haydi, eşeğe binip gezelim.
Evde musluklar akarsa aksın, bir de göz yaşın değdiğinde rimelin. Yaratandan dolayı severim
rakıyı,
" sen kimseyi sevemezsin, sevmeyeceksin, rüzgarların önünde
Kuru bir yaprak gibi
Sürükleneceksin sürükleneceksin
Şefkat denir
Aşk nedir
Ömrünce bunu bilmeyeceksin
Aah bilmeyeceksin"
Ben seni türkülerde severim...bir de
oyun havalarında...
Sana aklını soran olmasın, bende kalsın... konuş!
Sana biçtiğim
değer kadar, bilsem ki seveceksin,
Kükremiş aslan
gibi coşarım.
yığarım önüne
dağları aşarım.
Bir sel gibi
coşar, taşarım.
Deliye her gün
bayram değildir, delirtme beni!
Kedi gibi ol da
seveyim seni...
Hangi kadın bana
yular takabilirmiş, şaşarım.
Sıkıyı gördüm mü
kaçarım,
Kaçarken İngiliz
beygirlerinden daha hızlı koşarım...Ona göre!
oysa beni hiç
sevmedi...sevmezse sevmesin!
Ben sevdim de ne
oldu?
Bak şu
yıldızlara, nasıl da isteksizler parlamaya?
razı olmuş çoktan
Tanrı kıyamet koparmaya
hapşırmakta
domuzlar, griplerini saçmakta
domuz gribinden
ölenler nüfusu azaltmakta...
Sezen'ciğim, ben
senin yerine de yakalanırım,
sen sakın
yakalanma!
Göreceli bir
fayda yüreğimden gelen bu talep
Talep etme sen
emret
Bahtı karayım,
gözüm karadır benim. Kodum mu oturturum.
Oturtmakla
kalmam, bir de kaldırırım...
Emret ki, sabah
kahveni getireyim yatak odana, bakayım falına,
neyse halim, bir
kör sineğin mecalinde telvende çırpınsın...
kalp krizine dair
sesler duysun steteskop...
tek şırıngalık
adrenaline dayanmaz bu yürek...