Yatıya kalan düşlerimin
kırılganlığında kestim bileklerimi en derinden. Çakıl taşlarından yatak yapmıştım o
akşamüstü üzerinde sırıtan varsıl bedenler: ne dişi ne erkek.
Hünkârbeğendiydi
annemin en sevdiği yemek ama hep nefret ettim patlıcandan. Çekirdeklerinden
asla haz etmedim ve pelte olmuş göğüslerine yaslarken başımı muzip düşesin. Kim
mi? Ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Sahip olduğumuz tek akrabamız. Gerçi pek
görünmez ortalarda ama…
Yeni boşandı
kocasından: O adi o şerefsiz… Neyse bozmasam ağzımı iyi olur. Hem günah da!
Ama çok da kızgınım.
Aldattı karısını o melun adam hem de en yakın arkadaşıyla! O p…in egosunun
kımıltıları nasıl da duyulmakta bunca uzaklığa rağmen.
Bizim de elimiz armut
toplamıyor. Göğüs gerdik hep birlikte o ihanete ve neticede eve aldık muzip
düşesi. Kadının gidecek yeri olsa neyse de. Yatak döşek yattı günlerce ama ne
aksırık ne tıksırık. Tanısını yerleştirdi muhterem doktor:’’Depresyondasınız
muhterem hanımefendi.’’
Günlerce ağladı
bizimki. Feryat figan meğer ne severmiş kocasını: Hint keneviri. Ne mi? O kart
zamparanın kodlanmış tezahürü bizim evde. Adam resmen bağımlılık yapmış.
Doktor tembihledi
giderken:’’Aman ha gözünüzü ayırmayın. Neme lazım, intihar riski var ona
göre.’’
‘’Ölseydim de
görmeseydim bu günleri’’ diyor da başka şey demiyor. İsmini yeniden kodladık
bizimkinin:’’Depresif düşes.’’
Bütün aynaları kaldırdı
annem zahir başından ayrılmıyor bizimki ve yana yakıla ağlıyor. Hele ki gece
oldu mu.
‘’Kızım bilmiyor musun
gece aynaya bakılmaz.’’dedi mi annem: ‘’Yok be teyzem asıl uğursuz olan benim.
Bak şu halime. Gül gibi kızdım ona vardığımda. Saçlarım beyazladı hem bak nasıl
da yağlandım’’ deyip deyip ağlamakta garibim. Etmedi beddua da kalmadı bizim
enişteye. Bir de nasıl iştahı açıldı, sormayın gitsin.
‘’Yesin yesin de
büyüsün’’ dedi doktor on gün sonra kontrole geldiğinde.
‘’Bak, hanım kızım’’
dedi beni çekip kenara.
‘’Çıksın sık sık
dışarı. Çıkın siz de beraber. Çıkın çıkın gelin ona göre.( yok, yok bunu
söyleyen doktor değildi. Bizimkinin tiryakisi olduğu evlilik programının
sunucusu artık diline nasıl pelesenk yapmışsa.) Neyse, ne diyordum…
‘’On gün sonra gelirim
yine’’ deyip viziteyi cebine koymasıyla çekti gitti bizim çıtkırıldım soyguncu
doktor.
‘’Sende büyü var
kızım’’ dedi annem bir ara sıvazlarken sırtını depresif düşesin.
‘’Yok be teyzem sadece
uykum var benim’’ deyip çekildi yine odasına. O odaya kapandı biz içimize.
Doktor zaten aileden biri oldu o da ayrı mesele.
On gün yirmi gün,
derken sabahın köründe uyandık daha doğrusu uyandırıldık:
‘’Hayırdır’’ demeye
kalmadan daldı bizimki yatak odasına:
‘’Ah ah neler oldu
bilseniz. Aradı benimki. Çok pişmanmış. Evime dönüyorum ben. Hem içim geçti
sizin yanınızda. Aklıma gelmişken yatak da hiç rahat değil. Doğru dürüst
uyuyamadım bile.’’
‘’Eh be seni nankör’’
dese de annem yine razı gelmedi:’’Ne yani, hepsini sineye mi çekeceksin’’
‘’Erkektir, aldatır.
Ama bakın anladı kıymetimi. Hem sizin ev de pek küçükmüş. Afakanlar bastı. Ben
çıkıyorum’’ demesiyle bağırmaya başladı annem:’’Seni nankör seni! Koca
budalası’’ demesine kalmadı ki annem o hala söyleniyor kendi kendine:’’Yiğidim,
erkeğim.’’ Velhasıl döndü sırtını, bavulunu toplamaya gitti odasına.
‘’Şunun aldığı
ilaçlardan ben de mi alsam’’ dediğini duyar duymaz annemin salya sümük ağlamaya
başladım.
‘’Çok özleyeceğim onu’’
‘’Saçmalama’’ dedi
annem.
Gidiş o gidiş. Akıl mı
kaldı bizde. Adama haber vermeyi unuttuk ve damladı on gün sonra bizim müzmin
doktor.
‘’Nerede bizim
çatlak?’’ demedi tabii ki.
‘’Yoksa canına kıydı da
bana mı söylemiyorsunuz?’’
‘’O iyi’’ dedi
annem:’’Lakin…’’
‘’Söyle hanım. Ağzında
geveleyip durma.’’
Sonunda patladı
annem:’’Bizi soydun soğana çevirdin seni gidi doktor bozuntusu.’’
Lakin bu, doktoru son
görüşümüz değildi daha doğrusu bir daha karşılaşacağımıza hiç ihtimal vermesek
de…
Olaydan birkaç gün sonra
yine sabahın körü bu sefer kapının vurulmasıyla uyandırıldık. Baktık ki elinde nikâh
davetiyesi çıkıp gelmiş bizim ilk ve tek akrabamız.
‘’Kız, depresif
hayırdır yoksa rüyanda mı gördün bizi?’’
‘’Yarın nikâhım var
teyzem. Bakın bakın neler olacak.’’
‘’Akıllanmayacaksın sen
değil mi?’’
Adettendir aldık
cumhuriyet altınımızı gittik nikâha. Biz damadı(Hint keneviri) ararken kimi
görsek beğenirsiniz?
‘’Aa, doktor bey siz de
mi davetlisiniz nikâha? Hiç haberimiz yoktu daha doğrusu beklemezdik.’’
Adamın; ‘’Onca
hukukumuz var’’ demesiyle pür-neşe göründü bizim kart gelin. Aman Allahım, ağzı
kulaklarında. Demez mi:’’Tanıştırayım, müstakbel kocam.’’