Gündönümünün hutbesine
yığdığım
Sefil, serkeş
haznesinde saklı tuttuğum,
Günden geceye
evrilirken zamanı teğet geçsem de
Iskalandığım o rotaya
dokunaklı bir serzenişle
Gömülü kaldığım yine de
boyutsuz bir mecrada
Sızarken usul usul,
gömütü kayıtlı en derinde.
Mızrabı kırık ve
tedirgin üç beş imgede
Bir taarruza batıl bir
itikat yükleyip de
Gizil tanıklığında
evrenin
Yoksun kılındığım
gölgende miraç bellediğim
Aşkın külfeti kadar
yadsıyamazken nispetine ramak kala,
İthamların belki de sol
yakasında
Şerit değiştirmekten
muzdarip bir evrimin bilinmezliğine
Saplı kaldığım hanidir
yoksunluğumsun, dercesine
Yine de haykıramadığım
adın kadar uzakken mutluluk
Hasreti içip içip
doyamadığım bir hüznün kim bilir kaçıncı evresinde.
Tümcelerse lisanım,
Aşk ise kuytulardaki
lehçem
Devingen bir telaşla
hürmet bildiğim imgelerde
Saplanıp kalmak kadar aşikâr
ve sitemkâr
Şu muğlâk yaratılarda
gizli beyanatlar
Mağlup kılındığım kim
bilir kaçıncı perde…
Yalana hicap yüklü bir
asalet ile uzağında kaldığım,
Kifayetsiz yetilerimin
kırıklarını aldırdığım;
Hanidir, dercesine
sıfatlara yüklü bir bağnazlıkla
İtham yüklerken gizli
özneler
Tahakkümü payidar kılan
metruk gölgeler,
Bir nebze de olsa
yetinmeyi bilmez iken
Asılsız söylemler:
Yükü ağır bir ömrün
kıyısında
Kim bilir ne çok
anlamsız tekerrüre saplanıp kalmış
Nezdinde ıssızlığı
kelam eylediğim:
Fıtratımda saklı olsa
da verilen hükümler
Aklımın kancalarında
takılı kalan
Yersiz yergiler,
Hadi sarıl dercesine hayata
Yine de anlam
veremediğim muğlâk yarınlar.
Dünden mütevellit bir
ömre nazire edercesine
Sakındığım bir
milatsın,
Sarkacı kayıp bir
döngünün nihayetinde
Hayat bulduğum her yeni
gün,
Iskartaya çıkarken
hüznün gıyabında
Aşkında teselli
bulduğum o bilinmezliğin ayracında.