Telefonun zili birkaç defa tekrarlayarak çalınca, Nisa hanım mutfaktan söylenerek geldi: “Kıçınızı kaldırın da, telefona bir bakıverin Bedri Bey!” Verdiği ültimatoma rağmen kendisi açtı yine de;

Bedri bey, “Halil ile sohbet ederken fark etmedim…” diyerek savunma yapmaya başlamıştı ki,

Nisa hanım, “Alo?” diye sorduğu alıcıda ki sesten, Ümmühan olduğunu öğrenerek, “Halil mi, Ümmühan’cığım?” dediği an, Halil, yırtına yırtına yok demesini işaret etmeye başlamıştı bile. Nisa hanım, “Yokmuş Ümmühan’cığım…” dedi dalga geçerek. Karşısında ki sesin söylediği birkaç şeyi dinledi, “Tamam kızım!” diyerek kapattı telefonu.

Halil sinirinden köpürüyordu, annesinin ağzını yansıtarak,  “Yokmuş, Ümmühancığı… Pes yani anne! Açık açık söyleseydin: Yok dememi işaret ediyor Ümmühancığım, diye… Pes! Şikenin bu kadarı da fazla!... Seninle anlaşmadık mı? Beş gün rahat bırakmasını sağlayacaktın beni, bu mu senin verdiğin sözde duruşun. Daha üçüncü günde su koyuverdin!”

Nisa hanım, “Beğenemediysen, telefonlara kendin bak bundan sonra…” diye söylenerek mutfağına döndü. (Halil’in laf bombardımanından kaçtı…) Mutfaktan bağırdı: “Buraya geliyor!  Gelince, yüzüne söyle, seninle görüşmek istemiyorum, diye…”

Halil, hemen hareketlendi, annesine,  “Sanki çok anlıyor da!” diye cevap vererek, odasına gitti.

Bedri Bey, mutfağa doğru,  “Buraya geleceğini söylemeseydin bari! Evden kaçmak için giyinmeye gitti oğlun!” diye seslendi.

Nisa hanım mutfaktan çıkıp, gelerek, “ Mahsus öyle söyledim,” diye fısıldadı. “Geleceği yok… Bizim ki, evde tıkılıp kaldı. Çıksın diye…”

Halil, giyinmiş, çıktı geldi. “Ben gidiyorum… O kız ile görüşmemek uğruna evimde de oturamayacağım işte… Sağ ol anne(!).” Babasını, annesini sırayla öpüp arkasından bir kovalayan varmışçasına çıktı, gitti.

Bedri bey, “Senden korkulur, hanım! Vallahi korkulur!” diye gülerken;

Nisa hanım, “Ümmühan dedi,” dedi.

Bedri bey anlamadı. “Neyi?”

“Böyle yapmamı… Üç gündür evde tıkıldı kaldı, Ümmühan geliyor, de de, kaçsın, çıksın evden biraz, dolaşsın, dedi.”

Bedri bey, şaşkın, “Ümmühan? Böyle mi dedi?” diye sordu. Sonra da, “Bu kızın üniversiteyi niye kazanamadığı belli… Kafası hep şeytanlığa çalışıyor da ondan…” diye söylenerek, başladı düşünceli düşünceli gülümsemeye.

*

( Mevsim Gülbahar - Kaç Ümmühan Geliyor… başlıklı yazı AliKemal tarafından 31.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu