YARINLARA AĞIT
Ey felek, sen
Çaldın benim yarınlarımı.
Ben, boş hayallere
Kürek çekmişim;
Düştü son umut kalesi.
Niçin meçhuldür yarınlar?
Umutlar, aslanın pençesinde;
Ufuklarda kapkara tül.
Beni oradan oraya
Savurur üfül üfül
Esen bin rüzgâr.
Hep hazan mevsimi,
Her lahza çetin kış…
Soldu pembe bir gül gibi,
Paramparça oldu umut resmi;
Hep örseleniş, kesildi alkış.
Azalmadı acılar,
Çoğalmadı sevinçler…
Bu ne vurdumduymazlık?
Bu ne aymazlık?
Kılı kırk yararcasına
Eledim eledim;
Geri kaldı bir yalnızlık.
Siyah beyazın dışında
Başka bir renk yokmuş,
Dostluklar düşmüş
Ayaklar altına.
Can çekişir arkadaşlık,
İki yüzlülük artık kokmuş,
Kurtlanmış artık.
Yok halden anlayan bile,
Her şeye katıldı bir hile;
Bitti her şey, kaldı çile…
Saklı incilerimle
Bir başımayım ben.
Bırak, benim ağıdım
Da böyle olsun,
Feryat saç yolsun,
Bütün pembeler solsun,
Kalem ve kağıdım,
Kara matemlerle dolsun!