Türkiyede Kültür Değişmeleri Batılılaşma Modernleşme Ve Erol Güngör-6
Batılılaşmayı halen anlayamamış ve çözümleyememiş
durumdayız. Sözcük olarak bir aynileşmeyi çağrıştırmaktadır ve soğuk bir
kelimedir. Çünkü aynileşmenin manivelası taklittir. Hiçbir taklit ise
terakkiye-ilerlemeye yol açamaz. Bel ki bir yok oluşu hazırlar
kanaatindeyim; kültür değişmeleri ile modernleşmeyi bu açıdan
batılılaşmaktan ayırmak gerekmektedir. Batıyı tek model olarak
benimsemek kendimizi buna mahkûm kılmak, bütün dünya milletlerini de
aynı mahiyetteymiş zannetmek garabetini getirmektedir ki buna hakkımız
yoktur. Günümüzde Amerika, Japonya örneğini düşünürsek; bu kültürel
anlamda tek kıbleliğin nece mantıksız ve mesnetsiz olduğu anlaşılır.
Amaç mutlu ve müreffeh bir toplum hedeflemekse, modernleşme kavramı ile
bunun altından kalkılabilir. Modernliğin veya modernitenin ne kıblesi
tekdir, nede bir isme izafe edilen mahkûmiyet getirir. İki yüzyıllık
değişimimiz gözlenirse dilden kılık-kıyafete kadar uzanan büyük değişime
damgasını vuran modernleşmeyle birlikte batılılaşma olmuştur.
Toplumsal huzur ve refahımız gerçek anlamda hala bulanık, seçilemez,
kuşkucu, hüzün verici bir noktada bulunmaktadır. Cumhuriyet fazilettir
dememiz, boşluğumuzu ve kuşkumuzu gidermeye yetmemiş, çok partili döneme
geçişimiz yüzü çoktan geçen üniversite kurumlarımız, kuvvetler
ayrılığı, emekleyen demokrasimize rağmen toplumumuz genelde iyimser
olmayıp umutsuzluk içerisindedir. Modernleşmeden çok batılılaşmanın bu
mutsuzluğumuzda büyük payı olduğu gerçektir.
MODERNLEŞME:
Modernsation, eski bir olayın zamanımızdaki adıymış. Az gelişmiş
ülkelere gelişmiş ülkelerin vasıflarını kazandıran sosyal değişme
süreci. Alıcı ve vericinin söz konusu olduğu bir değişim. Alıcı; muhtaç
olan veya az gelişmiş. Verici; Emperyalist veya hükümran olan, bir nevi
efendi birazda öncüleriyle anılan bir kavram. Avrupalılaşma,
amerikanlılaşma, batılılaşma gibi. Batılılaşma, çoğu kez modernleşme ile
eşdeğer anılmış. Kelime de işlevi de batılı.
Batıda Rönesans
sonucu gelişen yeni anlayış ilmi iman ve ahlaktan soyutlayarak ele
almış, elde edilen ilmi sonucu da modernleşme ile karşılamıştır.
Modernleşme bu anlayıştaki ilmi verileri her dalda; dil, din, iktisat,
gelenek, teknoloji gibi toplumların hayatına yansıması olarak ta
karşımıza çıkmıştır.
Batının sosyal, iktisadi, hukuki olarak
yükselişe geçmiş olması yeni kavramları da gündeme getirmiştir. Diğer
toplumlara dünyanın bir nevi yeniden kurulduğu benimsetilmiştir.
Amerika'nın günümüzde yaptığı gibi. Gerçekten bu baş döndürücü
gelişmeler önce şaşkınlık yaratmış ardında dünyanın büyük kısmını etkisi
altına almış, kitleleri aşağılık kompleksine itmiştir. Özellikle
ülkelerin elit tabakaları tarafından da dünyanın yeniden kurulduğu
şeklinde algılanmıştır. Geçerliliğini hala yer yer koruduğu da
söylenebilir.
Tarihi süreç içerisinde gerçek modernleşmeden
son dört yüzyılda bahsetmemiz mümkün olmaktadır. Türkiye�de ki
modernleşme de batılılaşmaya bağlı olarak geliştiğinden bu anlamda 1730
yıllarından başlamak üzere Avrupalılaşma, bastılılaşma, modernleşme
olarak zaman zaman dozu azalıp çoğalsa da devam eden bir süreç. Bu süreç
içerisinde basın- yayın yoluyla edebiyatımızda ki gelişmeler, ticarete
dayalı anlaşmalar, dolayısıyla batıdan alınan Ticaret Mahkemeleri,
evrensel kültürden de çokça etkilenerek gelişen hürriyet anlayışı, bu
anlayışı da batı kültürü şekillendirmiştir. Davranışlarda ki modernlik
adına yaşanan değişiklikler, nihayet siyasi oluşumdaki modernleşme, önce
Osmanlılığı, ardından İslamcılığı ve Türkçülüğü getirmiş, ülke içinde
her grup kendini savunacak öncü ve taban bulabilmiştir. Hürriyet kavramı
ile birlikte laik anlayışta yerleşmeye başlamıştır. Milliyetçi hareket
tüm bu hareketler içinde ileride kurulacak devletin hazırlayıcı unsuru
olarak diğer unsurlardan fazla belirleyici olmuştur.
Sosyal
kurumlar üzerinde yapılan değişiklikler ise belirleyici özelliği en
fazla hukuk alanında göstermiştir. Ticaret mahkemelerinden sonra ceza
mahkemeleri yerini almıştır.
Bu olup-bitenleri kategorize
edecek olursak; modernleşme bir kısım aydınlarca tepeden-tırnağa,
eğitim, teknoloji, siyaset, hukuk, iktisat, sanat ve edebiyat alanında
ki değişmeler olarak algılanıp benimsenmiş ve yerleştirilmesi için
gayret gösterilmiştir. Bir kısım aydınlarsa teknolojideki modernleşmeyi
kültürden ayrı olarak düşünmek ve almak istemişlerdir. Kültürel değişime
uğramadan modernleşebileceğimizi savunmuşlardır. Günümüzde bile Japonya
bu anlamda örnek gösterilmektedir.
Ziya Gökalp'e izafe
edilen bir görüşe göre de kültür ve medeniyetin farklı şeyler olduğu
savunulmuştur. Kültüre millilik uygun görülürken medeniyete evrensellik
uygun görülmüştür.
Devam edecek...
(
Türkiyede Kültür Değişmeleri Batılılaşma Modernleşme Ve Erol Güngör-6 başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
5.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.