Umut’du
adı,
Lösemi hastasıydı.
Sevgi anne
Acı içindeki kalbine
Kararlılıkla direniyordu,
Acısını,
biricik oğluna hissettirmiyordu…
Umut, futbolu çok severdi.
Büyüyünce,
Eskişehirspor’un kalecisi olacağım ben, derdi.
Hangi anne istemezdi
Oğlunun büyümesini?
O da istiyordu ya,
Lösemi karşıydı onun bu isteğine,
En çok bir ay daha, diyordu;
Oğlunu sev bir ay daha…
Umut, kaleci olma hayalini gerçekleştirebilmek
için,
Kulübün yaz okulu seçmelerine de girmişti;
Ne yazık ki,
Hastalığı çıkınca ortaya
Seçilip seçilemediğini bile öğrenememişti.
Oğlunun hayalinin gerçekleşmeyeceğini bilmek,
Sevgi anneyi yiyip bitiriyordu.
Umut ise,
Hastane yatağında
Hastalığından bile çok,
Bunu sorguluyordu.
Sık sık soruyordu Sevgi anneye,
“kazanabildim mi, acaba?”
Sevgi anne,
Eskişehirspor kulübüne gitmeyi akıl etti nihayet.
Orada iyi bir adamla tanıştı.
Adı Celal Sölpük’tü;
Eskişehirspor’un başkanıydı o...
Oğlunun durumunu anlattı adama
Ve seçmeleri kazanıp kazanamadığına dair
bilgi rica etti.
Adam,
“ne demek,” dedi; “kazanamamak?”
“hem de birincilikle kazandı,
Umut, kulübümüzün lisanslı kalecisi…”
Hemen telefon etti,
Altyapıdan sorumlu teknik direktöre;
Makamına çağırdı,
Gelirken,
Yaz okulu seçmelerine dair listeleri de getir diyerek.
Çağırdığı adam, çok geçmedi,
Listelerle geldi.
Ona da anlatıldı durum,
O da iyi adamdı.
Umut için
Hakikisinden ayırt edilemeyecek
Bir kalece lisansı hazırlandı
Ve seçmeleri birincilikle kazandığı için
Bir onurluk ile sertifika,
Daha başka,
Kulübün renklerinde
Forma takımı,
Eşofman, kaşkol, şapka…
Ve tam da
Türkiye Kupasında
Galatasaray ile yapılacak final maçında
Ziyaretine gelindi Umut’un;
Verilen her hediyede sevinç çığlıkları duyuldu.
“sen niye yatıyorsun burada?” denildi;
“takımını yalnız bırakmamalısın
Galatasaray karşısında!”
Umut’a bundan daha büyük bir hediye olmazdı,
Doktorunun da refakatinde
Final maçına götürüldü.
Ve Umut’un Es esleri
Galatasaray’ı üç iki yenerek
Kupayı müzesine götürdü.
Şampiyonluk turunda,
Uğur böceği gibi
Nihat’ın, Fethi’nin, Ender’in
Omuzlarında taşındı…
Türkiye’nin en büyük futbolcusu,
Gocunmadı, geldi Umut’un yanına
Ve Metin Oktay abisi de böylece
Alnından öpüp iyileş dedi, ona
İyileş ki, en güzel gollerimi atayım sana…
Bu etkinlik çok yormuştu Umut’u,
Dünyanın en mutlu çocuğu
Hastaneye çok yorgun döndü…
Birkaç gün dinlenirse toparlanır , deniyordu.
Oysa Umut birkaç gün
Çok mutlu olduğu yorgunluğu
iliklerinde hissetti
kanserin hücreleri yerine
ve hiç kimse ağlamadı onun ardından,
çünkü o ölürken çok mutluydu…
düzenlenen cenaze töreninde
EsEsin tüm futbolcuları yerlerini almıştı
Ve onun idolü kaleci Hakkı
tabutunu omuzlarında taşımıştı.