teslim edilmek suretiyle vakf ve habs etmiştir.

Gilan şehrinin en önemli Osmanlı eserlerinden biri Şehzade Hanım tarafından yaptırılan ve halk arasında “Çarşı Camii” olarak tanınan eserdir. Bu cami 1834 yılında yapılmıştır. Vakfın vakfiyesi, inşa ve onarım kitabeleri bulunmaktadır. Şehzade Hanım tarafından ayrıca 4.000 kuruş nakit para da vakfedilmiştir.

Meryem Hanım binti Derviş Paşa Vakfı

1838 tarihini taşıyan vakfiyeye göre Derviş Paşa kızı Meryem Hanım İpek şehrinin Ali Çavuş Mahallesi’nde yeni yaptırdığı camii şerif için Kapıdere karyesinde bir hanı kendi malından ifraz edip mütevelli tayin ettiği Abdülfettah bin Veysel huzurunda vakfetmişti.

( Kosova başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 11/13/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu