Yunus Emrede Sevgi- 3
Yunus , ölüm ötesi hallerde bütün insanlığı anar, kendisini de bu
çemberin dışında görmez. Belki de bu çemberin içerisinde bunalan ve
dolanan en çok kendisidir. Ölümden sonra bile hiçbir insanın
yalnızlığına tahammül etmez. Kendi ölümünün hayalini de bu anlayışla
kurar �siz yaşatma aşkına bakın, ben kendimle hesaplaşacağım� der
gibidir. Böylece ölüm yalnızlığını da yener. Cemiyeti dalga dalga
kuşatacak olan şu tatlı selamıyla vedalaşmayı yeğler.
�Gider olduk dostumuza
Eremedik kastımıza
Namaz için üstümüze
Duranlara selsam olsun�
Yunus�un
kainati bir kül-bütün halinde tasavvur ettiğini gördük. Yunus, bunu
yaparken içinde yaşadığı alemle, diğer alemleri birbirinden kesin
hatlarla ayırmaz. Tanrı, insan, eşya arasında gider- gelir. Kesiklik ve
eksiklik kabul etmez. Bütün bu alayışlı kaynayış içersinde Yunus,
postuna burulu pasif bir derviş değildir. O, sevgide bitmez, tükenmez
bir aksiyondur. Bu aksiyonunu şiir dünyasında dile getirir. Yunus
sevgiyle birlik, apaçık dldir. O, en derin fikirleri, en kolay ifade
kalıplarıyla önümüze serer. Yunus�u her okuyan aynı şeyleri duyuyormuş
hissine kapılır ancak, hep farklı şeyler anlayarak sevinçle ürperir.
Yunus� un yapmak istediği de zaten budur.
Yunus budur da, biz
Yunus� un karşısında kimiz ve neyiz? Yunuslayın sevebilirmiyiz? Yunus
bize ve dünya insanlığına hala bir şey anlatır mı? Yunus�u asırlar
ötesinden aramıza aldığımıza göre, mesele olan Yunus kadar da biziz. Biz
,yani insanımız ,insanlık....
Biz, topyekûn kaçışı yaşıyoruz.
Vadilerden boşalırcasına. . Kimimiz tepe taklak, kimimiz yüzüstü. Ne
ardımızda Moğol atlıları, ne de Estergon bozgunu.. Gerçekten kaçış,
düşünceden kaçış, kendimizden kaçış... Herbirimizin alnında kaçışın
kapkara damgası! Ne sıra, na saygı, ne sevgi, ne hedef. Dinimizle,
dilimizle ,gönlümüzle, mutlak bir yanımızla, kaçanlarala beraberiz...
Bizdeki
bu kaçış isteğine karşılık, Yunus�ta kavuşma hazzı, ateş gibi yakıcı
bir kavuşma arzusu vardır. Biz, yunus� ça nasıl sevebiliriz ki?
Türk
dünyası olarak eksenimizden koptuk. Dışa dönük gözümüz batıyı ve
yabancı kültürleri derme-çatma rehber edinirken, içe dönük gözümüz ve
gönlümüzle kendimizi inkar ettik, küçümsedik, özgüvenimizi kaybettik.
Kendimizi bilemedik. Halbu ki ne müthişti! �Kendini bilen rabbini de
bildi� denmişti, unuttuk. Tarifsiz bir surete büründük. Milli
gözlüğümüzü savurduk bir kenara, kişiliksiz ve kimlisiz kaldık.
Kişiliğimiz ve kimliğimiz ne acıdır ki halen örselenmeye devam ediyor...
Biz
böyleyiz de, dünya, Yunus� tan hala bir şey an lar mı? Anlamalıdır.
Zira, Yunus onlarla da beraberdir. Yunus� ta onları çok aşan, kuşatan
dinamikler mevcuttur. Ama olmadı, olamadı. İnsanlık, kan, gözyaşı,
ızdırap, elemler içinde kıvranmakta, bir yığın keşmekeşle meşgul olmak
durumunda bırakılmıştır.
Çağımız, madde ötesiyle değil, maddeyle
alakalı. Yunus� ça sevmekle ulaşılacak saadeti eşyada arıyor. Çağımız
çok hızla değişti, ilim geklişti., makina herşeyin üstünde haytımızı
doldurdu. Bu durum, maddeye güveni artırdı, insan zihni pervasızca
şımartıldı.
Asrımız hayatına özde materyalizm ve onun türevleri
hakim oldular. İnsanlık nice �izm� le acı tecrübeler yaşadı. Her şeye
rağmen insan ruhundaki sıkıntı bitmedi, bitmeyecek... Ekzistansiyalizm
çağımızdaki bu bunalımın ilk kıvılcımı oldu. Evet, günümüz insanlığı
sıkıntılı ve ıztıraplıdır.
Dünyanın başı dönüyor. İnsanlar
meçhulden gelip, meçhule gidecek olan seslerin arkasına takılıyor.
Ahlaki evrilşin binbir çeşidini yaşamak onu tatmin etmiyor, kendini
gizlemeye çalışıyor, maskelere sığınıyor. Belki de insanlar çağımızdaki
kadar, hiç bir devirde bu denli kendisinden kaçmamıştı. Kendi türüne bu
denli yabancılaşmamıştı.
Çağımızda dünya insanlığı kıta kıta,
bölge bölge, ülke ülke gerçekten maddi olarak çok zengin ancak,
mutluluğu zenğinliği ile paralellik arzaetmiyor. Güçlü,
zengin ve hükmedenlerin adil olmayışları yüreklerde nüve tutan sevgiyi zıpkınlıyor! Sevginin boy verip gelişmesine engel oluyor.
Kıtalar,
bölgeler, ülkeler arası dengesizlik çok boyutlu olduğu gibi,
ülkelerin iç bünyesinde fertler arsında maddeye sahip olma bakımından
çok büyük eşitsizlikler mevcuttur. Dünya insanlığının büyük kesimi bu
dev maddi zenginliğin karşısında o�na sahip olamamaktan dolayı bitkin,
perşan ve hırçındır. Dengesizliğin kaynağı çok boyutludur. Bir gecede
milyarlık olan insan, ve, bir gecede iflas eden insanlar aynı ülkenin ve
aynı apartmanın insanı olabilmektedirler. Savaş, kan ve gözyaşı hala
milyonların gündemidir. Sevgi, insan yüreğinde küllenmeye devam ediyor.
Yürekler yanardağlar gibi intifa halinde kaynamakta, bir türlü çıkış
yolu bulup sevgiyi ihya edememektedir.
Yunus, çok elim bir
ihtiyaç olarak bize ve dünya insanlığına hala gereklidir. Şu güzide
mısrasını belki de en çok çağımız için söylemiştir.
�Bunca varlık içinde gitmez gönül darlığı�
Bize göre, insanlığın kurtuluşu ancak bu ince manayı idrakle mümkündür.
Sonuç
olarak, Yunus mevlayı sevdi. Mevla�nın aşkına Muhammed�i sevdi,
Muhammed�in aşkına insanı sevdi, varlığı sevdi... Madem ki Yunus bunca
varlık içinde bizi de sevdi, biz de Yunus� u, Yunusça olmasa da,
kendimizce seviyoruz ve diyoruz ki:
YUNUS
Bir çeşme başındayım, gönlümü sular Yunus,
Çırpınan yüreğimde biter korkular Yunus.
Katıldım sularına aktım Hazar� a Yunus,
Dilim de namelerin çıktım pazara Yunus.
Ben Kür� üm, ben Aras� ım, vadilerim sarp Yunus,
Duydum, kana bulamış sakarya�yı harp Yunus.
Bekledim de kıyıda, binmedi sala Yunus,
Yunuslar okyanusta, vurmaz kumsala Yunus.
Uçuşan yapraklarda okurum bir ad Yunus,
Sonsuz aydınlığında bize de murad Yunus.
Susuzluktan şaşkınken gölde turnalar Yunus,
Vahasına kavuştu çölde leylalar Yunus.
Derman Yunus, Can Yunus, ellerden tutan Yunus,
Ne hoş dünya seninle herkese vatan Yunus...
Yokluk akşamlarında bozkır dar olur Yunus,
Korkarım mirasından vebal sorulur Yunus
San Marko, Nişat Bağ� da çiçekler biter Yunus,
Açtın ya bağrımızda , bir lale, yeter Yunus.
Bir kopuz ezgisiyle çıktık huzura Yunus,
Dokuz dağın başında, dokuz mezara Yunus.
Taptuk kapısı dört yan, yolara düştük Yunus,
Allahım bu ne cilve.. Koştukça piştik Yunus.
Kanmaz bu gönül gayrı İpeğe Çin� de Yunus,
Bugün düşümde gördüm cennet içindeYunus.
Bir bahar meltemiyle, güllerle selam Yunus,
Gül tarlası bu alem yandık vesselam Yunus.
Hayrettin YAZICI
(
Yunus Emrede Sevgi- 3 başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
27.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.