...
Murat … murat … murat …
Muradımı mı sorarsınız? Muradım beni
yakan ateş ile hesaplaşmadır. Ya o beni yakıp kül edecek ya da ben ateşi yakıp
kül edeceğim. Yani öyle de böyle de beraber yanıp kavrulacağız.
Allah’ın emridir zaten…
Adem Babamızı yaratırken çamuru pişirip yakmadı mı ?
Bizim yaratılışımızda var yanmak…
Âşık olur yanarsın…
Aşkını bulamazsın yanarsın…
Aşkına kavuşursun yanarsın…
Aşkınla yanarsın…
Dünya da elde edemediklerine yanarsın…
Cehennemde yaptıklarından dolayı yanarsın…
Cennette kavuştuklarınla yanarsın…
Yanar … yanar … yanarsın…
Alnımıza ateş çubukları ile yazılmış “YANMAK”…
Yazgımıza
yanarak başlarız, maalesef yanarak bitiremiyoruz… Halen yanmaya ve sonsuza denk
yanmaya devam ediyoruz…
İnsanoğlunun kalbi yanar,
Yüreği yanar,
Eli yanar,
Bağrı yanar,
Ciğeri yanar,
Hayatı yanar,
Gelmişi yanar,
Geçmişi yanar…
Benimde yüreğim yanar…
Bilmediğim bir duygu ile yanıyorum.
Kırlangıcı gezerken menekşeler beni ateşlemişti. O günden beri yüreğim yanar. Erciyes’in
karı söndüremedi. Kar bastıkça yüreğime, üstüne odun atmış gibi cayır cayır
yanmayı katlıyor…
...
Vuslat- Mor
(Ali Özdemir)
(İLAHİ AŞKIM "mormenekşem" adlı roman dosyamdan alıntı...)