.
.
‘’Ha mim ..’’
Müjdeler Yusufçuk kuşları
Değişimin özünde vardır kan yada ter
Canı yanar gölgelerin
Karanlığın şah damarına vurulur neşter
Yıkılır hayatın iskelesi
Çığlıkların ayaklarına dolanır gitmeler
Düşlerin bir nüshası bırakılır toprağın dibine
Ve bir semazenin avuçlarında asılı kalır düşler
Doymuş bulutlara dokunur mahir bir el
Avaz avaz çiseler ruhun sağanakları
Gecenin ıslığıyla dikilir kefenler
Gerilmiş kelimeler asılır cümlelerin kasnağına
Ve kitabına uydurulur ölümler
Her
ayrılık gebedir vuslata
Nefeslerde
gömülü kalır etine dolgun ah’lar
Dozajı
yüksek beklentiler yaralar ruhu
Ve
hiçliğin elinden tutar günahlar
Gölgesi
uzar Polyanna’nın
Bir
akşam hüznü bulaşır kirpiklere
Dipsiz
siyaha inat aydın’lanır orta halli yaralar
Bir üflemeye bakar külün dağınıklığı
Ve
biter suçüstü hayatlar
Bayrağı yarıya iner yürek devletinin
Sağılmış özgürlüktür artık griler
Bir dudak payı bırakmadan biter hayat
Ve tutanaklara geçer
‘’ Beşik kertmesidir tüm ölümler ! ‘’
.
.
.
.
.
.
.
.