Ezber bozan bir
yoksunluk benimki:
Kışkırtıcı, toz
konduramadığım,
Yalnızlık alabildiğine
nüktedan.
Seyrindeyim kuş bakışı
Kırılgan bir serçenin tedirginliğinde
Gizli aslında her şey.
Yatay, dikey nice
eksende
Her nasılsa teğet
geçtiğim
Bunca insan.
Yine de gülüyorum zaman
zaman.
Mademki reva görülen bu
Olsa da hayli hüzünlü bir
hikâye benimki.
Çalıştırıyorum silecekleri
mütemadiyen
Ruhun o bulanık
döngüsünde.
Zafiyetim belli ki
yanılgım
Yoksa tüm o yenilgi
değil mi
Geçirdiği pençelerine
kaderin.
Dert etmem, biline,
Alışıyorum git gide.
Hele ki derinlerdeki o
ganimet yok mu,
Tutuşturan payidar bir
kıvılcım
Hele ki düşmüşsen bir
kez aşka.
Endişeye mahal yok
sevgili,
Mademki varsıl bir aşk
düşen payıma
Severim ben iki kişinin
de yerine.
Yokluk dediğin ne ki
Var olduğum aslında ne
saçma bir yalan.
Kırık miğferim
Kırılgan tüm imgeler
Paramparça bir hayat
benimki.
Sensizlik iken iştigal
ettiği yüreğin
Sensin yine çalıntı
mizacımın dengi
Ruhumun kıyısında hani
sığ bildiğin
Ne çok izlek arda kalan
sen bildiğim.
Tuzağa yakalanmaksa
ansızın
Sırdaş bildiğim o
yeknesak tümceye
Vakıftı oysa ve nelere
delalet.
Ne bir isyan ne tek bir
sitem
Söz hakkımın olmadığı
kuru bir söylem
Kadar hicap duyduğum en
derinde.