boşuna heyecanlandım

karanlıkta görüş alanı dar olur

nüp dururken iki yıldız çarpışmış

köpekler ulumaya başlamış

kulaklarım çınlamış, adımı anmış biri...

uzun zamandır unutulmuşlar barınağındayım

yıldızlarda seyahata çıkacaktım ihtiyarlığımla

bu son yolculuğum olacaktı elbette

bütün paramı marangoza yatırmıştım

seyahatıma dair teferruatları hazırlatmıştım

boş telaşe bunlar, yat uyu gece gece...

düşsem dizim kanar çocukluğumda,

ağlarsa bir tek anam ağlar

tabii ki, ağlamak yetmez yaramı da sarar

yara izlerindendir ihtiyar çirkinliğim

yalnızlığın bekçisidir azrail....

 

yıkılsın duvarlar, kulağıma ses dolsun

karanlığın görüş mesafesinde tek derdim,

çıkıp oğluma gideyim

kapılarda karşılasınlar, torunlarım kucaklarda

kırmızı gül yaprakları serili ardımda

dilimde andersondan masallar

 

yıkılan duvarlar yeniden örülmekte

annenin yemeklerini özledim

çok şey mi istedim?

o günler hava açık, güneşli,

sırtımda taşıyorum evimin her bireyini

o sevdiğim çocuk sensin,

ellerimde baba şefkati

tanrı dokunur gibi saçlarına

hatırlıyorum o kırık dişli tarağı

tabii ki, kabul etmeli ki, bencillik çürütür sevgiyi

bir çığlığın harfleriyle yazılır:

'yollamayın beni!'

( Huzurevinin Yalnızlığında... başlıklı yazı AliKemal tarafından 16.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu