*Demokrasi; müzakere, diyalog, uzlaşı, iletişim, empati, orta yol ve hakkaniyet üretebilen bir yönetim sanatıdır*
.
Bir yakınım anlatmıştı. Konuyu, ana temayı pekiştiren çok hoş bir anı olduğu için söze onunla başlayalım.
Sanırım 1960'lı yıllar. Açıldıktan 5 dakikalık ısınma süresinden sonra ses veren lambalı radyolar dönemi.
Düşünsenize bir köyde doğru dürüst elektrik şebekesi yok, kablolu telefon yok, cep telefonu yok, televizyon yok, internet yok. Radyo memlekete gelmiş ama henüz bu köyde yok. Yalnızca gönülden gönüle iletişimin geçerli olduğu bir devir yani.
Yeğen amcasına bilgi olarak veriyor:
-Emice yeni bir alet çıkmış, takıyorsun elektriğe adamlar konuşuyor, sohbet ediyor, haber veriyor, müzik çalıyor, gülüyor ve eğleniyorlar, adına da radyo diyorlarmış, şehirden gelen komşu anlattı.
-Allah Allah dikkatimi çekti, kim niye icat etmiş bilemem de şunu merak ettim, konuşanlarla ben de sohbet edebilecek miyim, onlara cevap verebilecek miyim, kızabilecek miyim?
-Yok emice öyle şey olur mu, o çalıyor sen dinliyormuşsun.
-Öyleyse bu alet bir b.ka yaramaz o zaman!
Gerçek olan bir hikaye bu. Düz mantıkla hareket edilse de amcamız ne kadar haklı değil mi?
İlim tahsili görmüş mü, kitapların dünyasına dalmış mı bilemiyoruz fakat itiraz, onay, iletişim, etkileşim ve katılımcılığı ne kadar önemsediği ortada.
Günümüz teknoloji, iletişim ve diğer sosyal donanım imkanlarımın yoğunluğu ve çeşitliliği olduğu bir zaman diliminde, demokrasiyi, insan hak ve hürriyetlerini, özgürlüğü, katılımcılığı bu kadar içten özümseyebildik mi acaba?
Özgüven, öz eleştiriden doğmalı. İğneyi cebimizde saklayıp, çuvaldızı kendimize batırma zamanıdır.
Dünya dönüyor, büyüyor. Biz ise tersine döndürmeye çalışıyoruz.
Yıllar öncesi bir politikacı şu sloganı sıkca meydanlarda haykırırmış: "konuşan bir ülke istiyorum!"
Meydandaki taraftarın yandaş cevabı da şu olmuş:
"Sen konuşurken, susan bir ülke istiyoruz!"
Ne derece doğru bir yaklaşım, karar sizlerin.
Bilimsel yol ve yöntemlerle yol alan, doğrulamaya, yanlışlamaya açık, şeffaf, esnek, denetlenebilir, katılımcı, adaletle törpülenmiş, mantıkla onaylanmış, zarafet, ahlakla süslenmiş hiç bir öğretiden endişe duyulmaması gerekir.
Tercihler çeşitlilik arz ediyorsa, birey hür iradesi ile hak ve fiil ehliyetini, yasalara uygun, özgürce kullanabilmelidir.
Gönülden gönüle iletişim elbette önemli, fakat toplumsal iletişim, ayakta kalabilmek için zorunlu.
Hak, hukuk, adalet, eğitim, sevgi, dayanışma, hürriyet....
Sözde güzel olduğu gibi, bu değerlerin tüm evreni sıcaklığı ile sarması dileğiyle.
25.06.2019
Ali Rıza Malkoç
Samsun
(
Demokrasi; Müzakere, Diyalog, Uzlaşı, İletişim, Empati, Orta Yol Ve Hakkaniyet Ü başlıklı yazı
Ali R.MALKOÇ tarafından
25.06.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
