Anlatımsız bir hikâyeyi öykünür hallerim.
Bir tuhaf bulutudur ki,
Ne dağılır gün ışır alacalarda
Ne de yağmur olup yağar,
Toprak yeşerir baharlarda.
Bu sırra ne şairlerin beylik kelimeleri
Ne de erine sadık bir kadın yüreği erişebilir.

Bazen çılgınca akan bir nehir
Hoyratça esen asi bir rüzgâr
Ya da ılık bir bahar meltemidir yüreğim.
Bazen da karanlık bir gecenin karabasanı
Ölüm kadar sessiz, ayrılık kadar acımasız.
Ben buyum işte.

An gelir umuda delicesine bilenir
Nazenin bir güle konmayı düşlerim
Daha güle bakmadan heyhat
Kurur ta devri âdeme kadar
Bazen bir mum ışır ruhumun kıyılarında
Ya ışır ya da sayıklarım hülyalarımda
Daha ışık yansımadan söner ta sonsuza kadar
Ben buyum işte…

Kader çizgilerim nasıl örülmüş, bilemem.
Koyulduğum yollar tıkalı
Eşiğini arşınladığım kapılar kapalı
Gölgemden bile kaçıyorlar
Avuçlarımla yoğurduğum umut kırıntıları
Çileyi Mecnundan, hırsı Ferhat’tan ödünç alarak
Aşarım sahraları,
Sürerim izlerini bir uçtan öbürüne kadar.

Bazen yüreğimin kuytuluklarında
Umut-düş arası dünyalar kurarım
Seher kuşlarına yoldaş olur
Gurbetlere çıkar, sevdalar çekerim.
Sevdadan tam selam alıyorum derken
Yüreğimin orta yerinden olmadık darbeler yerim.
Uğruna ölüme atıldığım sevda
O bildik Leyla’nın gölgesi bile değilmiş
Adına türkü yaktığım yâre
Cehaletin kör bir baltası,
İlkelliğin çamur deryası,
Bütün erdemini hiçliğinden kavramış
Ahmaklar tekkesinde müzmin bir avare imiş.

Gayri med cezir olur ruhumun sancıları
Beynimde dolanır bahar bulutlarının naraları
Gözyaşlarımdan utanırlar nisan yağmurları
Leyla sandığım karaltının hiçliğine ağlarım
Yüreğimi aldatan gafletlerime ağlarım
Ciğerlerime yalnızlığı saplayan gecelerin karanlığına ağlarım
Ve ağlamaktan yorulup sırr-ı âlemin sahibine sorarım:
Neden darmadağındır dünyam ve yarınlarım
Hep içi boş rüyalara öykünür haykırışlarım
Boy vermiyor umuda dair yakarışlarım
Ve neden hep kırılıyor kol ve kanatlarım
Benim için hayat mı rüyalara öykünmüş
Yoksa rüyalar mı hayatımın kaidesine oturmuş

Bu kavranışı zor bir kader sırrımıdır
Alnımın karelerine yazılan
Bir haytalığımın harcını mı ödüyorum
Ki çözemedim bunu
Seher yıldızının yalnızlığına hep sorarım
Yahut daha anlamlı bir dünyada
Daha anlaşılır bir yaşanırlığa bedel olsun için
Alnıma yazılmış ağır bir hartayı mı ödüyorum.
Bilemiyorum….

Oysa ezmek niyetine bir karıncayı bile ürkütmedim
Yaşama bilenmiş bir gülü kopartmadım yarınlarından
Ezilmemek içinse habire sürüldüm mayınlı alanlara
Bu yüzden hasret ve umut aldatır beni
Işık, renk ve mevsimler yanıltır beni
Güneş, Ay ve Yıldızlar ağlatır beni
Oysa hiç tutmadım delice sevdaların yasını
Ne kemiren saraylar düşledim
Ne obur sofralar
Ne lüks arabalar özledim
Ne de çuval dolusu paralar
Ben hep ucu görünüpte
Yaşanmayan dev umutlarımın
Kahır dolu sancılarını çekerim
Ölü doğuran Anneler kadar
Sağmal Köyü, Aralık 86
( Bana Dair başlıklı yazı Sedat DOĞAN tarafından 5/29/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.