Zaman yalpalıyor çatı katında imge
işgali bir müşkülden kaçmak adına derinden derine kulaç attığım…
Aklımın iplerinde sallantı eseri nice
basamak ve külüstür işgali ile beylik deyimlerin ihlali kem küm etmekten kafayı
yediğim.
Şimdi mirim, desem ve el sallasam
pencereden kaydı kuytu olmayan bir şehir gezginine mi dönerdi ismim sonra
kolaysa topla arkamı, sen meftun şair.
Güme gittim bu gece.
Tembih ettim başımda uçuşan ilham
perime…
Ah, soyut rafların meyyali ne ise
akımsız elektriğin içimde kesildiği her mezat.
Kuyruk acısı mı yoksa şiirin, ben
tepe taklak düşmeyi pekiyi becermişken…
Köhne bir evim vardı zamanın birinden
bir de deli komşum aklımın merdivenlerinde inip çıkan ve sana hayat zehir
zıkkım olsun, demeyi becerip günbegün seyrelen saçlarında yaşlı babasının.
Güme gittik gideli… iyi de demiştim
ben bunu.
Şiirle çıkacaktım yola oysa ve
otostop yaptı sayısız hece yine takılı hicvine yenik düştüğüm hayta ömrün
engebeli arazisinde ne şirret ne de şeriat benzeri bir iklimde seğirirken her
bir zevce, adını bilmediği kocasından sonra mıydı yeri adı olsa olsa kuma?
Zemherilerde üşüdüm bu gece oysaki
havanın nemi ile ulaştık kırka.
Zan dediğin ne ki mirim?
Ziyan olduk olalı zayi mi tutuldu
kalem?
Ah, aşkın kelamı…
Yırtık bir günce bitpazarında buldum
seni sonrasını söylemeyim istersen yoksa kapılacağın hava akımında ben miyim
tek destekçi yine mühürlü yüreğin külfeti… zaman aşımına uğramak neymiş, bunu
ben miydim son öğrenen?
Seni aşüfte şiir saçını başını yoldum
yolacağım sonra zehir edeceğim sana ömrü ve görürsün o zaman, neymiş imgelem?
Neymiş terennüm? Neymiş güdüm ya da içgüdünün esaretinde açlık hissi o dumura
uğrayan köfte ekmekten mi alacaktım hıncını?
Baydım bayalı… ahretliğim, neredesin?
Bayıldım bayılacağım kaç gün kaldı
söyle son şiire ve hazana?
Şimdimi mimle sen en iyisi bir de
bakalım kahvenin telvesinde kimmiş gidip gelen hani olur da başı göğe erer
Mualla Teyzemle düştüğüm yolda yazarı sevgili Nazan’ın hocalık kariyerinde ben
kim oluyorum da bayat bir hikayeden çıkıp da yola erip ereceğim o son kademe?
Aklıma uydum ve yazdım.
Yazdım belki de uydum aklıma.
Şahittir gece ve sen, sevgili
okuyucu: hadi gözüm seğirirken ben miyim vebali?
Ne kinim ne de kirim yakar beni ne de
olsa yaladım yuttum Cemal ustayı.
Sahi, senin baban ne zaman öldü ya
dün gör(m)düğüm kimdi?
Hadi, yükselelim burç misali ve
örtelim dizlerimizi yaşlı nidalardan ördüğümüz kilimle sırtlayalım çantamızı ve
düşelim yollara hem belli mi olur kimin kimi esefle süzdüğü şiir gözlüm?
Kuytularda bir yumurta vardı bir
zamanlar ve deldim gagamla.
Ah, ben ki; kuşların kul esareti.
Zaman tahliye etse de bunca hüznü ve
acıyı biz de seriliriz hani bir bir mutluluğun peyzajında çalakalem yaşamayı
pek bir sevdiğimiz.
Noktamı koydum şimdili sevgili mirim;
yarına Allah kerim: beklerim hani sayfama!