"On iki yaşında bir kız çocuğuydum,
Evlendirildiğimde”
Bir adama verdiler, ...
adam tecavüz etti merhametsizce…
Otuz iki dişli bir piton içimde...
Ağzım kusmuk dolu
ve bok kokuyor ellerim...
Kan ter içindeyim...
Bir kabus görüyorsun, diyorlar;
uyandığında geçer...
Uyana bilir miyim, bu kâbustan?...
Kaynar sularla yıkıyorum kendimi,
temizlenemiyorum.
Bağırıyorum... Ağlıyorum... Bağırıyorum...
İçimde durduğum karanlık,
nasırlı bir deri gibi sarmış beynimi
Kesip attıkça büyüyor mu, ne?
Ve nefes alamıyorum, boğuluyorum…
Hâla mı kâbus görüyorum?...
Her gün aynı acıları yaşıyorum.
İçimde bir çığlık tınlamakta,
“Ölmek istiyorum!”
Susturamıyorum :
İntikam birikintilerimi!
Kinimi de!...
Öfkelerim büyütüyor yüreğimi!
Dilsizim...
Sağırım...
Sesim yok, haykıramıyorum...
Doğru bir şey değilse bu;
nedir,
nedir doğru?
Hiçbir şey gelmiyor elimden,
gitmeliyim buradan.
Annem,
anneciğim neredesin,
bana neden sahip çıkmıyorsun?
Görmüyor musun,
gitmek istiyorum…
Bir ıssızlığın ortasına hapsolundum,
yapayalnızım…
Ellerimden tutup yaşamamı isteyen yok!
Ne yapmıştım ki, neydi suçum?
Suçum neydi bilmiyorum, anlayamıyorum!
Hey!...
Işığını kim kapattı güneşimin?
Nerede Güneşim? / Güneşim nerede?
Rüyalarım, hayallerim neden kapkaranlık?
Her yer/ her şey neden karanlık?
Nerede aydınlığım?
Çocukluğum nerede?/Nerede çocukluğum?
Başlıyor işte gene aynı kâbus!
Gözlerimi yummamalıyım,
uyumamalıyım!...
Korkuyorum!...
Hiçbir şeyin anlamı yok!
Yaşamak için hiçbir sebep yok!
Susmazsam lal sözcükler konuşacak, anlatacak…
Beynimi kaç parçaya ayırabilirsiniz?
Hangi lopuna kaç unutkanlık sığdırabilirsiniz?
Yaşadıklarımı unutmak
yaşayacaklarımdan vaz geçmekten daha zor...
Ölmeliyim ben...
/ ben ölmeliym.../
ben...
ölmek istiyorum!...
Duymuyor musunuz çığlığımı!
Ben, ölmek istiyorum!...
KYP.