YARINLARA AĞIT

 

 Ey felek, sen

Çaldın benim yarınlarımı.

Ben, boş hayallere

Kürek çekmişim;

Düştü son umut kalesi.

 

Niçin meçhuldür yarınlar?

Umutlar, aslanın pençesinde;

Ufuklarda kapkara tül.

Beni oradan oraya

Savurur üfül üfül

Esen bin rüzgâr.

 

Hep hazan mevsimi,

Her lahza çetin kış…

Soldu pembe bir gül gibi,

Paramparça oldu umut resmi;

Hep örseleniş, kesildi alkış.

Azalmadı acılar,

Çoğalmadı sevinçler…

 

Bu ne vurdumduymazlık?

Bu ne aymazlık?

Kılı kırk yararcasına

Eledim eledim;

Geri kaldı bir yalnızlık.

  

Siyah beyazın dışında

Başka bir renk yokmuş,

Dostluklar düşmüş

Ayaklar altına.

Can çekişir arkadaşlık,

İki yüzlülük artık kokmuş,

Kurtlanmış artık.

 

Yok halden anlayan bile,

Her şeye katıldı bir hile;

Bitti her şey, kaldı çile…

Saklı incilerimle

Bir başımayım ben.

 

Bırak, benim ağıdım

Da böyle olsun,

Feryat saç yolsun,

Bütün pembeler solsun,

Kalem ve kağıdım,

Kara matemlerle dolsun!

( Yarınlara Ağıt başlıklı yazı REİS-1 tarafından 7.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.