3 Aralık engelliler günü - Sunucu oldum
4 Aralık 2025
H. Çiğdem Deniz
Merhaba canım güncem…
Saat şu an 12.30 civarı. Bu akşam görevimi elimden geldiğince en iyi şekilde yapmanın huzuruyla yine sana koştum. Daha ilk dakikada “golü yedim” derler ya, işte aynen öyle oldu; sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi. Merak etme, hepsini anlatacağım. Ama önce iki gün öncesine bir ışınlanalım.
Nilgül abla beni telefonla arayıp, gayet çekinik bir ses tonuyla Balıkesir Sakatlar Derneği’nin gecesinde sunuculuk yapıp yapamayacağımı sormuştu. Ben de aynı çekingenlikle kem küm ederken… içimden mi dışımdan mı nasıl bir ses çıktığını hâlâ tarif edemiyorum. O bilinmedik ses tam da ağzımdan çıkarken düşündüm ve karar verdim:
3 Aralık Engelliler Günü için düzenlenen bu etkinlikte benim de sofrada bir tutam tuzum olsundu.
Yazmakla konuşmak, hele ki büyük bir topluluğa hitap etmek arasında öyle ince bir çizgi var ki… Bu farkı çok net görürken, nedense yakın çevrem gönüllerinde beni çoktan “sunucu” vasfına layık görmüşler bile.
Derken Nilgül abla beni Sakatlar Derneği şube başkanı Halil Bey'e yönlendireceğini söyledi. Çok geçmeden telefonun diğer ucunda Zeki Bey’i ve yanında yıllardır omuz omuza çalıştığı Nesrin Hanım’ı buldum. Ses tonlarından belli, “Bu işi hemen çözelim.” enerjisindelerdi. Hatta öyle hızlı gelişti ki olaylar, beni arabayla evimden alma nezaketini bile gösterdiler; sağ olsunlar.
Dernek odalarına vardığımızda, içerideki ısıtıcının çabası bile havayla inatlaşıyordu. Bir yandan ısınmaya çalışıyor, bir yandan da bilgisayarın kaprisleriyle boğuşuyorduk. Hazırladıkları o minik program akışının çıktısını almak tam bir maceraya döndü. Bilgisayar başka telden çalıyor, yazıcı kendi aleminde… Biz de arada kahvelerimizi yudumlayıp sohbeti şiire bağladık tabii; her şeyin çözümü şiire çıkar ya, biz de yolu oradan geçirdik.
Ama sevgili güncem…
O gün, Arap saçına dönen “unutulan bir ziyaret” üzerine Sevgi Evi’nden gelen misafirleri karşılamak için Halil Bey’i bıraktım. Konuşmamız, türlü aksilikler yüzünden belki çok verimli geçmedi ama olayın özü belliydi:
Bu geceye bir emek verilecekse, o emeğin ince dokunuşları da benden gelecekti.
Eve gelir gelmez arı misali işe koyuldum.
İnce ince kelimeleri işledim.
Cümlelerimi özenle dizdim.
Sanki her biri sahne ışığının altına çıkmadan önce pürüzsüz bir elbise giydirilmeyi bekliyordu.
Ve sonra...
Devam edecek.
(
3 Aralık Engelliler Günü - Sunucu Oldum başlıklı yazı
çitlembik tarafından
5.12.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.