Hadis-i
Şerifte der ki, “Vatan
sevgisi imandandır.”
[İmam-ı
Rabbani, Hz. Mevlana Mesnevi]
Acaba vatanını
seven ne yapmalı veya seven var mı?
Hangi alfabe
hoşumuza gidiyor, Türkçe mi, yabancı diller mi?
Hangi müziği
dinliyorsunuz, türkü, sanat müziği veya Türk müziği mi, yoksa yabancı müzikler
mi?
Vatan
parçasında yetişen ürünlü kumaşlardan hangi giysiyi giyiyorsunuz?
Parasını siz
verseniz de, elektriğinizi ihtiyacınız kadar mı kullanıyorsunuz?
Karşılığında
hiç para almayı düşünmeden ülkeniz için ne yaptınız?
Gibi sorular
hep sorulmalıdır. Vatan, sınırları belli olan kara parçası üzerinde onu
kucaklayan insanlarla güzelleşir. Geçmişi olduğu gibi geleceğinin de olmasını
istiyorsak,
Her dokunduğumuz taşına,
Her yediğimiz
aşına,
Her insan
başına
Değer
vermeliyiz!
Konuştuğumuz
diline
Söz ile
çaldığımız teline
İşlerken
vurduğumuz toprağının beline
Değer
vermeliyiz
Baktığımızda
onu görmeliyiz
Dinlediğimizde
onu sormalıyız
Onun için
bedenimizi yormalıyız
Değer
vermeliyiz
Sökmek yakmak
yerine ağaç dikmeliyiz
Nehrinde
denizinde bakarken akmalıyız
Yitirilen her
parçasına ağıtlar yakmalıyız
Değer
vermeliyiz
Başka vatanları
merak etmek yerine, kendi vatanımızı keşfedip gezmeliyiz. Başka dilleri
öğretmek yerine, kendi dilimizle sözlenmeliyiz. Başka tarihlerle gurur duymak
yerine, kendi tarihimizi okuyup yazmalıyız ve onunla gurur duymalıyız. Başka
danslarla dans etmek yerine, kendi halk danslarımızla toprağımızı ezmeliyiz.
Başka vatan insanlarını övmek yerine, kendi insanımızı izlemeliyiz. Eğer
vatanımızı keşfedersek, biz dünyanın en güçlü ülküsü oluruz. İçimizdeki farklı
etnik gurupları ayrıştırarak değil, vatan üzerinde aynı bayrağı benimsemiş
özgürlüğümüz ile vatan bildiğimiz Türkiye’m içinde hep birlikte solumalıyız.
Biz vatanımızı
kimseyle kıyaslamayız. Dokunduğumuz, gezdiğimiz, bulduğumuz her parçası kendine
özel ve şahanedir bizim için. Ocağımız, kucağımız, sancağımız vatanımızdır. Onu
kimseye savaşta da barışta da vermeyiz. İştahlananlara avucunuzu yalarsınız
diyebilmeliyiz yaşadıklarımızla. Böyle iştahlı düşünmelerine bile fırsat
vermemeliyiz! Bu vatandan başka bir vatanda mutlu olamayacağımızı
hissettikçe-sahiplendikçe o bizim vatanımız olacaktır.
Türk müsün,
Osmanlı torunu musun diye sorduklarında yabancı kişiler, övünç duymalısın.
Zaten geçmişten gelen düşmanlık, haset ve iki yüzlülükle sorulmaktadır bu
sorular. Sen istesen de başka ülkenin insanlarına karışmazsın. Onlara
benzeyemezsin. Vatanını yerdiklerinde onlara inanma.
Düşmanlıklarındandır-sevmediklerindendir bize karşı bu eylemleri… Vatanın için
yaptığın her şeyin en mükemmelini yapmalısın bu yüzden. O toprak üzerinde
yaşadıkça, sevgiden başka bir şeyi kabul etmemelisin. Kardeşlik ülküsü ve
imanınla yoğurmalısın her köşesini. Kimseyle ayrılığa düşmemelisin. Bizim bizden
başka dostumuz yoktur, bunu kabul etmelisin. Öylesi değerli bir vatanda
yaşıyoruz ki, bu nimete şükretmeliyiz. Eğer her er kişi, yurt dışına çıkıp da
oradan vatana bakabilseydi keşke; bu satırlar yazılmazdı o zaman, özlem
yaşanırdı ve vatanın kıymeti anlaşılırdı!
Vatan, biz
sevdikçe bizimdir-bizimledir…
Yoksa esarette
yaşar, halimiz çok elimdir!
Saffet Kuramaz