O sabah, sonbaharın serinliğinde mezarlığa gelen bir adam, her zamanki gibi aracını ağacın altına park etti. Yanında sadece küçük bir çapa ve bir şişe su vardı. Sessizlik onun için artık tanıdık bir arkadaştı.
Mezarların arasından geçerken yapraklar ayaklarının altında hışırdıyor, her adımında yeni bir hüzün hissediyordu. Kendi mezarının etrafını otlarla kaplanmış görünce, çapasını kenara bırakıp diz çöktü ve otları temizlemeye başladı. Bir süre sonra beli ağrımaya başlayınca durdu, alnındaki teri sildi ve "Yorulmuşum" diyerek gülümsedi. Tam o sırada, mezarlık bekçisi yanına geldi ve ona "Hoş geldin abi, nasılsın?" diye sordu.
Adam cevap vermek üzereyken, gözü yeni kazılmış bir mezara takıldı ve endişeyle "Kim bu?" diye sordu. Bekçi derin bir nefes alarak, "Senin gibi sık sık gelen hanım vardı ya... dün defnettik" diye yanıtladı. Bu haberi duyan adam sendeledi ve bekçi onu yakındaki bir banka oturtmaya yardım etti. Adam titreyen dudaklarla "İyiyim... biraz oturunca geçer" diyerek su içti.
Gözleri, toprağa gömülen dostunun mezarına sabitlenmişti. Onu ilk kez burada, sararan yapraklar arasında görmüştü. Zamanla kısa selamlaşmalar, sessiz bir dostluğa dönüşmüştü ve her ikisi de diğerinin varlığının acılarını hafiflettiğini biliyordu. Bekçi, "Kimsesi yoktu abi, belediye aracıyla geldi cenazesi. Çok az kişi vardı," dedi. Adam elleriyle yüzünü kapattı.
Birden ayağa kalktı, yeni mezarın başına giderek toprağı düzeltti. Kendi kendine, "Yalnız gitti... ama yalnız değildi" diye fısıldadı. Bekçi onu sessizce izledi. Adam, bekçiye veda ederken, "Bir eksik var ama burada," dedi. Bekçi başını eğerek, "Ama artık bir fazlan var abi... bir dua kadar yakın, sessizlik kadar tanıdık biri" diye yanıtladı.
Adam arabasına doğru yürüdü, arkasına dönüp yan yana duran iki mezara baktı. Kalbinin bir parçasını sessizliğin kıyısında bırakarak uzaklaştı.
Kamil Erbil
(
Mezarlık başlıklı yazı
kamil-erbil tarafından
22.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.