Ölü bir dürtünün verdiği hükümdü
adeta karanlık.
Menevişlenen gecede yitip giden bir
hece gibi
Ve daracık sokaklarında insanlığın
Mağdur kılınan bir çocuk ve
hıçkırığı.
Sözcükler bitti bitpazarında
Endamlı acılar birikti peşi sıra
Gönül tezgâhında üç beş d/okunuşu
Aşkın izdihamıydı en çok yürek yakan.
Dökümlü eteklerinde nice martaval
konaklamış ömrün
Çivisi çıkan bir dünya adeta göğe
takılı tente.
Düş çukurları var gerçeklerin
boğulduğu.
Yalancı âşıklar var aşkın kan
kustuğu.
Yan var ve yandaş bir de çözümsüz
uğraş
İşte ket vuran ruha şu kin duvarı.
Bir yeis bir iç çekiş
En çok da tohuma kaçan yalancı seviş.
Gönyesi kırık insanlığın
Yüreği yufka olan kimse çok çok
yaralı
Kindar neslin de manifestosu susan
her şarkı.
İmla hataları saklı gecede
Saklı tutulan nefsin de kölesi her
eksi.
Endamlı bir yürek sesi en mağduru
Kanatlarında yükü asılı ardıç kuşunun
Ve yönünü kaybetmiş bulutların da rüzgârı
Aldı götürdü beni
Tıpkı bir yankesici ayaklarında
Yerden ayağımı kesen hangi düşse
Düşmeye ne hacet
Ben çoktan geçtim bile düşüşe
En çok da düştüğüm aşk ıslatırken
kanatlarımı…
Bir bir dillendi kehanet
Kâhinler nasıl ki işinin erbabı
Lakin es geçtim ben bunca yalanı
Ve işte kaderciyim
Kederli sesinde yolumun
Haznesinde yorgunluğun
Kayrasında da mazinin
Asılı kaldığım nice yafta
Lakin mutluyum ben anılarımla
Bir de gözüne soka soka sevdiklerim.
Yarına düşkün bir ilhamla
Sobelendiğim cennet bahçesinde
Cinnet geçirmeden evvel de yazdığım
son şiir
Hani fakirin duası kabul olur da
Yeniden doğarım ben içimdeki
O yalancı ve mutlu iklimde.