Soluğumun ritminde kayıtlı aşk…
Zamanın aman vermeyen dokusunda
işlenmiş şehir.
Nüfus ettiğimin de yanılgısı
Her şehla düş.
İçimin mersiyesinde,
Tehir ettiğim mutluluk
Ve yanılgıların dipçiği ile
Öldürülen hayallerim
Tıpkı bir esinti üşüten yüreğimi;
Tıpkı bir yenilgi;
Esefle yeren eşrafımın dilinde
dolaşır durur yalnızlık.
Uzun boylu benim kelimelerim:
Enine boyuna enginliğinde umutlarımın
Ne çok yılgı adeta bir yeis;
Ne çok yılkı içimdeki esintiden
Doğan çocuklarım adeta
Aşkın rahmetine esefle dokunduğum
Bir üzünç
Muteber hüznün perde perde yükselen
sesi…
İçimdeki dinamit
Belki övündüğüme nispet yaparcasına
Öğüttüğüm bunca düş neferini
Boyutsuz güncemde
Tasa yüklü kelimelerim
Aşka biat
Özlemle kenetlendiğim kayıp
yarımlarım…
Mağlup gelsem de ne gam!
Hürmet ettiğim doğasına insanlığın,
Kınansam da ne gam!
Derli toplu benim hayal kırıklarım:
İçimden taşan beyitlerin tasavvuru
Her görkemli gidişin ardından
Tokalaştığım elem
Dilimde sızı;
İçimdeki mengene düşler
Huzursuzluk iken nakşeden
Ansızın ürperen içimdeki yorgun
künyem.
Aslıma biat
Hükümranlığında bunca zulmün
Neye yarar,
Durmaksızın düşünüp
Sevmeyi ertelemediğim;
Lakin azalan ümitler ve zaman denen
Hazin masal
Bir varmış bir yokmuş, demeyi
Sanma ki marifet belledim bunca zaman
Nasırlarında kalemin
İçimi titretir adeta
Unutulduğum dizelerde
Ben hayatı örerken şiir dilinde.