hüzünler ruhumun arka sokaklarını istila ederken
ne yana dönsem prangalı sessizliklerim...
bir kanat daha çırpamam
ıssız gecelerin çığlığında öldü direncim
sana değen bütün sözleri kıskanırken
güneşi gökyüzünden koparıp hançerleyen benim...
gözlerimde binlerce aşığın bakışını topladım
herkes öteki olmaya çalışırken
ben kendim olmaya çabaladım
sarılıp sensizliğin boynuna
hüznün hıçkırığına doyamadım...
kanatma aşkın dudaklarını
kelimeleri gönlümün gizemine sürükle
bütün alfabe kırılıp yerlere döktü umutlarımı
şimdi yerde sürünen harf kırıklarında arıyorum ıssız yalnızlığımı...
hasretinden ateş içti gözlerim
kirpiklerim kırılıp avuçlarıma düşerken
sana uyanan yeni sabahlar doğurmaktı bütün özlemim
hiç değişmedim
hala hatıra bir bakışın gölgesinde viraneyim
bakışlarını düşürme gözlerimden
gecenin örtüsünü yırtmaya hazır bedenim
hüzün aşk yarasını taze tutar madem
hüzün denizini başımdan aşağıya döküverin
yaralar benim tek merhemim!