Yaşadıkça sensizliği tükettim.
Beceriksizce...
Yazdıkça seni şiirler doldurup tıka basa,
anlatamadım...
Elimin altında titrek kalır her teli saçlarının seni sevdikçe
Her teli hayata bağlar kukla şımarıklığımı.
Sonrası hep yalan şeyler...
Ne zor şeymiş sensiz ölmek,
bir balık gibi çırpına çırpına...
Ne zor şeymiş her gün doğumunda bir daha sensizliğe doğmak!
Ve bir daha ölmek tam da aklıma düştüğünde,
gece yarısını vururken çanlar...
Söyle bana merhametini...
Laftan anlamıyor bu dangalak,
söyleme, merhamet et;
tam da zırhlara büründüğü anında kederin,
tam da o sızının ayyuka çıktığı an,
hayalin yetmezken yüreğime...
Ya da bırak acıtsın acılar bir kez daha!
Tam da yüreğinin ortasından,
ölsün bu ihtiyar,
artık zamanı geldi...