Hepimizin memleket meseleleriyle ilgilenmesi gerekmiyor elbette. Hele ki, ülkemizde olduğu gibi politika denilince akla yalan söylemek ve iftira atmak geliyor ise.

Amma: “Bırak akışına, gitsin gidebildiği yere kadar” demek de çok doğru olmasa gerek.

Meşhurdur, Kanuni Sultan Süleyman bir gün zamanın kıymetli alimi, kendisinin süt kardeşi, hem de şeyhi olan Yahya efendiye: Sen ilahi sırlara vâkıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlale uğrar mı?” şeklinde bir mektup gönderir. Yahya efendi’nin cevabı çok kısadır: “Neme lazım be Sultanım!

Topkapı Sarayında bu cevabı hayretle okuyan Sultan, bir mana veremez. Nihayet kalkar, Yahya efendi’nin Beşiktaş’taki dergahına gelir. Sitem yüklü olarak, sorusunu tekrar sorar.

Yahya efendi: “Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de “neme lazım” deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa. Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da, bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir...

Evet, bir memleketi izmihlale uğratan şey, "neme lazım" demekmiş. Yani diğer bir deyişle: “Bana ne”

Şöyle de ifade edebiliriz: “Bir otobüse bindiğimiz zaman hepimiz şoföre müdahale etmeye kalkarsak, adamı arabayı kullanamaz hale getirebilir ve hatta belki de kaza yapmasına bile sebebiyet verebiliriz. Bu doğru, ama şoför uyuklamaya kalkar da, araba zikzak yapmaya başlarsa, o zaman da hepimiz dehşetle koltuğumuzdan fırlar, avaz avaz adama bağırmaya başlarız. Yani bu durumda hiç kimse, sakin bir şekilde: “Bana ne sultanım” demez.

Ya da, şoförün arkasında oturan birileri sürekli şoföre laf atıyor, aracı sürmesine engel olmaya veya şaşırtmaya çalışıyorsa, o zaman da diğer yolcular kayıtsız kalamazlar herhalde. Hemen şoförü lafa tutan adama çemkirmeye başlarız.

O halde, şöyle diyebilir miyiz? Ölçülü olmak kaydıyla elbette memleket meseleleriyle ilgileneceğiz, ifrat ve tefritten uzak, itidalli olmak şartıyla, hak ve hakikat üzere sözümüzü yeri geldiğinde ifade edeceğiz. Provoke ve maniple edilmemek için de gelişmeleri yakından takip edeceğiz ve biz de provokasyon ve manipülasyon yapmayacağız. Doğruları destekleyeceğiz, yanlışları tenkit edeceğiz.

“Bana ne” demek akıl, fikir sahibi ve halk nezdinde itibarlı kimselere yakışmaz.

“Bana ne” demek, aslında memleketini seven hiç kimseye yakışmaz, vesselam.

( Bana Ne başlıklı yazı Gürcan Onat tarafından 25.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu