Tasalı bir varlığın asa’sı adeta şiir
Gölgelenmiş şehrin de pusulası
Yola düşmekle yoldan çıkmanın
gazabına uğradığım
Münferit bir hece içimin ısısı
Ve kuduran ihtirasların yasını tutan
tanrılı öğeler…
Tapındığı ne bir lenduha ne de doğa
Varsa yoksa şatafatlı hayatlar özlemi
Öykündüğüne delalet
Öldürdüğü heyecanları
Oysaki insan olmanın şerefine nail
oldu bunca ışık.
Bir hale…
Solan bir lale dibinde biten yasın
açtığı
Cennet bahçesinde sair imge
Çatallı sesinde efkârın
Yalın bir sunum işte aşkın firarı
Ölümlü kimliğimize biat aşkın
şatafatına
Sunduğumuz hezeyan.
Dik başlı cümleler
Dik çok dik yokuş
Az evvel kaydığım
Aymazlığında yitimin
Öldürdüğüm bir hiciv işte
İçimin intiharı.
Affetsin beni Tanrı
Yüksündüğüm kendimden dolduruşa gelen
Bir bataklıkta battığım dibe
Sonları görmenin de muktedir şuuru
Müphem yargılardan çıkıp da yola.
Sancılı özlem bol kafiyeli
Mısralarda dibi tutan imgeler
Bir parmak bal çaldığım ağzıma
Oysaki azık bildim ben bunca acıyı.
Nisan tasında özneler süzülüyor
Mevsimin:
Yağmayan rahmetin de yasını tutuyor
şafak
Sanrılı ömürler
Sancılı bedeller
Dikiş tutturamadığım o eksen.
Varla yok arası bir yitim
Göğün muradı erdi sonunda o mutlu
temaya
Mutlandıran tüm yetim cümleler
Sırt sırta düşmanımla tokalaştığım
bir yitim sonrası
Kaybolduk mahzende
Ve yakınlaştık eksende
Damdan düşenin halinden anlayan
Dama taşı bir özlem
Yana yakıla yaşamakla
Kardığım gölgem
Elzem elbette yarınım
O zaman yola devam, azizim.